SICAK PARA 25 YILDIR TÜRKİYE’Yİ YAKIYOR
Kısa vadeli sermaye hareketleri Türkiye’yi yakmayı sürdürüyor. Son 25 yılda ülkeye giren 102.8 milyar dolar sermaye karşılığında, 42.8 milyar dolar kar transferi olarak yurtdışına gitti.
Kısa vadeli sermaye hareketleri Türkiye’yi yakmayı sürdürüyor. Son 25 yılda ülkeye giren 102.8 milyar dolar sermaye karşılığında, 42.8 milyar dolar kar transferi olarak yurtdışına gitti. AKP Hükümeti, Özal’ın ektiğini biçiyor.
Turgut Özal’ın başlattığı ve AKP Hükümeti’nin de tam gaz sürdürdüğü sıcak parayla ekonomi döndürme politikası, ülkemize hiç yaramadı. Sıcak paranın 25 yıllık bilançosunu değerlendiren Dünya Gazetesi’nin haberine göre, uluslararası piyasada sermaye hareketliliği sağlayan ve burkaç takdiğine dayalı finans kapital ya da diğer bir deyişle sıcak para hareketine, AKP güvenerek sarılıyor. Haberde, Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin 102.8 milyar dolar getirdiği, 42.8 milyar liralık karı ise ülkesine transfer ettiği ortaya çıktı.
90 MİLYARLIK RİSK
Borçlanmaya muhtaç olanların sırtından para kazanmaya alışmış çevrelerin İMKB’de halen 90 milyar dolarlık hisse senedi bulunuyor. Bunun yanında yüklü miktarda Devlet İç Borçlanma Senetleri’de sıcak paracıların elinde bulunuyor.
Nisan 2012 verileri değerlendirildiğinde, finans kapitalin sağladığı kar transferlerinin girişlerie oranı, geçmiş döneme göre 86 milyar doları aşan girişe karşılık, kar transferleri 30 milyar 641 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.
BORÇ HIZLA ARTIYOR
Öte yandan artan cari açığın yanı sıra Nisan 2012 verilerine göre, kısa vadeli dış borç miktarının hızlı bir artış eğilimine girmesi borcun borçla kapatıldığı ekonomide bir başka sorun alanını oluşturmakta. Verilere göre ge.en yıl sonunda 83.8 milyar dolar olan kısa vadeli dış borç stoku, dört ayda 11.4 milyar dolar artarak nisan sonunda 95.2 milyar dolara ulaştı. Dört aydaki 11.4 milyar dolarlık artışın 3.9 milyar doları kamu, 7.4 milyar doları ise özel sektör kaynaklı.
RANT EKONOMİSİ
Tüm bu gelişmeler ışığında üretimden, planlı ekonomiden uzaklaşan ve her an çıkıp kriz yaratma potansiyeli taşıyan sıcak paraya teslim olmuş AKP Türkiye’si için 2012’nin sonunu “sağ salim” getirebilmek önemli bir sorun haline geliyor. Bu nedenle umutla davet edilen İslami finansa, Afet Yasası’yla talan edilecek kentlere, canlanacak gayrimenkul piyasasına ve bu çerçevede kurulan rant ekonomisine akacak Arap sermayesine bağlı görünüyor.
SICAK PARAYA GÜVENEN YANAR
Sıcak para, sahip olduğu spekülatif karaktere uygun olarak gittiği ülkede borsaya, devlet tahvillerine ve dış borçlanma senetlerine yatırım yaparak belirli bir süre durup kar ettikten sonra geri çıkar. Ekonominin kısa vadede iktisadi canlılık yaratan sıcak paraya bağımlı hale gelmesiyle her an çıkabilecek bir kriz riskini de beraberinde taşıyor. Örneğin 1997 Asya Krizi’nde görüldüğü gibi Uluslar arası fonlarda bölgeye fütursuzca akın eden finans kapital, bu ülkelerde borsa ve gayrimenkul balonu oluşturuldu, durumun devam ettirilmeyeceği anlaşıldığında ise bir gecede bu ülkeleri terk ederek büyük bir krize yol açtı, ardından da devreye İMF girdi.
AKP, SICAK PARAYI SEVDİ
İktisadi büyümenin sıcak paraya bağlı olduğu Türkiye’de, alınan birçok kararda ilk önce piyasanın tepkisi dikkate alınmak durumunda. Bu yüzden finans kapitali ülkede tutmak için yüksek faize dayalı uygun ortam yaratan AKP, iç ve dış siyasette karşılaştığı pek çok kritik başlıkta “sıcak paraya” güveniyor. Sıcak para politikasının kırılgan hale gelen Türkiye ekonomisi üzerindeki en önemli etkileri, bütçe açıklarının ve kamu/özel kesim borçlanma ihtiyacının kısa vadeli yabancı sermaye girişine dayanılarak kolayca finanse edilmesini sağlamak. Yani, Türkiye’ye çeşitli yollarla gelen sıcak para Merkez Bankası’na satılarak Türk Lirasına dönüştürülüyor ve Hazine’ye borç olarak veriliyor. Böylece gelen paraya bağlı olarak borç borçla çevrilebiliyor.