TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu sendikal hak ve özgürlüklerin ihlali sorununun giderek büyüdüğüne işaret ederek, işverenleri çalışanların özgür iradelerine saygılı olmaya çağırdı.
SENDİKALAŞAN İŞÇİLERE YÖNELİK BASKILARI REDDEDİYORUZ!
Türkiye sendikal hak ve özgürlüklerin hayata geçmesi noktasında adeta çarkı geri işletiyor. Anayasa’nın 90. Maddesi, taraf olunan Uluslararası Sözleşmeler bu hakkın en geniş anlamda kullanılması için giderek daha özgürlükçü bir yaklaşım sergiliyorken, uygulamalar vahşi kapitalizm dönemlerini aratmayan bir boyuta ulaşmış durumda.
İşverenlerin sendika tahammülsüzlüğü had safhada. Ulusal ya da uluslararası şirket farketmiyor.
TEKGIDA-İŞ olarak, sendikalaşma ya da sendika seçme konusunda özgür iradesini ortaya koyan her işçinin hakkına saygı duyulmasının esas olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Sözüm ona ülkenin en önde gelen şirketleri; SÜTAŞ, NESTLE, ÜLKER ve diğerleri. Hepsinde aynı tablo yaşanıyor. İşçi sendikalaşmak istedi diye veya işverene yandaş olmayan bir sendikaya üye oldu diye anında kapı dışarı ediliyor. Yandaş sendika konusunda Kamu işyerleri ise zaten başı çekiyor.
İşverenler açıkça suç işliyor. Anayasa ve kanunları çiğniyor, hak ve özgürlükleri ihlal ediyor. Aleyhlerine açılan tüm davaları da kaybediyorlar. Yani haksızlıklarını yargı da onaylıyor.
Buna mukabil işçinin payına düşen ne? Üç kuruş tazminat, işsizlik, yoksulluk ve haksızlığa uğramışlık, rencide edilmişlik duygusu.
Soruyoruz. Bu ülkede işverenlerin Kanunları çiğneme özgürlüğü mü var? Kurallar niye onlara işlemiyor? İşten çıkarılmasını protesto eden işçi anında yaka paça gözaltına alınıyor da, baskıyla, tehditle, gereğinde şiddet kullanarak işçinin hak ve özgürlüklerini ihlal edenler neden hiç cezalandırılmıyor? Şikayetlerimiz sonuçsuz kalıyor, işveren yetkilileri kaygısızca bildiğini okumaya devam ediyor. Bütün mesele paranın ve gücün onlarda olması mı?
Bu tablo artık sabrımızı taşırmış durumda. Umut ediyoruz ve diliyoruz ki, yeni bir yıla başlamanın arifesinde 2014’te yaşadıklarımız son olur ve yeni yılda çalışma hayatı ilişkilerinde akıl ve sağduyunun hakim olduğu bir dönem başlar.
Haklarımıza, özgürlüklerimize ve insanca yaşamamıza yönelik bu saldırılar devam ettiği takdirdeyse, işçilerin ve sendikalarının mücadele yöntemlerini daha da keskinleştirecek stratejilere geçmesini gayrı meşru kılacak hiçbir neden kalmayacaktır.
Kamuoyunun bilgisine sunulur.