SENDİKALAR, NEREDESİNİZ?
Sendikalar niçin var? Üyelerinin çıkarlarını korumak için.
Sendika üyelerinin çıkarı nedir? Yalnızca ücretlerin artırılması, yalnızca çalışma koşullarının iyileştirilmesi, yalnızca işyerindeki bazı sorunlann giderilmesi mi?
Tabii ki, hayır

Sendikalar niçin var? Üyelerinin çıkarlarını korumak için.
Sendika üyelerinin çıkarı nedir? Yalnızca ücretlerin artırılması, yalnızca çalışma koşullarının iyileştirilmesi, yalnızca işyerindeki bazı sorunlann giderilmesi mi?
Tabii ki, hayır.
Sendika üyesinin öncelikli çıkan, can güvenliğinin sağlanması, bağımsız ve demokratik bir ülkede yaşanmasıdır.
Peki, bugün sendika üyelerinin can güvenliği ve Türkiye’nin bağımsızlığı tehdit altında mı? Kim bu soruya "hayır" diye yanıt verebilir ki!
DEVLET KURMAK ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİLDİR
Emperyalizmin "kara gücü" PKK, "biji serok Obama" diye tezahürat yapanlar, ülkeyi bölmeye kalkıştılar.
Bölebilecekler mi?
Hayır! Devlet kurmak çocuk oyuncağı değil. Arkana Amerikan emperyalizminin desteğini ve AKP’nin "açılımı"nı alıp, çocuklann eline roketatar verip, köpeksiz köyde değneksiz dolaşır gibi "özerklik" açıklamaları yaparak devlet kurulmaz.
Devlet kurmak çok büyük bedeller ödenerek gerçekleşir. Türkiye halkı, bu bedeli 1911 yılından 1922 yılına kadar binlerce insanını şehit ederek verdi. Bu bedeli ödeyenlerin önder kadrosu da, o dönemin dünyasının önde gelen insanlanndan oluşuyordu.
Şimdi sen çapulcularla devlet kurmaya kalkacaksın!
Bu iş o kadar kolay değil.
"Açılım" sürecinin kesinlikle sona erdiği koşullarda, bu haddini bilmezlere haddini bildirecek olan güvenlik güçleri görevlerini yerine getiriyor.
SENDİKALAR MEYDANLARA İNMELİ
Peki, sendikalar görevlerini yerine getiriyor mu?
PKK’nın saldırılan sonucunda şehit edilen askerler, polisler, korucular ve sivil insanlar var.
Bu şehitlerin cenazeleri memleketlerinde büyük katılımlarla kaldırılıyor. Sendikalar nerede? Sendika yöneticileri ve üyeleri bu cenaze törenlerine niçin katılmıyor?
Bu sessizlik, bu duyarsızlık niye! Ücretini alamayan veya işten atılan işçi direnişe geçtiğinde destek isteniyor. Birçok kişi ve örgüt de bu işçilere destek vermeye koşuyor. Peki, hayatını emperyalistlerle ve onların "kara gücü" ile savaşırken kaybedenlerin ailelerine destek veriliyor mu?
Direniş yapıp destek isteyen işçilerden ve sendikacılardan kaçı, başka işlerini bırakıp, o gün şehrinde kaldınlacak şehit cenazesine gidiyor?
O saatte işyerinde çalışılıyormuş. İşverenler, böyle bir taleple kendilerine gidildiğinde "hayır" diyebilir mi!
Cuma namazı için iki saat izin almayı akıl edenler, şehit cenazeleri için izin alamaz mı? Sendikalar bugün bir sınav veriyor.
Türkiye’ye yönelik saldın, sendika üyelerine de yönelik bir saldındır. Sendikaların bu saldınyı göğüslemek sorumluluğu vardır.
Ücret artışı için miting düzenleyen sendikalar, emperyalistlerin "kara gücü"nün saldırılarını protesto etmek için, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü için, Türkiye’de iş savaş tahrik edenleri lanetlemek için mitingler düzenlemelidir.
Türkiye yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyor. Birinci Kurtuluş Savaşımızda Anadolu’da herkes canını dişine takmışken, İstanbul’daki Rum ve Ermeni işçiler Yunan ordusu için para toplarken, İstanbul’daki sendikalar üç kuruşun peşindeydi. 1921 ve 1922’de düzenledikleri 1 Mayıs mitinglerinde "kahrolsun emperyalizm" veya "bağımsız Türkiye" sloganları yoktu.
Günümüzün sendikalan aynı hataya düşmemeli. Amerikan emperyalizmi ve onun "kara gücü" PKK saldırıyor. Yanlış hesap yaptılar. Çok büyük bedel ödeyecekler ve yok edilecekler.
Bu sürecin Türkiye’ye daha az zarar vermesi için sendikaların harekete geçmesi gerekiyor.
Bu mücadelede susan veya korkup kenarda duranın yarın konuşma hakkı olmayacaktır.