SENDİKACILARIMIZ İÇİN BİR ÖYKÜ: BOYNUNA ÇAN TAKILAN KURT
Osman Şahin´in Çan başlığı altında yayınladığı çok güzel bir öyküsü var (Osman Şahin, Ay Bazen Mavidir, Cumhuriyet Kitapları, 1999,s.144). Hayvancılıkla geçinen bir köyün sürülerine dadanan bir kurt hayvan yetiştiren köylülere çok büyük zararlar verir. Köylüler kurdu yakalayıp öldürmek isterler…
Osman Şahin’in Çan başlığı altında yayınladığı çok güzel bir öyküsü var (Osman Şahin, Ay Bazen Mavidir, Cumhuriyet Kitapları, 1999,s.144). Hayvancılıkla geçinen bir köyün sürülerine dadanan bir kurt hayvan yetiştiren köylülere çok büyük zararlar verir. Köylüler kurdu yakalayıp öldürmek isterler.
Uzun uğraşlar sonunda kurdu yakalayıp başına tel bir kafes, boynuna zincirler takarak köye getirirler. Köy meydanında kurdun etrafında toplanan köylüler kurdu nasıl işkence ederek öldüreceklerini tartışırken köyün bilge kişisi kalabalığın arasından geçerek kurdun başına gelir," onun cezasını ben vereceğim" der. Herkes bilge kişiye karşı saygılıdır ve seslerini çıkarmazlar. Bilge kişi köylülerden bir koyun çanı getirmelerini ister. Getirilen koyun çanını kurdun boynuna takar ve, "şimdi bırakın gitsin, bu kurt cezasını buldu" der.
Köylüler, bu nasıl cezadır, daha kurdun burnu bile kanamadı" diye itiraz etmek isterler ama bilge kişi elin kaldınr ve," o sürülerimize verdiği zararla kurtluğunu kanıtladı, biz insanız ona insana yaraşan bir ceza vermeliyiz. Onu işkence yaparak öldürürsek hayvandan farkımız kalmaz" der. Köylüler bilge kişiye daha fazla itiraz edemez ve kurdu bırakırlar. Kurt bir hışımla bozkıra doğru koşar ve gözden kaybolur.
Çan sesi onunla birlikte bozkırda yol alır. Kurt hızlandıkça çan sesi de hızlanır. Kurt acıkmıştır. Bir sürüye yaklaşıp avlanmak ister ama çan sesini duyan köpekler üzerine gelince kaçmak zorunda kalır. Kurt çan sesini duyunca kaçan hiçbir canlıya yaklaşıp avlayamaz ve açlıktan ölmek üzeredir. Bir gün bir tepenin ardından üstüne doğru hızla gelen bir kurt sürüsüne rastlar. Kurtlar çan sesine aldanıp onu koyun sanmışlardır. Hışımla geri dönerler ama boyunda çan olan kurt da onların peşine takılıp onlann avlarından pay almayı düşünür. Kurtlar hangi ava yaklaşsalar can sesini duyan av kaçar. Kurtlar yaşayabilmek içi boynunda çan taşıyan kurttan kurtulmak zorunda olduklannı anlarlar ve bir zamanlar kurt sürülerinin kralı olan güçlü kurt artık zayıflamıştır.
Üstüne gelen kurtlarla baş edemez ve onlann pençeleri altında can verir. AKP’li bürokratların sendikal özgürlüklere müdahalesi güdümlü sendikacılık yaratma yolunda atılmış önemli bir adımdır. 6356 sayılı yasa bunun en önemli kanıtıdır. Hiçbir AB ülkesinde iktidarların siyasi gücü işçilerin özgürce sendika seçimini yönlendirmek ve sendikal özgürlükleri kısıtlamak için kullanılmamaktadır. Sendika özgürlüklerine en ufak bir müdahalede sendikalar milyonlarca işçiye sokaklara dökerek sendikal özgürlüklerine sahip çıkarlar. Biz de ise suskun işçi ve memur konfederasyondan iktidar partisine sendikal özgürlükleri yok etmesi için geniş bir alan bırakmakta ve hükümet karşısında ürkek güvercinler gibi davranmaktadırlar.
Türk sendikaları tarihinin en sancılı ve zor dönemini yaşamaktadır. Kağıt üzerinde sendikalar vardır ve özgürdür ama gerçekte sendikalar üye sayısı yönünden çok kan kaybetmekte ve 6356 dan sonra daha da kaybedecektir. Güçsüzdür ve sendika bağımsızlığı siyasetin pençesinde özünden çok şey yitirmiştir. Türk sendikalan bu teslimiyetçi tutumlanndan kurtulmak zorundadır. Bunun için önce kendilerini sorgulamalı, işçinin ve kamuoyunun gözünde kendilerini aklamalıdırlar.
Sonrasında AKP hükümetinin sendika özgürlüğü ihlalleri konusunda ILO’nun, AB’nin, Uluslararası sendikalann yardımlarını istemeli, AKP hükümetinin bu olumsuz, ters, sakıncalı sendikal özgürlük anlayışını uluslararası platformlarda teşhir etmelidirler. Boynuna AKP çanı takılmış sendikacılık anlayışı ne işçiye, ne topluma ve ne de demokrasiye yarar getirir. Üç beş yöneticinin koltuksal çıkarına, tüm işçi sınıfı feda edilemez. Yann bu iktidar değiştiğinde boynunda çan olan sendikaların ve sendika yöneticilerinin sonu yukanda anlattığımızın kurdun sonundan farklı olmayacaktır