SENDİKALAR EMPERYALİZMİN SURİYE POLİTİKASINA KARŞI ÇIKMALIDIR
Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi tarihinde onurlu sayfalar da, kirli sayfalar da vardır.
Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi tarihinde onurlu sayfalar da, kirli sayfalar da vardır. 1990-91 Körfez Krizi sırasında Türk-İş’in tavrı onurluydu. Emperyalizmin Türkiye’yi Suriye’ye karşı taşeron olarak kullanma çabalarına karşı tavn da umanm ve dilerim onurlu bir sayfa oluşturur.
Saddam Hüseyin’in Irak’ı 2 Ağustos 1990tarihinde Kuveyt’i işgal etti. Bu işgale ABD yeşil ışık yakmıştı. Ardından, işgali kullanarak belki de Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk operasyonuna başladı. Turgut Özal o zamanlar cumhurbaşkamydı. Başbakan, Yüdınm Akbulut’tu. Turgut Özal, "bir koyup beş alma" biçiminde ifade ettiği politikayı uygulamaya soktu. TBMM 12 Ağustos’ta gizli oturumda "Türkiye’ye tecavüz durumunda buna derhal karşılık verilmesi amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kullanma ve savaş hali izni" kararı aldı. TBMM’nin 5 Eylül 1990 günü gizli oturumunda da hükümete ülke dışına asker gönderme yetkisi verildi.
Bu açıdan baküdığmda Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk eşbaşkanı Turgut Özal’dı.
ABD emperyalizmi, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığında kullanabilmek için, Musul ve Kerkük’ü Türkiye’ye vermek, Türkiye’yi bir Türk/Kürt federasyonuna dönüştürmek tezini ileri sürüyordu Turgut Özal da Türkiye’yi parçalayacak olan bu öneriyi kabullenmişti.
Türkiye bu karara direndi.
Türk-İş’in tarihindeki onur sayfalarından biri, Şevket Yılmaz’ın genel başkanlığında 24-25 Eylül 1990 günü yapılan Başkanlar Kurulu toplantısında alınan karardır. Türk-İş bu kararda Türkiye’nin Irak bataklığına sokulma girişimlerine karşı çıktı, açık tavır aldı. Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun kararının bazı bölümleri şöyleydi:
"Türk-İş Başkanlar Kurulu dünya barışını tehdit edenKörfez Krizi sorununun savaşa başvurulmaksızın çözüme ulaştırılması dileğini belirtirken, toprak bütünlüğümüzün savunulması dışında ülkemizin herhangi bir şeküde savaş içine sokulmasına kesinlikle karşı olduğunu açıklar. Türk-İş Başkanlar Kurulu… insanları birbirine kırdıran, üretimi, kalkınmayı ve dünyanın geleceğini belirsiz uçurumlara sürükleyen savaş tehlikesinden tüm devletlerin kaçınmasını dilerken, Irak’mdaBirleşmiş Milletler GüvenlikKonseyi kararlarına uymasını istemektedir."
O tarihte Genelkurmay Başkam Orgeneral Necip Torumtay’dı. Necip Torumtay da, Turgut Özal’ın Türkiye’yi sürüklemek istediği sürece direndi ve bu görevinden 3 Aralık 1990 günü istifa etti.
Türk-İş’in, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, bazı siyasal partnerimizin ve birçok demokratik kitle örgütünün tepkisi, Türldye’nin emperyalizmin taşeronu olmasına, Ortadoğu bataklığına sürüklenmesini önledi.
Emperyalizm yeniden büyük bir oyun tezgahlıyor.
Emperyalizm Ortadoğu’yu yeniden bir kan gölüne çevirmek istiyor. Afganistan ve Irak’ta dökülen kanlan yeterli bulmayanlar, Suriye’den de kan istiyor.
İşin daha da kötüsü, Türkiye’nin de bu kan bataklığına sokulması isteniyor.
Halkımızın Suriye halkıyla hiçbir sorunu yoktur. Tam tersine, emperyalizme karşı aynı cephede yer alıyoruz.
Türk-İş’i göreve çağınyorum.
1990 yılında DİSK’in faaliyeti durdurulmuş durumdaydı. Bugün DİSK’i de göreve çağınyorum.
O tarihte KESK, Türkiye Kamu-Sen, Memur-Sen, Birleşik Kamu-İş, BASK, HAKSEN, DESK yoktu Kanbataklığında onların çocuklan da emperyalizmin politikalan uğruna can verecek Bu örgütleri de göreve çağınyorum.
Türkiye, ABD emperyalizminin askerlerini kurtarabilmek için 1950-53 yıllarındaki Kore Savaşı’nda büyük kayıp vermişti. 721 askerimiz hayatını kaybetti. 2147 askerimiz yaralandı. 234 askerimiz Kuzey Kore silahlı kuvvetlerine esir düştü. 175 askerimiz de kayboldu.
Farklı bir hükümetin 1990-91 Körfez Krizinde aynı hatayı yapması Türk-İş’in de katkısıyla engellenmişti.
Yeni bir hatayı yine hep birlikte engelleyelim.
Çocuklarımızı emperyalistlerin çocuklarım kurtarmak için kan gölüne atmayalım. Sendikalanmızm tarihlerine onurlu bir sayfa daha yazalım.