Seçim süreci nedeniyle de beklentilerini dile getiren Ali Öner, işçi olarak geleceklerini ilgilendiren konularda taraf olduklarını ve seçimlerle ilgili olarak da “Ülkemizin bir gerçeği olan yaklaşık 13 milyon emekçi önce kendisine en yakın duran söylem ve beyannamelerinde emekçileri savunan siyasilerin yanında olmalıdır” dedi.
Tek Gıda İş Sendikası Ordu Şube Başkanı Ali Öner’le yaptığımız görüşmede hem Ordu’daki sendikalaşma süreci, hem sendikal anlayışları hakkında konuştuk. Seçim süreci nedeniyle de beklentilerini dile getiren Ali Öner, işçi olarak geleceklerini ilgilendiren konularda taraf olduklarını ve seçimlerle ilgili olarak da “Ülkemizin bir gerçeği olan yaklaşık 13 milyon emekçi önce kendisine en yakın duran söylem ve beyannamelerinde emekçileri savunan siyasilerin yanında olmalıdır” dedi.
Yaptığımız görüşmede sorularımızı verdiği yanıtlar şöyle:
İşçiler geleceği için seçimlerde taraf olmalı
Ülkemizin bir gerçeği olan yaklaşık 13 milyon emekçi önce kendisine en yakın duran söylem ve beyannamelerinde emekçileri savunan siyasilerin yanında olmalıdır. Emekçi futbol takımı tutar gibi siyaset yapmamalı. Günün şartlarına göre hareket etmeli, kendisi aleyhine karar veren siyasilerden mutlaka sandıkta hesabını sormalıdır. Ülkenin ekonomik yapısıyla ilgili, çalışma hayatıyla ilgili, sosyal güvenlikle ilgili yasaları takip etmeli, örgütünün arkasında durarak aleyhine düzenlemelerin mutlaka hesabını sormalıdır.
Kendisini 4/B’ye 4/C’ye ve taşeronlaşmaya istihdam bürolarına layık gören kiralık işçiliğe teşvik edenlerden sandıkta hesap sormalıdır.
Özelleştirmeleri bizlere anlattıkları gibi yapmayanlardan özelleştirirken çalışanların iş garantisini almadan satışları gerçekleştiren zihniyetten hesap soracağı demokratik süreç olan seçimi unutmamalıdır.
Bizleri sınıflara ayıranlardan aynı işe farklı ücret verenlerden sosyal devlet ilkesine uymayanlardan mutlaka sandıkta hesap sorulmalıdır.
Kişisel olarak haklarımız konusunda tarafım
Ben, örgütlü yapının var olmasına toplumların örgütlenmesine ve seslerini duyurmasına karşı çıkmayacakların tarafıyım.
Ben, çalışanların çalıştıkları iş yerinde geleceğine güvenle bakmalarını sağlayacak sosyal güvenlik sistemini geliştirip yasal hale getireceklerin tarafıyım.
Ben, çalışanların çalıştıkları ortamda hiçbir şekilde kültürel, dinsel, fiziksel, zihinsel ve sosyal anlamda baskı altına alınmayacak sistemi kuranların tarafıyım.
Ben, çalıştıkları iş yerinde yaptıkları işe uygun ve insanlık ihtiyaçlarını karşılayacak adil bir ücret almasını sağlayacak yasal düzenlemeyi yapacakların tarafıyım.
Sendikamızın tarihçesi
1952 Yılında kurulan Tek Gıda İş Sendikasının Ordu şubesini açılışı da yine o tarihlerde 1952 yılında gerçekleşmiş olup o yıllarda kurulu bulunan üç gıda sendikasının birleşmesi ile Tek Gıda İş Sendikasının amblemi altında Sümer Bank tesislerinde örgütlenen Tek Gıda İş üyelerinin sayesinde 1965 yılında Ordu Şubesi’nin açılışı yapılmış ve ilk şube başkanı olarak Hilmi YEŞİL görev yapmıştır. En uzun süre görev yapan Şube Başkanı İlyas BAYATA (25 yıl ) olmuştur. İlyas BAYATA dönemi 2004 yılında sona erdiğinde şube kapatılmış ve Soya Yağ Sanayi A.Ş de temsilcilik durumuna gelmiştir. Soya temsilcisi aynı zamanda Samsun Bölge’de Sekreterlik görevini yürütmekteydi.
2007 yılında Sagra Gıda Sanayi A.Ş’ de çalışan 473 işçinin sendikalaşmasıyla 500 barajını aşan Tek Gıda İş Sendikası üyeleri Sagra Gıda Sanayi A.Ş ve Soya Yağ Sanayi A.Ş ile beraber şube oluşturmak için gereken barajı geçtiğinden Tek Gıda İş Sendikası’nın Genel Merkez yönetiminin Ordu’daki potansiyeli de göz önüne alarak şubenin 2008 yılının Haziran ayında açılmasına karar ve onay vermiştir. Yeni oluşturulan Tek Gıda İş Sendikası’nın şube yönetimi şu şekilde oluşturulmuştur. Şube Başkanı Ali ÖNER ( Sagra Gıda Sanayi A.Ş ), Şube SEKRETERİ Ahmet ÖZSOY ( Soya Yağ Sanayi A.Ş ), Şube MALİ SEKRETERİ Mehmet YILMAZ ( Sagra Gıda Sanayi A.Ş ) yönetiminde göreve başlamış ve halen bu yönetim göreve devam etmektedir.
Şubenin üye sayısı 507’dir.
Sendikalaşmadaki yeni süreç
Bayındır Holding’e bağlı Sagra A.Ş. 2007 ilkbaharında mali krizin son eşiğine gelmişti. Çalışanlar 9–10 aydır maaşlarını alamıyor, kredi kartlarına ve ev sahiplerine olan kira borçları artmış hayat tamamen zorlaşmıştı.
Hal böyleyken, bu duruma artık ‘dur’ demenin ve bir şeyler yapmanın zamanı gelmişti. Aklıselim birkaç arkadaşla, durum değerlendirmesi yaptık. Ekmek davasının partisi olmaz zihniyeti ile Ordu’da kamuoyu oluşturmaya karar verdik. Ziyaretler yaptık, yürüyüşler yaptık.
Zaman zaman umutlandık zaman zaman da karamsarlığa düştük. Ama hedefimizden asla vazgeçmedik.
Tüm işçilerin evlerine posta ile iş akitlerinin fesih edildiğine dair noterden yazı gönderdiler. Biz bunların hiç birini dikkate almadık, mücadelemize devam ettik.
Başbakan’ın yolunu keserek derdimizi anlattık. Çözüleceği sözünü aldık. Fabrika TMSF’ye devredildi. TMSF ile yapılan pazarlıklar sonra içerdeki paralarımızı aldık. İşler yavaş yavaş yoluna gireceğini hissettiğimizde, 5-10 yılda bir firmanın el değiştirmesinden biz işçilerin perişan olmasının da artık son bulmasını istiyorduk. Bunun için de; biz işçilerin haklarını savunabilecek bir örgütlü yapıya ihtiyacımızın olduğuna karar vererek sendikalaşma sürecine girdik.
Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimi de dikkate alarak çalıştık ve sendikalı olduk. 28–29–30 Nisan 2007’de sendikalaşmayı tamamladık. Buna mecburduk çünkü daha önce yaşadığımız krizlerde tüm işçiler ekmek teknesine sahip çıkabilme açısından aç, susuz, soğuk uykusuz, sabah akşam perişan olmaktan kurtulmak istiyorduk.
Sendikamız örnek olmuştur
Özlük ve sendikalaşma hakları ellerinden alınan 12.000 TEKEL işçisini örgütleyerek başkent Ankara’da Aralık 2009’da başlayarak Mart 2010 tarihine kadar 78 gün çadırlarda sürdürülen Türkiye’nin en büyük ve örgütlü işçi eylemine yine Tek Gıda-İş liderlik etmiştir.
Sendikanın amacı
Üyelerinin yaptıkları işe uygun ve insanlık haysiyetine yaraşır adil bir ücret sağlamaya çalışı; üyelerinin beden ve ruh sağlığını koruyacak ve gelişmelerini sağlayacak tedbirleri alır.
Üyelerinin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak sosyal güvenlik sistemini geliştirmeye gayret eder. Milli geliri arttırmak ve artan milli gelirden üyelerinin adil bir şekilde pay almasını mümkün kılmak üzere çaba sarf eder.
Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep farkı gözetmeksizin çalışmanın, toplumun yaşayışındaki rolünü ve değerinin bilincindeve bu konudaki haklarını ve görevlerini özümsemiş bir üye topluluğu meydana getirmek için çalışır.
Türk sendikacılık ülküsüne bağlı kalmak kayıt ve şartı ile üyelerinin Ekmek-Barış-Özgürlük, sosyal adalet, sosyal güvenlik ve insan haklarıyla yukarıda belirtilen gayeler uğruna yapacakları çalışmaları benimsemeyi başlıca prensiplerinden biri sayar.