SENDİKA SENDELEDİ!
Bu hafta içinde görülmeye başlayan bir dava, İsveç için alışılmadık bir sendika haberi profili çizdi. Değişen koşullara rağmen İsveç’te hâlâ sendikalar güç ve kudret merkezi demek.

Bu hafta içinde görülmeye başlayan bir dava, İsveç için alışılmadık bir sendika haberi profili çizdi. Değişen koşullara rağmen İsveç’te hâlâ sendikalar güç ve kudret merkezi demek. Çalışan hakları göz önünde tutulacak olursa, Avrupa Birliği’nin dayatmasıyla atılan geri adımlar olsa da İsveç, birlikteki lider ülkelerden biri sayılıyor. Sendikal örgütler, solun oy deposu. Siyasetin tam göbeğindeler ve uzun yıllardır iktidarı belirleyen onlar. Örneğin bünyesinde 14 ayrı sendikayı toplamış olan LO Sendikası, 8 milyonluk bir ülkede, 2 milyon üyesi olan bir birlik. Bu durumda, İsveç’teki sendikalar ya yürüttükleri sıkı pazarlıklarla ya da yaklaşan grev uyarılarıyla gündem oluşturuyorlar.
1910 yılında kurulan SAC Syndikalisterna Sendikası, özellikle inşaat sektöründeki işçilerin alın terini koruyor. Bu sendikanın üyeleri için sendikanın kuruluş manifestosunda “sendikalist” deniyor ve bu tarihi adlandırmayla sendikalistler devrimci sendikal harekettin bir neferi görülüyor. Köklü SAC Sendikası geçen yaz, küçük bir iş aldı. Orta ölçekte bir eleman kiralama şirketiyle görüşme talebinde bulundu. İsveç içinde ünlü bir otel zincirine temizlik elemanı ve bulaşıkçı sağlayan bu aracı şirket, işçilerinin maaşını ödemiyor, üstüne işçiler sözleşmelerde yazan tatil günleri ödentilerini şirketten alamıyordu. Ellerindeki sözleşmelerle SAC Sendikası’na başvuran işçilerin görüştüğü sendika temsilcisi, eleman kiralama şirketinin ayrıca iki işçiyi geçersiz sebeplerle işten çıkardığını fark etti. SAC’ın belirlediği sendika temsilcisi, işveren tarafına daha ilk telefon görüşmesinde eteğindeki taşları döküp yüz yüze görüşme talebinde bulundu. Bu durum SAC için halledilmesi, çözüme ulaştırılması kolay ve düz bir işti. Muhtemelen, sendika temsilcisi, eleman kiralama şirketinin patronunu görüşme masasında ikna edecek ya da sendikanın yürüteceği yasal süreç sonrasında işçilere hakları fazlasıyla teslim edilecekti. Üstelik sendika temsilcisi uyanık davranmış ve haksız yere yapılan iki işten çıkarmayı da fark etmiş, eleman kiralama şirketi için maç daha başlamadan bitmişti.
Tarihi bir sendikal örgüt için küçük sayılacak bu dosyada işçilerin hakkı korunamadı. Güney Stockholm’de kiralık dairesinde, eşi ve çocuklarıyla oturan sendika temsilcisinin evi 2 Temmuz gecesi baskın yedi. Sendikacı, o gece ailesinin gözlerinin önünde 6 kişi tarafından darp edildi. Boğazına bıçak bastırılarak eleman kiralama şirketinin sahibini aramaya zorlandı. Görüşmeleri geri çekmesi zorunlu kılınan sendika temsilcisinden yarım milyon kron para istendi.
Sendikaya göre saldırıya, 35 yaşında bir adam liderlik etti. Eleman kirama şirketinin patronu tarafından sendika temsilcisinin evine gönderildiği iddia edilen bu kişi, sabıka kayıtlarında bir organize suç örgütünün lideri olarak geçiyor. 35 yaşında kimliği açıklanmayan adam, şimdi darp, tehdit, şantaj ve silah taşıma suçlarından mahkeme tarafından suçlanıyor. Mahkeme nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, darbeyi işçilerin hak arama süreci yedi. “Birçok eleman kiralama şirketi ciddi çalışmıyor, yasaları ve sözleşmeleri hiçe sayıyor” diyen SAC Sendikasının Basın Sözcüsü Emil Boss, bu olaydaki eleman kiralama şirketinden işçi ve çalışan alan otelin, darp vakası sonrası şirketle işbirliğini bitirdiğini söyledi. SAC’ın bugün için çarpışmayı göze aldığı eleman kiralama şirketleri, İsveç’te daha büyük ticari kuruluşların, işçiye karşı sorumluluk almama ara formülü. Sadece işçiler değil, mühendislerden, hesap uzmanlarına kadar her türlü eleman piyasa koşullarında çevriliyor. Esas döndürülen ise sendikal sistemi yıpratmanın kuzeyli yolu.