Eskiden Türkiye´de yabancı devletlerden doğrudan veya dolaylı biçimlerde para alanlara çok kötü gözle bakılırdı. Hele bu ilişkinin kurulmasında emperyalist devletlerin aracılığını yapanlar toplumdan dışlanırdı.

Eskiden Türkiye’de yabancı devletlerden doğrudan veya dolaylı biçimlerde para alanlara çok kötü gözle bakılırdı. Hele bu ilişkinin kurulmasında emperyalist devletlerin aracılığını yapanlar toplumdan dışlanırdı.
Sovyetler Birliği varken, bir kişi için "o adama Rusya’dan ruble geliyor" dedikodusu bile söz konusu kişinin hayatını karartırdı. ABD’den Dolar veya Almanya’dan Mark alanlar biraz daha rahattı. Soğuk Savaş yıllannda devlet politikasında Sovyetler Birliği tehdit, ABD ve Almanya müttefikti.

MÜTTEFİKLER DÜŞMAN, DÜŞMANLAR MÜTTEFİK OLDU

Yıllar geçti; köprülerin altından çok sular aktı; Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde köklü değişiklikler yaşandı. Bugün ABD ile bir savaşın yaşanmakta olduğu biliniyor.
Artık Türkiye’de tehdit Sovyetler Birliğinden veya Rusya’dan değil, ABD emperyalizminden geliyor. Hem de ne geliş. ABD, hem bölücü terör, hem de casus ve terörist FETO aracılığıyla saldırıyor.
Avrupa Birliği de bu harpte Türkiye’nin değil, ABD’nin yanında. AB emperyalistlerinin gerek bölücü terör, gerek FETÖ ayaklanması sırasındaki tavırları bu tercihi açıkça gösteriyor. Bağımsızlığımıza ve hatta varlığımıza kastedenler, ABD ve AB emperyalistleridir.
Potansiyel müttefikimiz kim? Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızda tek dostumuz Sovyet Rusya idi. İkinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızda da en önemli dostumuz Rusya Federasyonu.

PARA ALAN EMİR ALIR

Sendikalar yabancı devletlerden para alırlarsa, onların çıkarlarına hizmet ederler. Para alan, emir de alır. Emperyalist ülkeler, bırakın "kaz gelecek yerden tavuk esirgememeyi" yumurta verdikleri yerden kaz almaya çalışırlar. "Bana para veriyorlar ama benden bir şey istemiyorlar" anlayışının anlamsızlığı açıktır. Size para veriyorlarsa, sizden mutlaka bir şeyler alıyorlardır. Para karşılığında ne verdiğinizi anlayamıyorsanız, ya çok safsınız, ya da verilen para çok tatlı.
AKP iktidan 2012 yılında kabul edilen 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile çok kötü bir iş yaptı.
Sendikaların Türkiye Cumhuriyeti Devletinden para alması yasak; ancak yabancı devletlerden para alması serbest. 2012 yılında kabul edilen bu kanun öncesinde, yabancı devletlerden para alınabilmesi için Bakanlar Kurulunun izni gerekiyordu. Bu koşul 2012 yılında kaldırıldı. İlgili düzenleme şöyle: İşçi kuruluşları, "yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan Bakanlığa önceden bildirimde bulunmak suretiyle yardım ve bağış alabilir." (6356/28/3)
Türkiye’nin bağımsızlığına, milletimizin birliğine ve huturuna kasteden düşmanlar, ABD ve AB’dir.
Peki, artık düşmanımız olduğu iyice açığa çıkmış olan ABD ve AB emperyalistleri, sendikalarımıza nasıl para veriyor?
Birinci yöntem, Avrupa Birliğinin hükümeti durumundaki Avrupa Komisyonunun doğrudan veya çeşitli kuruluşlar aracılığıyla verdiği "projeler. Bu para aktarımında, Türk-İş, DİSK, KESK ve Hak-İş’in üyesi bulunduğu Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) ve bu konfederasyonlara üye sendikaların üyesi bulunduğu Küresel Sendika Federasyonları (GUF) kullanılıyor.
Bazı devletler doğrudan para aktarıyor. Bazıları ise, kendi istihbarat örgütlerinin kontrolündeki vakıflar, aracılığıyla bu işi yapıyor. ABD’nin Dayanışma Merkezi ve Soros, Almanya’nın Friedrich Ebert Vakfı ve Rosa Lüksemburg Vakfı gibi aracıları var.
Sendikalarımız düşmanlarımızdan da, dostlarımızdan da para almamalıdır.
6356 sayılı Kanun derhal değiştirilerek, ülkemizdeki işçi sendikalarının yabancı devletlerden para almaları yasaklanmalıdır.