Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
06 Mart 2020
SİSTEMİN UNUTTUĞU KADIN İŞÇİ

Çalışma hayatının gerçek kahramanlarını, kadın işçileri yazmadan olur mu? Ben hep rahatsız olmuşumdur, 8 Mart denildiği zaman sadece töre kurbanlarından, kadın cinayetlerinden öteye geçmeyen kadın hikayelerini dinlemekten

SİSTEMİN UNUTTUĞU KADIN İŞÇİ

Bu hafta 8 Mart’a ve kadına ilişkin yazmayı düşündüğümde eski yazılarıma bakmak istedim. Daha önce ne demişim, bugün neler değişmiş diye. 2013 yılında yazdığım yazıdaki koşullarda kadın için değişen hiçbir şey yok. O yüzden 2013 yılında yazdığım yazıyı tekrar paylaşmak istedim.

Çalışma hayatının gerçek kahramanlarını, kadın işçileri yazmadan olur mu? Ben hep rahatsız olmuşumdur, 8 Mart denildiği zaman sadece töre kurbanlarından, kadın cinayetlerinden öteye geçmeyen kadın hikayelerini dinlemekten. Bunlar çok can yakıcı sorunlar ama 8 Martlarda konuşulması gereken tek başlık değil. Hatta sadece 8 Martlara bırakılacak sorun hiç değil. Oysa şiddet, insana dair kara bir hikayedir. Kadını anlatmak için fabrikalara, atölyelere, yoksul evlere, pazarlara da girmek gerek. Şiddet insanı, emeği sömüren, ülkelerin gelişimini engelleyen sistemin getirdiği bir sonuç. Bu sistem içerisinde kadını tek başına kurtarmak söz konusu olamaz. Evlerimize temizliğe aldığımız kadının hayatından yoksulluğu çıkartamadıkça o kadının hayatından şiddeti de çıkartamayız.
 
Şiddetin en büyüğü eğitimsiz ve yoksul bırakmak değil midir? Şiddeti yaratan zemini görmeden, şiddeti bitirmekten söz etmek bataklığı bırakıp sivrisineklerle uğraşmaktır.
 
Ben işçi kadınlardan söz etmek istiyorum. Fabrikalardaki kadınlardan. Evde çocuklarını bırakıp, sabahın ayazında mesaiye giden o kadınları anlatmaya çalışacağım. Hani bir şarkı vardır, Alpay söylerdi, “Fabrika Kızı” işçi kadınları öyle güzel anlatır ki;
 
“Fabrikada tütün sarar
 
Sanki kendi içer gibi
 
Sararkende hayal kurar
 
Bütün insanlar gibi
 
Bir evi olsun ister
 
Bir de içmeyen kocası
 
Tanrı ne verirse geçinir gider
 
Yeter ki mutlu olsun yuvası”
 
Belkıs Kümbetoğlu, İnci User ve Aylin Akpınar’ın, kayıtdışı çalışmaya dair yaptıkları ve kitaplaştırdıkları kadın istihdamına yönelik alan araştırması, çalışma hayatındaki kayıp işçi kadını ortaya koyuyor. Bu araştırma aslında 8 Mart’ın anlamını daha da netleştiriyor. Neden Emekçi Kadınlar Günü sorusuna yanıtı da veriyor.
 
Kitap üç akademisyenin öğrencileriyle birlikte yaptıkları bir alan araştırmasını içeriyor. Araştırma İstanbul, Kocaeli, Bursa, Sakarya ve Düzce illerinde anket şeklinde, karşılıklı görüşerek yapılmış. Kadın işçiler bu illerde ağırlıklı olarak tekstil, gıda ve hizmet sektörlerinde kayıt dışı olarak çalışıyor. Araştırmaya katılan 213 kadın çoğunlukla çocuk yaşta çalışmaya başlamış, birçok iş değiştirerek ve arada uzun dönemler işsiz kalarak bugünlere gelmiş.
Son derece elverişsiz ortamlarda, asgari ücretin altında ücretlerle, uzun çalışma saatleri boyunca kuralsız bir şekilde çalışan kadınlar, işte ve ailede yaşadıkları güçlükleri, yoksullukları, şiddeti açıkça ifade etmiş, örgütsüzlük ve güvencesizliğin kişinin yaşamını ne hale getirdiğini anlatmışlar. Sistemin görünmez kıldığı, kayıp işçi kadınlar haklarını savunabilecek, bu haklar için seslerini yükseltebilecek herhangi bir olanağa sahip değil.
 
Sağlık güvencesi, emeklilik, sendika etkinliği, onlardan çok uzak ve geleceklerinden umutlu değiller. Gene de yükselen işsizlik karşısında çalışmaktan hoşnut ve ücretten tatile, düzenli mesai saatlerinden, hastalık iznine tüm haklarını sınırlayan işverenlerine müteşekkirler.
 
Araştırmacılar, çalışmanın bu kadınları özgür, bağımsız ve güçlü kılmadığını, onlara sadece boğaz tokluğu temin ettiğini, buna karşılık onlar için bir çok rahatsızlık, eziyet ve aşağılanma anlamına geldiğini vurguluyor. Türkiye’de kadın istihdamı ve kayıt dışılık başlıklı bölümde, kadınların istihdama erkeklere oranla çok düşük katıldığı ve çalışma koşullarının erkeklerden farklı olduğu belirtiliyor. Araştırmaya göre hizmet sektörü giderek daha fazla kadının istihdam edildiği bir alan olmaya başladı.
 
İşte görülmeyen tablo bu araştırma sonucunda bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor. Kadın, ülkenin koşullarıyla birlikte haklarını kazanıyor ya da kaybediyor. Yerli üretimi esas almayan ekonomi kadın ya da erkek demeden emeği sömürüyor, insanı köleleştiriyor.
DİĞER HABERLER
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür.

TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikaların işverenlere açtıkları yetki davasında mahkemelerin uzun sürmesini eleştirerek “Mahkeme 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor, ne sendika kalıyor, ne bir şey kalıyor” dedi.

KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ
KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ

Ticaret Bakanlığı kanatlı eti ihracatına kısıtlama kararı aldı. Son dönemde fiyatlarıyla tartışma konusu olan beyaz et tarafında ihracat kısıtlaması için düğmeye basıldı.

1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]