SENDİKA İSTATİSTİKLERİ VE TUHAFLIKLAR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ocak 2013 sendika üyeliği istatistiklerini açıkladı. Ocak 2013 işçi sendikaları istatistiklerine göre 10.8 milyon kayıtlı işçi ve 1 milyon sendika üyesi var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ocak 2013 sendika üyeliği istatistiklerini açıkladı. Ocak 2013 işçi sendikaları istatistiklerine göre 10.8 milyon kayıtlı işçi ve 1 milyon sendika üyesi var.
Bakanlığa göre sendikalaşma oranı yüzde 9.2. İstatistiklere ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerimi daha önce BirGün’de (27 Ocak 2013) ve T24.com.tr’de yazdım. Bu yazıda istatistiklere ilişkin kimi tuhaflıkları ve soru işaretlerini ele almak istiyorum. Açıklanan veriler Türkiye’de sendikalaşmanın gerçek boyutlarının ortaya çıkması açısından önemli.
Çünkü Türkiye’de yıllardır devlet eliyle sahte sendika istatistikleri açıklanıyordu. Örneğin, en son 2009 Temmuz ayında açıklanan sendika üyeliği istatistiklerine göre Türkiye’de 5.4 milyon işçi, 3.2 milyon sendika üyesi vardı ve sendikalaşma oranı yüzde 60 idi. Kuşkusuz birkaç yıl içinde sendika üyeliği istatistiklerinde böyle acayip bir altüst oluşun yaşanması, Türkiye’de sosyal istatistiklerin güvenilirliği konusunu bir kez daha gündeme getirmekte. İşkolu barajları nedeniyle sendika üyeliği istatistiklerinde ciddi bir tahrifat yaşanmıştır.
Hükümetler sendikal barajları kaldırmak yerine, sendikaları baraj üstünde tutmak için istatistiklerle oynamıştır. Bu yüzden de Çalışma Bakanlığı 30 yıla yakın bir süredir güvenilmez ve sahte sendika istatistikleri yayımlayıp durmuş ve kamuoyunu aldatmıştır. Ancak, Ocak 2013 istatistikleri de ciddi sorunlar içermektedir. Bunlardan en önemlisi taşeron işçilerin sendika üyeliklerinin işleme konulmamasıdır. Böylece DİSK üyesi DevSağlık-İş Sendikasının 10 bin civarında üyesinin yok sayıldığı vurgulanmaktadır. Oysa bu uygulama anayasaya aykırıdır.
Anayasa’nın 51. Maddesi tüm çalışanlara sendika hakkı tanımaktadır. Bu konuda kayıtlı-kayıtsız, taşeron-asıl işveren ayrımı yapılamaz. 6556 sayılı yasa bu açıdan anayasaya aykırı çok sayıda hüküm içermektedir. Bakanlık halen çalışan taşeron işçilerin üyeliklerini dikkate almazken, toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayan 300 binden fazla işçiyi sendika üyesi kabul etmektedir.
Bakanlığın 2011 Çalışma Hayatı İstatistikleri yayınına göre toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ve toplu iş sözleşmeleri iş sözleşmesine dönüşmüş işçi sayısı 682 bindir. Toplu sözleşmeden yararlanan 682 bin işçi ama sendika üyesi 1 milyon işçi! Toplu sözleşme kapsamı sendika üyeliğinin çok çok altında. Bakanlık istatistiklerinde 300 bin civarında tartışmalı sendika üyesi vardır. Bazı işkolları açısından soru işareti ve tuhaflıklar devam etmektedir.
Bu nedenle bakanlık istatistiklerde kullandığı metodolojinin ayrıntılarını ve ham verileri kamuoyu ile paylaşmalıdır. Aksi halde yeni istatistikler de tartışmalı olmaya devam edecektir. Toplusözleşme kapsamının sendika üyeliğinin altında olması önemli bir tuhaflıktır. Bu durum Avrupa ülkelerinde tam tersidir. Avrupa ülkelerinde toplusözleşme kapsamı sendika üyeliğinin üzerindedir. Örneğin AB ülkelerinde sendikalaşma oranı yüzde 30 civarında iken toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 60 civarındadır. Toplusözleşme kapsamı sendika üyeliğinin iki katıdır.
Türkiye’de ise tersine sendika üyelerinin üçte biri toplu sözleşme kapsamı dışındadır. Öte yandan bakanlık istatistikleri sadece kayıtlı işçileri dikkate aldığı için gerçek sendikalaşma oranını yansıtmaktan uzaktır. TÜİK’e göre toplam ücretli sayısı 16.2 milyondur. Toplam ücretliler dikkate alındığında sendikalaşma ve oranı ve toplusözleşme kapsamı ciddi biçimde düşmektedir.
Her 16 ücretliden biri sendikalı iken (yüzde 6), her 24 ücretliden biri (yüzde 4) toplu iş sözleşmesi kapsamındadır. İşçiler ve ücretliler hem sayısal hem de oransal olarak ciddi bir artış gösterirken sendikalaşma gerilemeye devam ediyor. Sendikalaşmaya ilişkin gerçek resim budur.