Cumhurbaşkanı Gül, uluslararası konfederasyonlar başta olmak üzere sendikaların itiraz ettiği “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu”nu onayladı.Sendikal düzende 12 Eylül yasaları halen geçerli.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ve DİSK’in itirazlarına rağmen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nu onayladı. Kısmen olumlu sayılabilecek bir kaç düzenleme dışında yasa 12 Eylül ruhu yasakları koruyor.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Gül, 6356 sayılı ”Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu”nu onaylayarak yayımlanmak üzere Başbakanlık’a gönderdi.
Kanuna göre, grev kararının iş yerinde ilan edildiği tarihte o iş yerinde çalışan işçilerin en az dörtte birinin ilan tarihinden itibaren 6 işgünü içinde iş yerinin bağlı bulunduğu görevli makama yazılı başvurusu üzerine, görevli makamca talebin yapılmasından başlayarak 6 işgünü içinde grev oylaması yapılacak.
Oylamada grev ilanının yapıldığı tarihte iş yerinde çalışan işçilerden oylamaya katılanların salt çoğunluğu grevin yapılmaması yönünde karar verirse, bu uyuşmazlıkta alınan grev kararı uygulanamayacak. Bu durumda belirtilen sürenin sonuna kadar anlaşma sağlanamazsa veya işçi sendikası Yüksek Hakem Kurulu’na başvurmazsa yetki belgesinin hükmü kalmayacak.
Can ve mal kurtarma işlerinde; defin işlerinde, mezarlıklarda, şehir şebeke suyu, elektrik, doğalgaz, petrol üretimi, tasfiyesi ve dağıtımı ile nafta veya doğalgazdan başlayan petrokimya işlerinde, bankacılık hizmetlerinde, Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nca doğrudan işletilen iş yerlerinde, kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye ve şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde ve hastanelerde grev ve lokavt yapılamayacak.
HÜKÜMETE GENİŞ GREV ERTELEME YETKİSİ
Dahası yasa hükümete geniş bir grev erteleme yetkisi tanıyor. Bakanlar Kurulu, genel hayatı önemli ölçüde etkileyen doğa olaylarının gerçekleştiği yerlerde bu durumun devamı süresince yürürlükte kalmak kaydıyla gerekli gördüğü iş yerlerinde grev ve lokavtı yasaklayabilecek. Yasağın kalkmasından itibaren 60 gün içinde 6 iş günü önce karşı tarafa bildirilmek kaydıyla grev ve lokavt uygulamasına devam edilecek.
Başladığı yolculuğu yurt içindeki varış yerlerinde bitirmemiş deniz, hava ve kara ulaştırma araçlarında grev ve lokavt yapılamayacak.
Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev ya da lokavt genel sağlığı veya ulusal güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı 60 gün süreyle erteleyebilecek.
Yine taraflardan birinin veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın başvurusu üzerine yetkili mahkemece, grev hakkı veya lokavtın iyi niyet kurallarına aykırı tarzda toplum zararına veya milli servete zarar verecek şekilde kullanıldığının tespit edilmesi halinde, uygulanmakta olan grev veya lokavtın durdurulmasına karar verecek.
Bu fiilen grev hakkının ortadan kalkması olarak yorumlanıyor. AKP hükümetleri geçmiş yıllarda lastik ve cam sektöründeki bir çok grev milli güvenliği tehdit edici bularak ertelemişti.
İŞÇİLERİN EYLEMİNDE SENDİKA SORUMLU OLACAK
Greve katılan veya lokavta maruz kalan işçilerin iş yerine giriş çıkışı engellemeleri yasak olacak. Grev başlamadan önce üretilen ürünlerin satılmasına ve iş yeri dışına çıkarılmasına engel olunamayacak.
Grev sırasında greve karar veren sendikanın kusurlu hareketi sonucu grev uygulanan iş yerinde neden olunan maddi zarardan sendika sorumlu tutulacak. Yetkili işçi sendikasının kararı olmadan işçi ya da yöneticilerin bireysel eylemlerinden kaynaklanan zararlardan kusuru olan yönetici ya da işçi sorumlu olacak.
HAK VE DAYANIŞMA GREVİ YASAK
Yasada grev yapabilme koşulları eski yasada olduğu Toplu İş Sözleşmesi kapsamında mümkün olacak. 12 Eylül’den önce var olan hak grevi, dayanışma grevi ve siyasi grevler ise yine yasaklı.
Yasada isim verilmeden “kanun dışı grev” tanımlanıyor. Bu tür grevin yapılması halinde işveren, grevin yapılması kararına katılan, grevin yapılmasını teşvik eden, greve katılan veya katılmaya ya da devama teşvik eden işçilerin iş sözleşmelerini haklı nedenle feshedebilecek. Kanun dışı bir grev yapılması halinde bu grev nedeniyle işverenin uğradığı zararlar, greve karar veren işçi kuruluşu veya kanun dışı grev herhangi bir işçi kuruluşunca kararlaştırılmaksızın yapılmışsa, bu greve katılan işçiler tarafından karşılanacak.
Kanun dışı lokavt yapılması halinde işçiler; iş sözleşmelerini haklı nedenle feshedebilecek. İşveren, bu işçilerin lokavt süresine ilişkin iş sözleşmesinden doğan bütün haklarını bir iş karşılığı olmaksızın ödemek ve uğradıkları zararları tazmin etmekle yükümlü olacak.
12 EYLÜL’ÜN YETKİ SİSTEMİ
Bir iş yerinin girdiği işkolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca yapılacak. Bu tespite karşı 15 gün içinde dava açılabilecek. Mahkeme 2 ay içinde karar verecek, kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay, konuyu 2 ay içinde kesin olarak karara bağlayacak.
Yine toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası, bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini isteyecek. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini talep edebilecek.
Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, iş yeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene 6 iş günü içinde bildirecek.
Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde 3’ünden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamayacak.
Bu yolla eski toplu iş sözleşmesi yetki sistemi değiştirilmemiş oluyor. Bunun anlamı yargı süreci sonuçlanıncaya kadar sözleşme yapmanın imkansız hale gelmesidir.
Kanuna göre, iş kolunda en az yüzde 3 üye şartı; Ekonomik ve Sosyal Konsey’e üye konfederasyonlara dahil işçi sendikaları için Ocak 2013 istatistiğinin yayımı tarihinden 1 Temmuz 2016’ya kadar yüzde 1, 1 Temmuz 2018’e kadar ise yüzde 2 olarak uygulanacak.
İşkolu barajı yüzde 10’dan yüzde 3’e; işyeri barajı ise işletmelerde yüzde 50’den yüzde 40’a inecek. İşçi sendikası, kurulu bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde 3’ünün üyesi bulunması şartıyla, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde 40’ının kendi üyesi bulunması halinde toplu iş sözleşmesi yapabilecek.
Ayrıca işletmenin toplu iş sözleşmeleri için iş yerlerinin bir bütün olarak dikkate alınması ve yüzde 40 çoğunluğun buna göre hesaplanması şartı aranacak.
İşletmede birden çok sendikanın yüzde 40 veya fazla üyesi varsa, başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olacak.
Bir işveren sendikası, üyesi işverenlere ait iş yeri veya iş yerleri, sendika üyesi olmayan bir işveren ise kendi iş yeri veya iş yerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olacak.
Bir işkolunda çalışan işçilerin yüzde 3’ünün tespitinde, bakanlıkça her yıl ocak ve temmuz aylarında yayımlanan istatistikler esas alınacak. Bu istatistiklerde, her bir işkolundaki toplam işçi sayısı ile işkollarındaki sendikaların üye sayıları yer alacak. Yayımlanan istatistik, toplu iş sözleşmesi ve diğer işlemler için yeni istatistik yayımlanıncaya kadar geçerli olacak. Yetki belgesi almak üzere başvuran veya yetki belgesi alan işçi sendikasının yetkisini, daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilemeyecek.
Yayımından itibaren 15 gün içinde itiraz edilmeyen istatistik kesinleşecek. İstatistiğin gerçeğe uymadığı gerekçesiyle bu süre içinde Ankara İş Mahkemesi’ne başvurulabilecek. Mahkeme bu itirazı 15 gün içinde sonuçlandıracak. Mahkemece verilen karar ilgililerce veya Bakanlıkça temyiz edilebilecek. Yargıtay temyiz talebini 15 gün içinde kesin olarak karara bağlayacak.
6 MİLYON İŞÇİ SÖZLEŞME YAPAMAYACAK
Getirilen yüzde 3 barajı ile 6 milyon 298 bin işçi, yani tüm kayıtlı işçilerin yüzde 57’si için Toplu İş Sözleşmesi’nin (TİS) hayal olacak.
Buna göre kayıtlı işçilerin yüzde 26’sının tek sendika tercihine mahkûm olacak. 7 işkolunda işçilerin yetkili sendika bulamayacak. Çünkü yüzde 3 barajı ile ticaret, büro, eğitim, sağlık, ulaştırma, turizm, inşaat, basın, liman, ardiye ve depoculuk faaliyetlerinde çalışan işçiler için toplusözleşme yetkisine sahip sendika kalmayacaktır. Bu kayıtlı işçilerin yüzde 57’si yani 6 milyon 297 bin işçi için fiili toplu sözleşme yasağı demektir.
Yüzde 3 barajla ağaç, kağıt, iletişim, savunma, elektrik, tekstil, petro-kimya, gemi yapımı ve deniz ulaşımı sektörlerinde toplusözleşmeli tek sendika dayatması gerçek olacaktır. İşçilerin yüzde 26’sı için sendika seçme özgürlüğü hayal haline gelecektir.
Yasanın uygulamaya girmesiyle birlikte yüzde 1 barajı altında kalan sendikalara üye yaklaşık 50 bin işçinin toplu sözleşme hakkı gasp edilecektir. Yüzde 3 baraj durumunda toplu sözleşme hakkı gasp edilen işçi sayısı 82 bin artışla 277 bine ulaşacaktır.
Hava-İş, Yol-İş, Selüloz İş, Demiryol-İş, Koop-İş, Taz Koop İş gibi Türk-İş’e bağlı pek çok sendika da baraj altında kalacaktır. (DİSK-AR raporu)
Geçici 6. maddede yapılan değişiklikle, ”Kurulu bulunduğu iş kolunda en az yüzde 3 üye şartı”; Ekonomik ve Sosyal Konsey’e üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için Ocak 2013 istatistiğinin yayımı tarihinden 1 Temmuz 2016 tarihine kadar yüzde 1, 1 Temmuz 2018 tarihine kadar ise yüzde 2 olarak uygulanacak.
Cumhurbaşkanı Gül’ünonayladığı kanunla, işkolları yeniden belirleniyor. İşkolu sayısı, 28’den 20’ye düşürülüyor. ”Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık”, ”Gıda sanayi”, ”Madencilik ve taş ocakları”, ”Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç”, ”Dokuma, hazır giyim ve deri”, ”Ağaç ve kağıt”, ”İletişim”, ”Basın-yayın ve gazetecilik”, ”Banka, finans ve sigorta”, ”Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar”, ”Çimento, toprak ve cam”, ”Metal”, ”İnşaat”, ”Enerji”,”Taşımacılık”, ”Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk”, ”Sağlık, sosyal hizmetler”, ”Konaklama ve eğlence işleri”, ”Savunma ve güvenlik” ile ”Genel işler” olmak üzere 20 işkolu olacak.
Yasadaki göze çarpan diğer değişiklikler ise şöyle:
-Sendikalar, siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamayacak. Sendikalar ticaretle uğraşamayacak ancak kuruluşlar genel kurul kararıyla nakit mevcudunun yüzde 40’ından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilecek.
-Kuruluşlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamayacak. Ancak sendikaların grev ve lokavt süresince tüzüklerine göre üyelerine yapacakları yardımlar ile kuruluşların eğitim amaçlı yardımları bu hükmün dışında olacak.
-Sendikalar, kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler, esnaf ve küçük sanatkar kuruluşlarıyla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yardım ve bağış alamayacak. İşçi kuruluşları yurtdışında kurulu işveren ve işveren kuruluşlarından, işveren kuruluşları ise işçi ve işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamayacak.
-Dış kaynaklardan Bakanlar Kurulu’ndan izin alınmadıkça yardım ve bağış kabul edilemeyecek.
-Sendika ve konfederasyonların denetimi, denetleme kurulları tarafından yapılacak. MALİ denetimleri, yeminli mali müşavirler yapacak.
-Grev oylaması sonucunda grev yapılmaması yönündeki kararın kesinleşmesinden itibaren 6 iş günü içinde işçi sendikası; grev ve lokavtın yasak olduğu uyuşmazlıklarda tutanağın tebliğinden ya da erteleme süresinin uyuşmazlıkla sonuçlanması halinde sürenin bitiminden itibaren taraflardan biri 6 iş günü içinde Yüksek Hakem Kurulu’na başvurabilecek. Aksi takdirde işçi sendikasının yetkisi düşecek. Kurulun kararları kesin ve toplu iş sözleşmesi hükmünde sayılacak.
-Taraflar anlaşarak toplu hak veya çıkar uyuşmazlıklarının her safhasında özel hakeme başvurabilecek.
-Toplu iş sözleşmesine, taraflardan birinin başvurması üzerine özel hakeme gidileceğine dair hükümler konulabilecek. Toplu iş sözleşmesinde aksine hüküm yoksa, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun özel hakeme ilişkin hükümleri uygulanacak. Toplu hak uyuşmazlıklarında özel hakem kararları genel hükümlere tabi olacak.