Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
25 Mart 2017
SENDİKALARIN ÜYE SAYISI NİÇİN ARTMIYOR?

1980 yılında işçiler arasında sendikalaşma oranı yüzde 30 civarındaydı. Bugün yaklaşık yüzde 7. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’in ve bağlı sendikaların işçileri örgütleme konusunda ciddi çabaları var mı?

SENDİKALARIN ÜYE SAYISI NİÇİN ARTMIYOR?

1980 yılında işçiler arasında sendikalaşma oranı yüzde 30 civarındaydı. Bugün yaklaşık yüzde 7. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’in ve bağlı sendikaların işçileri örgütleme konusunda ciddi çabaları var mı?

Birkaç sendikanın var. Onlar gerçekten sendikal mücadele veriyorlar, özellikle kamu sektörünün küçülmesi sonrasında özel sektörde örgütlenmeyi başardılar.

Ancak sendikaların büyük bölümünün böyle bir çabası söz konusu değil.

İŞKOLUNDAKİ İŞÇİ SAYISI VE SENDİKA ÜYELERİ

Dokuma, hazır giyim ve deri işkolunda 980 bin işçi çalışıyor. Teksif’in üye sayısı 51 bin, Öz İplik-İş’in 22 bin, Tekstil’in 11 bin.

Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkolunda 3.1 milyon işçi çalışıyor. Tez Koop-İş’in 61 bin, Koop-İş’in 50 bin, Öz Büro-İş’in 37 bin ve Sosyal-İş’in 9 bin üyesi gözüküyor.

İnşaat işkolunda 1.6 milyon işçi var. Yol-İş’in üye sayısı yalnızca 46 bin. Diğer sendikaların hiçbirinin üye sayısı 1000’in üstünde değil.

Gerçek üye sayıları da belirtilenlerin üçte ikisinin altında.

Bazı sendikaların üye sayısındaki artış ise hükümet destekli.

ÖRGÜTLENME İÇİN PARA MI YOK?

Sendikacıların büyük çoğunluğu, lüks binalar inşa etmeye, son model pahalı arabalar almaya, başkanlar kurulu toplantılarını Avrupa’da yapmaya para buluyorlar; örgütlenme çalışmaları için kaynak ayırmıyorlar.

Niçin?

Çünkü bunlar rahat dönemde sendikacılık yapmaya alıştılar. Sendikaya ticarethane gibi bakıyorlar. Gelen aidat, sendika harcamalarına yetiyorsa, dönem sonunda yapılacak kanundışı hizmet ödeneği ödemeleri için para varsa, yeni üye için kendilerini sıkıntıya sokmuyorlar.

Ayrıca, sendikacıların epeyce bir bölümünün cumhuriyet savcılıklarında süren soruşturmaları, mahkemelerde devam eden davaları var.

MEVZUATTA KISITLAMA MI VAR?

Günümüzdeki mevzuatta sendikal örgütlenme açısından kısıtlamalar geçmiştekinden çok daha az.

Sendikaya üye olan işçinin işten atılma riski büyük. İşten atılma sonrasındaki davalar uzun sürüyor, ancak birçoğu da olumlu sonuçlanıyor.

Sendikaların üye sayısının artmamasının en önemli nedenlerinden biri, sendikacıların güven vermemesi. Sendikaların çoğu, işçilere yönelik tehdit ve saldırılar karşısında üyelerini ve genel kamuoyunu gerektiği gibi bilgilendirmiyor, onların bu konulardaki duyarlılığını artırıp, tepkisini örgütlemeye ve yönetmeye çalışmıyor.

Olumsuz gelişmeler karşısında yapılan yalnızca basın açıklamaları.

Bazı sendikacıların kafası yalnızca delege hesaplarıyla ilgilendiğinden, gündemdeki mevzuat tartışmalarını anlamaya vakit bile bulamıyorlar.

Bazı sendikacılar sırtlarını hükümete dayamış, bazıları da bölücü terör örgütüne.

Eskiden lacivertlerini çekip işçinin önüne çıkan sendikacı itibarlı olurdu. Şimdi tepki çekiyor. Herkesin elinde akıllı telefon var. Sendikacıların önemli bir bölümünün lüks yaşantısı herkesin dilinde. Sayıları çok az olsa da, hırsızlık ve yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya bulunan sendikacılara ilişkin bilgiler de internette dolaşıyor. Birçok işçi, gelişmeleri bazı sendikacılardan daha iyi biliyor.

Bu koşullarda sendikaların üye sayısının artması çok zor.

Bazı sendikacıların kıdem tazminatına yönelik saldırılar karşısında takındığı tavır da ibret verici.

Bazı sendikacılar, büyük bir aymazlık içinde, kıdem tazminatına ilişkin mevcut düzenlemenin sürmesini istiyor. 12 Eylül sonrasında getirilen kısıtlamaların kaldırılmasını, kıdem tazminatı hakkının toplu iş sözleşmeleri ve yasa değişiklikleriyle geliştirilmesi gibi bir konu gündemlerinde yok.

Niyet ve çaba yoksa, üye de yok. Sonuç: Yüzde 7.

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.