SICAK HAZİRAN
12 Eylül Darbesi ile işçi sınıfına karşı ve emeğin kazanımlarını ortadan kaldırmak için büyük bir savaş açılmıştı. Bu savaş ancak ve ancak işçi sınıfının örgütlülüğü zayıflatılarak başarılabilirdi.
12 Eylül Darbesi ile işçi sınıfına karşı ve emeğin kazanımlarını ortadan kaldırmak için büyük bir savaş açılmıştı. Bu savaş ancak ve ancak işçi sınıfının örgütlülüğü zayıflatılarak başarılabilirdi.
Sendikal hareketin mücadeleci unsurları tasfiye edilmeye çalışılırken "ayak bağı" olmayacak sendikalardan oluşan bir sendikal düzenin kurulması gerekiyordu. 1983 yılında bu doğrultuda yürürlüğe sokulan sendikal mevzuat 2012 yılına kadar değiştirilmeden uygulandı.
Turgut Özal’ın 1980’li yıllarda başladığı reformlar, izleyen on yılda özelleştirmelerin hızlanmasıyla sürdü, 2000’li yıllarda ise bayrağı AKP devraldı. AKP, işçi sınıfına saldırı politikaları düşünüldüğünde darbenin ve sonrasında iktidar olan hükümetlerin yarım bıraktığı işleri tamamladı. Bu açıdan bir dönem kapandı.
Özelleştirmelerde hayli yol alındı. 2003’te yürürlüğe giren iş Kanunu ile esneklik virüsü mevzuata girdi. Sosyal güvenlik reformu ile sermayenin bu alandaki talepleri karşılandı. Şimdi sıra sınıfın daha temel kazanımlarına geldi. Kıdem tazminatının tasfiyesi, taşeron çalışmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması, geçici iş ilişkisinin önünün açılması, Ulusal istihdam Stratejisi’nde yer alan esnekleşme saldırıları, kamu emekçilerinin güvencesizleştirilmesi ve kamuda istihdam biçimlerinin kökten değiştirilmesi…
İki gün önce Çalışma ve Kalkınma bakanlarının da katıldığı bir toplantıda, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser’in reformlar için "çalışmaya devam" mesajını AKP’Iİ bakanlar "reformlar hiç bitmez" diyerek selamladı. Evet, sermayenin talepleri bitmez ve bu talepleri emir telakki eden bir hükümet de gazdan ayağını asla çekmez. Sıra temel kazanımlara gelince sendikal düzenin de yeniden inşa edilmesi, müzakereci değil mücadeleci tüm unsurların dönüştürülmesi ya da tümüyle sendikal hareketten tasfiye edilmesi şart oldu.
2012 yılının son aylarında sendikal mevzuatın sendikal hak ve özgürlükleri genişletiyoruz denerek tümüyle değiştirilmesi bu ihtiyaçla ilgilidir. Yeni kanun ile devlet eliyle sendikasızlaştırma yapılmıştır. Milyonlarca işçinin toplu sözleşme hakkı birkaç yıl içerisinde elinden alınacaktır.
Bu sürecin tersine çevrilmesi, sendikaların örgütlü gücünü arttırması ve mücadeleci unsurların direnmesi ile mümkündür. Ancak hükümet, temel kazanımlara dönük saldırılardan önce bu ihtimali de ortadan kaldırmak istiyor, işçilerin kanunda yazılı olan hakları, fiilen uygulanamaz hale getirilmeye çalışılıyor. Kamu emekçileri ise güvencesizleştirilip, buradaki mücadeleci damar kesilmek isteniyor.
Başladığı gün biten ÇAYKUR ile THY grevinde işverenin ve ona destek olan hükümetin, işçilere ve sendikaya dönük tutumu bu nedenle sürpriz değildir, işçilerin yasal hakkı olan greve çıkmaları fiilen engellenmeye çalışıldı.
ÇAYKUR’da grev boğulurken, THY’de bu hesap tutmadı. 14. gününe giren THY grevinde işçiler, sendika ve şirket yönetimi arasında bir psikolojik savaş sürüyor. "Uçuşlar aksamıyor, greve katılım az" iddiası tutmayan THY yönetimi işi grevi yasa dışı ilan etmeye kadar götürdü.
Grevin başarıya ulaşması için psikolojik savaşın kazanılması ve dayanışmanın yükseltilmesi gerekiyor. 2 Haziran Pazar günü THY grevcilerine destek olmak için büyük bir buluşma gerçekleştirilecek. Aynı günlerde kamu emekçilerinin tabi olduğu 657 Sayılı Kanun’da değişiklik yapılması için düğmeye basıldı.
Kamu emekçileri kölelik koşullarında çalışmaya zorlanacak, kamu istihdamı hükümetin istediği gibi biçimlendirilecek. KESK ise 5 Haziran Çarşamba günü yapılmak istenen bu düzenlemeye karşı grev ilan etti. Sermaye ve hükümet bu iki başlıkta istediğini alırsa, sendikal mevzuatta yazılı olan hakların tümü çöpe gidecek ve devletin dönüşümünde önemli bir viraj dönülecek.
Yeni bir sendikal düzen inşa edilirken, sürece bir direnci ifade eden THY grevi ve kamu emekçilerinin vereceği mücadele bu yüzden tam anlamıyla bir kırılma anlamına geliyor. Haziran, ilk haftasından itibaren sıcak geçecek…