Sendikalı işyerlerinin işverenleri, sendikalarla işbirliği yaparak, devletten vergi kaçıran, işçinin emeğinden çalan, tüketiciyi kalitesiz ürünle başbaşa bırakan sendikasız işyerlerine karşı, haksız rekabeti ortadan kaldırmak için bir mücadele başlatmalıdırlar. Bunun ilk adımı da sendikalı işçilerin ürettikleri ürünlerin görünebilir bir yerine, bu ürün sendikalı işçiler tarafından üretilmiştir etiketini veya yazısını koyarak başlayabilirler.
Değerli sosyal siyasetçi Yıldırım Koç, köşesinde yazdığı bir yazıda, sendikaların ve işçi sınıfının tüketim silahını hiçbir zaman etkili biçimde kullanmadığından haklı olarak yakınıyordu. İşverenler sermayenin gücünü işçiye ve özellikle onun sendikalaşma çabasına karşı acımasızca kullanırken işçi sınıfının ve örgütlerinin buna karşı tüketim gücünü kullanma yolunda bir gelenek oluşturamamalan düşündürücüdür.
Tekgıda-İş Sendikasının Yörsan işyerlerinde örgütlenmesi üzerine yetki aşamasında işverenin 400 işçiyi sendikalı olmalan nedeniyle işten çıkarması ve yüksek tazminatlar ödeme pahasına işyerini sendikasızlaştırması sanırım bu konudaki en çarpıcı örnektir. İşçilerin Anayasa’dan doğan en doğal haklarını kullanmasına karşı acımasızca davranan işverene karşı sendikanın başlattığı tüketim boykotu başarılı olamamıştır.
Tüketim boykotlarının başarılı olması toplumun işçi sorunlanna sıcak bakması ve sendikalann toplum ile barışık olmasına bağlıdır. Bunun için sendikaların halkla ilişkiler adlı bir bölüm oluşturmaları ve burada çalışacak uzmanlaşmış kişiler aracılığı ile toplumun sendikalı işçiye ve sendikaya sıcak bakmasını, onun sorunlannı kendi sorunları ile özdeşleştirmeye çalışmalan bu konuda atılacak ilk adım olabilir.
Astara dikilen etiket
Tüketim boykotu kadar ve hattâ ondan daha önemli bir konu, sendikalı işçilerin yaptığı üretimin topluma tanıtılması ve tüketicinin sendikalı üretime sahip çıkması konusu vardır. Geçmişte bir yabancı ülkede, büyük bir alışveriş merkezinde, tekstil ürünlerini incelerken bir ceketin astarına, "bu ürün sendikalı işçiler tarafından üretilmiştir" etiketinin dikildiğini görünce bayağı heyecanlanmıştım.
Bu yoldan topluma bir mesaj verilmek istendiğini, sendikalı işçinin ürettiği malın daha kaliteli, daha özenli olduğunun anlatılmak istendiğini düşündüm. İhtiyacım olmadığı halde sendikalı emeği ödüllendirmek ve o ürünü dostlarıma göstermek için satın aldım. O ceketi giyip etiketi gösterdiğim sendikacı dostlarımın bu olaydan etkilenmediğini, hiç heyecanlanmadığını görünce bayağı üzülmüştüm.
Oysa bu olaydan alınacak çok dersler vardı. Ülkemizde işverenlerin işçilerin sendikalaşmasına sıcak bakmadığı, sendikanın sağlayabileceği bir çok yaran yok sayıp sermayesinin düşmanı gibi algılaması çok haksız ve yanlış bir davranıştır,
İşverenler acaba işyerlerinin sendikalaşmasının yaygınlaşmasının kendilerine sağlayacağı yararı hiç düşünüyorlar mı? Ülkede sendikalaşmamış işyerlerinin sendikalı işyerlerine karşı bir haksız rekabet yarattıklannı bilmiyorlar mı? Sendikasız ve ucuz emeğin ürettiği ürünün sendikalı ve göreceli olarak daha pahalı emeğin ürününe karşı önemli bir avantaj sağladığını görmüyorlar mı?
Sendikalı işyerlerinin işverenleri, sendikalarla işbirliği yaparak, devletten vergi kaçıran, işçinin emeğinden çalan, tüketiciyi kalitesiz ürünle başbaşa bırakan sendikasız işyerlerine karşı, haksız rekabeti ortadan kaldırmak için bir mücadele başlatmalıdırlar. Bunun ilk adımı da sendikalı işçilerin ürettikleri ürünlerin görünebilir bir yerine, "bu ürün sendikalı işçiler tarafından üretilmiştir" etiketini veya yazısını koyarak başlayabilirler.
Bu konuda işverenler sendikalarla işbirliği yaparak, "sendikalı emek ürünü kullan" kampanyaları başlatabilir, radyolara, televizyonlara, billboardlara bu yolda reklamlar verebilir, kentlerin kalabalık alanlannda el ilanlan dağıtılabilir ve tüketicinin sendikalı emeğin ürünü olan mallara rağbet etmesini sağlayabilirler.