SON 30 YILDA DEVLET KADROLARI NASIL TASFİYE EDİLDİ?
Geleceklerini emperyalist merkezlere bağlayan ve emperyalistlerin emirlerini Hükümet Programı haline getirenler, 30 yıldır kamu kurumlarını ortadan kaldırılma çabasmdalar. Giden hükümetin yerine gelen de emperyalist merkezlere biat ettiği için, kamuya saldırı kesintisiz devam etti.
Geleceklerini emperyalist merkezlere bağlayan ve emperyalistlerin emirlerini Hükümet Programı haline getirenler, 30 yıldır kamu kurumlarını ortadan kaldırılma çabasmdalar. Giden hükümetin yerine gelen de emperyalist merkezlere biat ettiği için, kamuya saldırı kesintisiz devam etti.
Öyle ki, önceki Hükümetten yarım kalanı da böbürlenerek üstlendiler. Kamu kurumlarını yok etme emrini uygulayanlar, kurumlardaki kadroların tasfiye edilmesi yönündeki emirlere de itaat ettiler, uyguladılar. Okuyacağınız belgelerde Hükümetlerin, işçilerin geleceği hakkındaki emirleri nereden aldıklarını okuyacağız.
Türk işçisinin ve Türkiye’nin Hükümetleri mi, yoksa emperyalistlere mi biat ediyorlar, göreceğiz. Emperyalistlerin "kadroları tasfiye edin" emirleri 1996 yılında Dünya Bankası, Türkiye Raporu’nda aynen şöyle emrediyordu: "Siyasi duyarlılık dikkate alınarak personel indirimine yönelik süratli uygulama, 1997/1998 de başlayabilir Asgari emeklilik yası 62’ye, prim ödeme süresi de 30 yıla çıkarılmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır."
OECD ise, Haziran 2000 tarihli İstihdam Raporu’nda söyle emrediyordu: "İsten çıkarmaya ilişkin kuralları esnekleştirin ve isten çıkarmayı kolaylaştırın. Daimi isçilerin isten çıkarma tazminatlarını, istihdamı teşvik için azaltın." Bu emirlere karşı DSP-MHP-ANAP hükümeti ne yapmış?
Ellerini açmış Hükümetlerden kadro dilenen kimi Taşeron İşçi Dernekleri ve taşeron işçileri, bu emirleri okuyunca, yandaşı oldukları Partilerin, emperyalist emirlere rest çektiğini sanmışlardır. "Bizim içişlerimize nasıl karışırsınız, bizim kurumlarımızı nasıl yöneteceğimize, kaç kişi çalıştıracağımıza kadar burnunuzu nasıl sokarsınız, haddinizi bilin" diye cevap vermelerini beklemişlerdir.
Ne yazık ki tam tersine, emirlere anında biat emiş, Türk işçisini fabrikasından atmanın bin bir türlü cin fikirli yollarını harekete geçirmişlerdir. Körü körüne yandaşlığın nasıl büyük bir gaflet olduğunu, aşağıdaki belgeler göstermektedir. Dünya Bankası ve OECD’nin emirlerinin aynısını, IMF’de emrediyordu. DSP-MHP ANAP Hükümeti, 22 Haziran 2000 tarihinde IMF’ye yazdığı mektupta şöyle diyor: "…kamu kuruluşlarına emekli olanların %15’inden fazla yeni işçi alınmaması politikası titizlikle sürdürülecektir. " 18 Aralık 2000 tarihli IMF’ye niyet mektubunda da, emre itaati tekrarlıyor; "2000 yılında Hazine’nin portföyündeki KİT’lerde emekli olan personelin azami %15’ine kadar yeni personel alımı politikası sürdürülecektir." DSP-MHP-ANAP Hükümetinin Emperyalist merkezlerle yaptığı sözleşmeler böyle.
AKP Hükümeti de biatta önceki Hükümetten geri kalmadı. Devlet kadrolarına büyük saldırı… Bu sözleşmelerle son 30 yılda Türk işçisi fabrikasından nasıl atıldı, birkaç örnekle görelim; 2003 yılında Telekom’un personel sayısı 61 bin 219 idi. Satışa hazırlandığı 2006 yılma kadar, 3 yılda 40 bin 719 kişiye düşürdüler. İngiliz işverene devretmeden önce, 3 yılda 20 bin çalışanı tasfiye ettiler. İngiliz işveren ne yaptı? Tam 16 bin personeli de o eritmiş. 2003 yılında 61 bin kişinin çalıştığı Telekom’da bugün 24 bin kişi çalışıyor. 30 yılda TTK’da çalışan işçi sayısını lA oranında erittiler.
1980 yılında işçi sayısı 41,927 iken, 1990’da 34,349’a, 2000 yılında 19,151’e, 2012 yılında ise 10,512’ye düşürdüler.
TKİ’de 1880 yılında 48,328 işçi çalışıyorken, 2014 yılında 13,582’ye düşürdüler.
TCK’da (Karayolları) 1985 yılında 45 bin işçi çalışıyor iken, 2014 yılında 11,260’a düşürdüler.
1980 yılında TEKEL’de çalışan işçi sayısı 49,792 ilken, kurumu yabancılara sattılar, kalan 8 bin çalışanını 4-c statüsüne sürgün ettiler. TEKEL yok edildi. 1986-2006 arasında satılan TÜPRAŞ, Petrol Ofisi, ERDEMİR, Kardemir, İSDEMİR gibi devlerin de bulunduğu 45 işletmede, satış öncesinde 50 bin personel 38 bine düşürdüler. Aynı dönemde satılan 25 kurumdaki personel sayısını, 15 binden 5 bine indi. Sümerbanklar satılırken 33.000 işçi işini kaybetti. AKP döneminde ne oldu? Kamuda çalışan toplam işçi sayısı 2003 yılında 338,551 iken, 2013 yılında 159,227’ye düşürüldü. Taşeron işçileri, gözünüzü açın artık. Olay budur.
Not: AKP Hükümetinin emperyalistlerin emirleri karşısında ne yaptığına, 5 Şubat Çarşamba günü bu köşede devam edeceğiz.