ABD ve AB emperyalizmi düşmanımızdır. Düşmandan para alanın milliyetçilik taslaması sahtekarlıktır.
YABANCI DEVLETTEN PARA ALMAK YASAKTI
20 Şubat 1947 tarihinde kabul edilen 5018 sayılı İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkında Kanuna göre, “Sendikalar milli teşekküllerdir. Milliyetçiliğe ve milli menfaatlere aykırı hareket edemezler.” (M.5)
5 Temmuz 1963 gün ve 274 sayılı Sendikalar Kanununa göre, “Bu kanuna göre kurulan mesleki teşekküller, üyesi bulundukları milletlerarası teşekküllerden ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üyesi bulunduğu milletlerarası teşekküllerden gayrı dış kaynaklardan Bakanlar Kurulu’ndan izin alınmadıkça yardım kabul edemezler.” (M.22/3)
Bu maddenin ihlali durumunda öngörülen yaptırım da şöyleydi: “22nci maddenin 3üncü bendinde yazılı yasağa uymayanlarla bunların şerikleri hakkında, eğer fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmiyorsa, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına ve mali yardım veya bağışın bir mislinden aşağı olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.” (M.31/11)
5 Mayıs 1983 gün ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu şöyle diyordu:
“Sendika ve konfederasyonlar, kendilerinin veya Türkiye Cumhuriyeti’nin üyesi bulunduğu uluslararası kuruluşlardan başka dış kaynaklardan Bakanlar Kurulu’ndan izin almadıkça yardım ve bağış kabul edemezler.” (M.40)
Bu yasağın ihlali durumda uygulanacak yaptırım şöyleydi: “40ıncI maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden sendika veya konfederasyon sorumlu yetkilileri hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına ve mali yardım veya bağışın bir mislinden aşağı olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.” (M.59)
YABANCI DEVLETTEN PARA ALMAK SERBEST BIRAKILDI
18 Ekim 2012 gün ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda bu geleneğin tümüyle dışına çıkıldı.
2012 yılında henüz Fethullahçı casusluk ve terör örgütüyle AKP arasındaki ilişkiler dostçaydı. Devletimize ne ölçüde sızmış olduğu her geçen gün daha da açık bir biçimde ortaya çıkan Fethullahçı casusluk ve terör örgütünün 6356 sayılı Kanunun hazırlanmasında rolü oldu mu, bilemeyiz. Ancak ortaya çıkan tablo, bu tür kuşkular uyandıracak biçimde. 6356 sayılı Kanunda, sendikaların yabancı devletten para ve mal biçiminde yardım alabilmesinin önü açılmış. Bu yolla belki Soros’un, belki diğer devlet kuruluşlarının Türkiye’deki sendikaları yemleme kanalları yaratıldı.
Halen yürürlükte bulunan 6356 sayılı Kanunun ilgili maddesi şöyledir:
“(3) İşçi kuruluşları, işverenler ve bu Kanun ve diğer kanunlara göre kurulan işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları da işçilerden ve bu Kanun ve diğer kanunlara göre kurulu işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. Kuruluşlar, yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan Bakanlığa önceden bildirimde bulunmak suretiyle yardım ve bağış alabilir. Ancak, işçi kuruluşları yurt dışında kurulu işveren ve işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları ise işçi ve işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. Nakdî yardım ve bağışların bankalar aracılığıyla alınması zorunludur.
“(4) Yukarıdaki hükümlere aykırı olarak yardım ve bağış alınması hâlinde üyelerden birinin veya Bakanlığın başvurması üzerine, mahkeme kararıyla, alınan yardım Hazineye aktarılır.” (M.28)
Emperyalistlerin para aktarımı açısından böylesine geniş bir serbestlik tanıyan bu maddenin ihlali durumunda uygulanacak yaptırım da şöyleydi: “d) 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı hareket eden kuruluşların yetkili sorumluları binbeşyüz Türk Lirası, fiilin tekrarı hâlinde ise ayrıca bağış miktarı kadar…” (M.78/d)
Aynı Kanun, sendikaların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden para almasını yasaklamaktadır.
Sendikalarımızın düşmanlarımızdan doğrudan veya dolaylı para alması yasaklanmalıdır.