SENDİKAL ÖZGÜRLÜKLERİ VE SENDİKALARI YOK EDEN TASARIYI YOK HÜKMÜNDE KABUL EDİYORUZ!
Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP)’nu oluşturan işçi sendikalarının Genel Başkanları 5 Ekim 2012 tarihinde bir araya gelerek, halihazırda TBMM’nde görüşülmekte olan Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu üzerinde yapılan değişiklikleri değerlendirmiş ve aşağıdaki hususların kamuoyuna açıklanmasına karar vermiştir:
Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP)’nu oluşturan işçi sendikalarının Genel Başkanları 5 Ekim 2012 tarihinde bir araya gelerek, halihazırda TBMM’nde görüşülmekte olan Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu üzerinde yapılan değişiklikleri değerlendirmiş ve aşağıdaki hususların kamuoyuna açıklanmasına karar vermiştir:
1- Reform adı altında kamuoyuna yutturulmaya çalışılan bu tasarı, Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükleri 12 Eylül hukukunun dahi gerisine götürecek bir nitelik arzetmektedir. Tasarı yasalaşması halinde sendikal özgürlükleri yok edecektir, dolayısıyla SGBP olarak bizim nezdimizde de yok hükmündedir.
2- SGBP bileşeni işçi sendikaları, kendilerine bağlı yönetici ve üyeleriyle bu tasarıyı, bu tasarıyla hakim kılınmak istenen zihniyeti ve tasarıya katkı verenleri protesto etmek amacıyla örgütleriyle birlikte 9 Ekim 2012 Salı günü saat 10.00’da Ankara’da TÜRK-İŞ önünde bir araya gelecek, yapılacak kitlesel basın açıklaması ve eylemden sonra, topluca TBMM’ne gidecektir.
3- Görüşülmekte olan tasarıda;
-30 ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde sendikalaşma nedeniyle işten çıkarılan işçilerin sendikal tazminat davası açma haklarını ortadan kaldırılmakta, hatta 4 aylık tazminat hakları bile ellerinden alınmaktadır.
Bu tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde, Türkiye’deki işletme ve işyerlerinin yüzde 82’sini oluşturan 30’dan az işçi çalışan yerlerde işçilerin sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi hakları fiilen ortadan kalkmış olacaktır. İşverenler sendikalaşan işçilere istedikleri gibi kıyım yapabilecek, buna mukabil cezalandırılmak yerine ödüllendirilmiş olacaklardır.
– İşçi sendikalarının toplu iş sözleşmesi yapmak için sahip olmaları gereken ehliyet ve yetki barajları uluslararası sözleşmelere uygun bir şekilde kaldırılmak yerine, tam aksi yükseltilmektedir.
Bu tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde, işkollarının birleşmesi sonucu belirli işkollarında çalışan işçi sayısının artması nedeniyle halen binlerce üyesi olan pek çok işçi sendikası bugün, gelecekte ise tamamına yakını artık yetki alamayacak, dolayısıyla üyeleri sendika ve toplu iş sözleşmesi haklarından mahrum kalacaktır. Dahası, bundan böyle yeni sendikaların kurulması, faaliyete geçmesi ve büyümesi de tamamen imkansız hale gelecektir. Getirilmek istenen bu yapı, işçi sendikacılığını tamamen idari ve siyasi vesayet altına alıp, özgürlüklerin tabana yayılmasını, hatta genel olarak sendikalaşmayı engellemeyi hedeflemektedir.
-Grev yasakları Anayasa, ILO sözleşmeleri, AB Sosyal Şartı ve evrensel hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bütün baskıcılığı ile korunmakta, hatta genişletilmektedir. Grevlerin en önemli sembolü “grev çadırlarının, barakalarının” kurulması engellenmektedir.
Bu tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde, siyasi otoriteye işçilerin hak aramasını ve grevlerini etkisiz kılmak için sınırsız bir yetki tanınmakta, sendikal hak ve özgürlükler fiilen kullanılamaz hale getirilmektedir.
– Bakanlık tarafından işçi sendikalarına verilen çoğunluk tespitlerine karşı yargı yoluyla itirazın önü kapatılmaktadır.
Tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde, AKP iktidarının çalışma hayatını “mutlak ve fakat kontrolsüz güç” olarak vesayeti altına alma stratejisi nihai hedefine ulaşmış olacak, artık Çalışma Bakanlığı tasarrufları yargı denetiminin dışına çıkmış olacaktır. Bu yapı ancak totaliter rejimlerde görülebilecek bir yapıdır ve asla kabul edilemez.
-Sendika kurucularının o işkolunda çalışıyor olması şartı ortadan kaldırılmaktadır.
Tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde artık Türkiye’de “mafya tipi sendikacılığın” önü açılacak ve başta sendikal kültürü özümsemiş işletmeler olmak üzere tüm işyerlerinde kaosa zemin hazırlanmış olacaktır.
4- SGBP olarak başta Anayasa, ILO sözleşmeleri ve evrensel işçi haklarının özünü temelinden dinamitleyen bu tasarıyı reddederken, siyasi iktidara “kulluk edeceğiz” diye işçi sınıfının onurunu ayaklar altına alan konfederal yapıları şiddetle kınıyor, peşinen yargılıyor ve mahkum ediyoruz.
5- Türkiye’de işçi temel hak ve özgürlüklerini 30 yıldır cendere altında tutan 12 Eylül yasaklarına karşı verilen mücadelenin karşılığı asla bu tasarı ve tasarıyla getirilmek istenenler olamaz. AKP Hükümeti’nin “12 Eylül zihniyetini kaldırıyoruz” iddiası safsatadan başka bir şey değildir. Reddediyoruz. Ve kaldığımız yerden mücadeleye devam diyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.