SENDİKAL HAKLAR GENİŞLİYOR (YERSENİZ!)
Oltayla balığı yem kullanarak yakalarlar. Bazı yemler gerçekten yemdir, bazıları ise yem taklididir.

Oltayla balığı yem kullanarak yakalarlar. Bazı yemler gerçekten yemdir, bazıları ise yem taklididir.
İnsanlan aldatmada da yem kullanılır.
Bazı yemler işe yarar, ancak verilen büyük taviz karşılığında elde edilen yem çok önemsizdir.
Bazı yemlerse sahtedir; hiçbir işe yaramaz.
Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan yeni anayasa girişimini halka kabul ettirmek için de yem kullanılıyor. Ancak bu yemler sahte yem; hiçbir işe bile yaramıyor.
Toplumun ancak en saf kesimleri bu sahte yemlere kanarak büyük kayıplan kabullenir. Ama ne yazık ki toplumumuzdaki saflann oranına ilişkin tahminler yüksek.
TBMM’deki Anayasa Uzlaşma Komisyonu, sendikalaşma hakkını düzenleyen maddede bir görüşbirliği oluşturmuş. Buna göre, maddeye "hizmet mekanı ev olan bütün işler, temizlik, bakım ve diğer hizmetler ev işçiliği kapsamındadır ve sendika kurma hakkından yararlanır" hükmü eklenmiş.
Ev kadınları bu kapsamda Ev-Sen Sendikasını kurabileceklermiş (Yeniçağ, 20.9.2012).
Sağolsunlar. Allah onlardan razı olsun. Allah tuttuklannı altın etsin.
Eğer bu sahte yemi de yiyecekler varsa, Allah onlara da akıl fikir versin.
Ev kadınlan zaten isterse "isteğe bağlı sigortalılık" kapsamında sigortalanabiliyor.
Ev kadınlan bugün isterlerse dernek kurabiliyor; haklarını dernek çatısı altında koruyabiliyor.
Peki, bu "sendika" sözcüğü nereden çıkıyor.
Bu sözcük "sahte yem"; yersen!
"Sendika" sözcüğünün birçok anlamı var. Oxford’a bakarsanız, bilinen anlamın dışında, "büyük sermaye kaynaklan gerektiren bir girişimi gerçekleştirmek amacıyla kapitalistlerin veya finansörlerin oluşturduğu birlik" anlamına da geliyor.
Günümüz Türkçesf ndeki kullanım ise, işgücünü satarak geçimini sağlayanların işgücünü satın alanlara karşı oluşturduktan birlik" biçiminde.
Sendika için bir tarafta işgücünü satan, diğer tarafta patron olacak.
Yoksa "sendika" sözcüğünün bir sihiri yok. Bir örgüte "sendika" adını vermek, onu güçlü kılmıyor.
Ev kadınlannın eşlerine karşı haklannı korumak için oluşturacakları örgütlenmeye "dernek" deseniz ne olur, "sendika" deseniz ne olur?
"Sendika" deyince insanlar bu örgüte mi akacak? Ev kadınlan hemen örgütlenecek mi?
Hadi canım sen de!
İlerici gibi gözüken bu öneri, esasında geri bir anlayışın ifadesi.
Eskiden, 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’da evin reisi erkek kabul edilirdi. Yeni Medeni Kanun’da bu anlayış kaldırıldı. Bugün hukuken evin reisi yok.
Ev kadınını evin erkeğine karşı sendikada örgütleme konusunu gündeme getiren anlayış, evin erkeğini "evin patronu" gören anlayıştır. Bu çağdışı anlayışın sendikal hakların genişletilmesi gibi sunulması da "yerseniz" grubunda bir harekettir.
Türkiye’de ev kadınlarının yaşadığı sorunlar işçi-işveren ilişkilerinin ürünü değildir.
Taciz, dayak, ırza geçme, aşağılama, parasız bırakma gibi uygulamalar, çağdışı erkek kafasıdır. Çağdışı erkek kafasını değiştirmenin ve dönüştürmenin yolu, Ev-Sen gibi hiçbir işe yaramayacak konulan tartışmak değil, laik cumhuriyete ve çağdaşlaşmaya sahip çıkmaktır, Türkiye demokratik devrimini korumak ve geliştirmektir.
Türkiye’nin temel dayanaklanna büyük darbeler indirecek, Türkiye demokratik devrimini geriye götürecek bir anayasa girişimine bazı saflann desteğini alabilmek ve bazı hainlerin işbirliğine kılıf hazırlamak amacıyla, bu tür girişimler önümüzdeki dönem daha da artacaktır.
Bunlara kanılmamalıdır.
Bunlar, gerçek yem bile olmayan, taklit veya sahte yemlerdir.
Eğer bu sahte yemlere bile yakalanacak kadar balık beyinli ve hafızalıysanız, geçmiş olsun.