SOMA KATLİAMI’NIN FAİLİ: PİYASA DÜZENİ
´Özelleştirme ve taşeron sistemi devam ettiği sürece bu katliamlar da sürecektir. Çözüm ise basta özelleştirme ve taşeron sisteminin savunucusu olan AKP iktidarından kurtulmaktır´
Çizmemi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin."Bu sözler Soma’da katliamından kurtulan bir’işçiye ait. Hepimiz duyduk. Bu soru, namusu ve vicdanı olan herkesin kafasına mıh gibi çakıldı. Fazlasıyla somut bir durumu ortaya çıkardı bu sözler. Bir işçiye, bir eşya olan sedyeden kendini daha değersiz hissettiren şey nedir?
O işçinin sözleri, ülkemiz işçilerinin, emekçilerinin genel ruh halinin çıplak bir yansımasıydı. İçinde yaşadığımız düzende, kapitalizmin piyasa kuralları geçerlidir. Piyasa kurallarında eşya/meta esastır. İşçi, emek gücü satın alınandır piyasa düzeninde.
Kar esaslı olan piyasa düzeni ancak emekçinin ücretini düşürerek yükselir ve yaşar. Piyasa düzeninde iş güvenliğine ve iş sağlığına ayrılacak bütçe karı tehdit eden ve karı düşüren mali külfetlerdir.
Kadermiş…
Piyasa düzeninde iş cinayetinin adı "iş kazasıdır". Katliamın adı "acı faciadır". Piyasa düzeni iş cinayetini ve katliamını sorgulamaym ister. Yaşananlar "kaderdir" ve sorgulanmamahdır. Sorumlulara isyan edilmemelidir. "Kaderdir" çünkü, ancak dua edilebilirsin artık, olan olmuştur. Piyasa düzeninin televizyon kanalları "din adamlarını" çıkarır ekranlarına. Cıvık ve samimiyetsiz televizyon programının sunucusunun konuğu olan "din adamı" bu işin kader olduğunu ve hayatını kaybedenlerin cennete gideceğinin "müjdesini" verir. Sahte yaslar tutar bu piyasa düzeninin televizyonları, gazeteleri ve radyoları. Yaşananların nedenini; iş güvenliğindeki aksaklıkları, özelleştirme politikalarını, taşeron sistemini göstermezler. Gösteremezler! Çünkü onlar da piyasa düzenine bağlıdır. Hatta piyasa düzeninin bu propaganda aygıtları, katliamda yakınlarını kaybedenlerin ve duyarlı yurttaşların hükümeti ve işvereni protesto etmelerini "provakatörlükle" nitelerler. Acılı ve Başbakan’ı.
İşçiye reva görülen yüzlerce ölüm ve bir de bunun üstüne başbakan dayağı. Katliamı protesto eden yurttaşlara ise gaz bombası, basınçlı su, cop, plastik mermi ve gözaltı… Keza bu piyasa düzeninin bakanları işçiyi eşya gibi "tane" olarak niteleyip, vali yardımcıları ise "aklını kullananlar duyarlı yurttaşların tepkilerine ufacık dahi yer vermezler. Piyasa düzeninin Başbakan’ı ise yüzlerce insanın katliamda hayatını kaybetmesine "Böyle kazalar olur" diyerek, fi tarihinde yaşanan olaylarla-yaptığı açıklamada, 1914 Japonya’sında ve 1942 Çin’inde benzer olayların meydana geldiğini belirtti- akıl almazca Soma katliamını kıyaslıyor.
Yaşananları "normalleştirmeye" çalışıyor. Bununla da yetinmeyen piyasa düzeninin Başbakan’ı, Soma ziyaretinde kendine bir şeyler anlatmaya çalışan yurttaşa "ne de olsa protesto ediyordur" diyerek saldırıyor. İşte piyasa düzeninin ölmedi" diyor. Bu arada piyasa düzeninin "şarkıcısı" Ebru Gündeş- Reza Zerrab’rn sevgilisi- de trilyonluk yalısında oturup işçiler için ağhyormuş(!)
İtiraf
Aslında Soma Holding sahibi Alp Gürkan’ın 2012 yılında Hürriyet gazetesine verdiği röportaj piyasa düzeninin mantığını bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Gürkan, TKİ’nin 130-140 dolara mal ettiği kömürün tonunu 23.8 dolar maliyetle çıkardıklarını, özel sektörün çalışma tarzıyla düşürdüklerini söylemişti. Açıklamasında, "TKİ, Soma’da kömürü kendisi çıkarırken tonunu 130140 dolara mal ediyordu. Biz ihaleye girip, tonunu TKİ’ye rödovans payı dahil 23.80 dolara çıkarma taahhüdü verdik" diyen Gürkan, Soma’daki işlerin TKİ’nin 2005 yılında verdiği bu kararla büyüdüğünü anlatıyor. Gürkan’a göre TKİ, rödovans (maden ocaklarının işletmesinin kiraya verilmesi) karşılığı işlerini özel sektöre devrederek zarardan kara geçti. "Bu model size para kazandırıyor mu?" sorusuna ise Gürkan, "Gerek biz, gerek diğer özel şirketler, kar etmesek bu işe girmezdik" cevabını veriyor. İşte kar esaslı piyasa düzeni böyle işliyor. Piyasa düzeninin ve onun siyasal iktidarının özelleştirme politikalarındaki ve bu politikaların sonucu olan taşeron sistemindeki ısrarı bu yüzden. Yatağan, Kemerköy, Yeniköy ve Çates gibi enerji ve kömür işletmelerinin özelleştirilmek istenmesinin sebebini şimdi daha iyi anlıyoruz değil mi? Özelleştirmenin taşeronlaşmaya, taşeronluğun ölüme denk düştüğünü de öyle.
Çözüm
Soma’da yüzlerce canımızı yitirdik… Özelleştirme ve taşeron sistemi devam ettiği sürece bu katliamlar devam edecektir. Çözüm ise başta özelleştirmeci ve taşeron sisteminin savunucusu olan AKP iktidarından kurtulmaktır. Taşeron sisteminde çalışan bütün işçiler örgütlenmelidir. Ancak işçiler birlik olursa bu taşeron cehenneminden kurtulabilirler. Ancak özelleştirmeler durduğunda iş güvenliği sağlanabilir. Başta Türkiye işçi sınıfı olmak üzere bütün halkımızın başı sağ olsun. Soma katliamının hesabını soracağız!