SORUN YOK ÇÜNKÜ ARTIK HERKES YOKSUL
Bakan Selçuk, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, aşırı yoksulluk ve yoksulluk sorunlarının geride kaldığını iddia etti.

TBMM’deki bütçe görüşmelerinde, bir eline ‘iş’ diğer eline ‘aş’ yazarak yaşamına son veren yurttaşa yönelik sorulan görmezden gelen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, sorun olmaktan kalktı” dedi.
Bakan Selçuk, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, aşırı yoksulluk ve yoksulluk sorunlarının geride kaldığını iddia etti.
Samsun’da bir eline iş, bir eline de aş yazarak kendisini asan yurttaş hakkındaki soruları yanıtlamayan Selçuk, bunun yerine, “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı” dedi.
Bakan Selçuk’un açıklamalarından yola çıkarak ülkedeki yoksulluğun ne düzeyde olduğunu araştırdık. Ancak ortaya çıkan tablo, bakanın bahsettiği gibi değil. Zira yoksulluk tüm halk kesimlerine yayılmış durumda. Ücretli çalışanların yüzde 17’si asgari ücret dahi alamıyor.
Asgari ücret ile yoksulluk sınırı arasında uçurum var
Aralık ayının gündemi asgari ücret. Asgari ücretin 2 bin 324 lira olduğu ülkede milyonlarca emekçi asgari ücrete dahi erişemiyor. Öte yandan ülkede asgari ücretlileşme söz konusu. DİSK-AR’ın Salgın Günlerinde Asgari Ücret Raporu’nda yer alan bilgilere göre ülkede 19,5 milyon ücretli çalışan mevcut. Ücretle çalışanların yüzde 17’si, yani yaklaşık 3,3 milyon çalışan asgari ücretin altında çalışıyor. Asgari ücretin yarısından daha az ücretle çalışanlar ise 1 milyona yakın.
Asgari ücret civarında ücret alanlar da dahil edildiğinde 9,7 milyon işçi, bütün ücretli çalışanların yüzde 50’ye yakını asgari ücret civarı ve altında bir ücretle yaşamını sürdürüyor.
Öte yandan asgari ücret ile açlık ve yoksulluk sınırı arasındaki uçurum her ay biraz daha derinleşiriz. 1 milyon ücretlinin asgari ücretin yarısına dahi erişemediği ülkede yoksulluk sınırı 8 bin 169 lira. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 2 bin 362 TL.
HALK BORÇ İÇİNDE YÜZÜYOR
SALGIN halkı daha da yoksullaştırdı. Gelir kaybı yaşayan yurttaşlar ucuz kredilere teşvik edilerek borçlandırıldı. Yurttaşın bankalara ve finansman şirketlerine olan borcu bir haftada 588 milyon lira artarak 830,4 milyar liraya yükseldi. Bu borcun 687,2 milyar lirası tüketici kredilerinden, 143,2 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanıyor.
Mart ayında halkın bankalara olan kredi kartı ve tüketici kredilerinden kaynaklanan borcun toplamı 625 milyar liraydı. Bu borcun 510,5 milyarlık kısmı tüketici kredilerinden 114,4 milyar lirası kredi kartlarından kaynaklanıyordu.
Öte yandan BDDK’nin verilerine göre tüketici kredisi ve kredi kartı borçları yılbaşından bu yana ise 240 milyar lira arttı. Bu dönemde tüketici kredileri 212,7 milyar lira artarken, kredi kartı borçlarındaki artış ise 27,2 milyar lira oldu.
İktidarın, salgına karşı alınan önlemler nedeniyle işini kaybeden, işini kaybetmediği halde geliri azalan, zorunlu izne çıkarılan vatandaşlara temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için bankalardan borçlanmayı adres göstermesi halkın bankalara olan borcu yılın ilk 11 ayında yüzde 40,6 oranında büyümesine yol açtı.
Hayat pahalılığı halkın sofrasını vurdu
Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Çarşı- pazarda fiyatlar sürekli artıyor. Kasımda yıllık enflasyon yüzde 14,03 olarak açıklandı. Ancak halkın hissettiği enflasyon çok daha fazla.
Öte yandan gıda enflasyonu rekor seviyelere ulaşmış durumda. Gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 21,08’i aşmış durumda. Sadece yumurtanın fiyatı bir yıl içinde yüzde 72 zamlandı.
Öte yandan Türk-İş’in kasım ayında açıkladığı açlık ve yoksulluk raporu araştırmasına göre açlık sınırı 2 bin 516 lira, bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 3 bin 74 lira.
Geçen yılın aynı döneminde açlık sınırı 2 bin 103 lira, bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 2 bin 578 liraydı.