SANKİ BEN ALLAH’IN İYİ KULUYUM!
Sanki ben “Allah’ın iyi kuluyum” diye kendi kendimi şanslı sayacak bir rastlantı, ateş topu gibi fırlayıp önüme düştü.

Sanki ben “Allah’ın iyi kuluyum” diye kendi kendimi şanslı sayacak bir rastlantı, ateş topu gibi fırlayıp önüme düştü.
Bu yaman tesadüf!
Tanrı’nın hikmeti olmalı!
Necati uyuma!
“Kıyasla” diye bağırıyor:
Bilim dünyası da kabul ediyor ki, “En güvenilir bilgi, kıyaslanabilir bilgidir” ve devletin yani 72.5 milyon halkın malı olan bina, özel kişi ya da kuruluşlara “satılıyor veya 40-50 yıllığına tahsis edilip kiraya veriliyorsa” çık balkona oradan bağır.
Binalardan biri TEKEL’in.
Diğeri TRT’nin.
TEKEL de devletin.
TRT de devletin.
Dolayısıyla binalar milletin.
İkisi de İstanbul’da Marmara Denizi’nin Haliç’e doğru uzanıp Unkapanı Köprüsü’nü bir parmak geçtiği iki yakaya yayılmış o harika coğrafyada yapılmış. Biri Haliç’in Galata yakasında, diğeri Haliç’in Balat tarafında; ikisi de Sultanahmet’i, Ayasofya’yı, Fatih ve Süleymaniye camilerini, Topkapı Sarayı’nı görecek ve Marmara üzerinden adaları seyredebilecek biçimde tepelere kondurulmuş.
TEKEL binasına git.
Üst kat balkonuna çık.
TRT binasına el uzatırsın.
TRT binasına git.
Üst kat balkonuna çık.
TEKEL binasına seslenirsin.
İkisi birbirine o kadar yakın.
***
İşte önüme “Durma Necati kıyasla” diye bağırarak düşen haber buydu. TEKEL’in Haliç’in Unkapanı yakasındaki 5 katlı, 2 bin 500 metrekare kapalı alanlı ve 3 bin metrekare arazi üzerindeki genel müdürlük binası, Özelleştirme Yüksek Kurulu (Başbakan’ın başkanlığında, 4 bakandan oluşur) tarafından alınan bir kararla önce MALİye Bakanlığı’na “hibe” edildi. MALİye Bakanlığı da bu binayı, iktidara yakın bir grup olan 4 hastane sahibi Medipol Grup’a “tahsis” etti. TEKEL işçileri “ölüm grevi” yapıyor, onların binası “elden ele, önce hibe sonra da tahsis” ediliyor.
Habersiz, ilansız.
İhalesiz tahsis.
Bunları size yazmıştım, hatırlayacaksınız. Bu tahsisin resmen yapıldığını dün MALİye Bakanlığı, (Anadolu Ajansı) aracılığıyla ile dünyaya duyurdu ve “binanın 49 yıl süreyle rayiç bedel üzerinden kiraya verildiğini” açıkladı. İktidara yakın Medipol Grup bu binayı, kuracağı üniversitenin rektörlük binası yapacakmış ve İstanbul Medipol Üniversitesi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Zeki Şengil de benim bu köşedeki yazılar üzerine gönderdiği açıklamada; “(…) eski adı Tekel binası olan Unkapanı’ndaki taşınmaz (bina) eğitim ve öğretim amaçlarında kullanılmak, mülkiyeti MALİye Hazinesinde kalmak ve “üniversite eğitimi amaçlı kullanım“ şartı ve onayı ile yüksek bedellerle restore edilip sadece eğitim-öğretim amacı ile kullanılmak kaydı ve tüm yatırımların üniversitemiz tarafından yapılması şartı ile Devlet İhale Kanunu mevzuatına uygun prosedür ve işlemler sonunda kiralanmıştır (…) Durum bundan ibaret olup (…)” diyor.
***
Diyor da!
Kaça kiralandı?
Kaça kiralandığı yok.
İki açıklama var.
Kaça kiralandığı yok.
“Rayiç bedel” diyorlar.
Kim saptıyor, neye göre saptıyor rayiç bedeli? Bunu bilmek isterim ve giderim Haliç’in Galata yakasındaki TRT binasının balkonuna, oradan bağırırım. Bu tapusu TRT’ye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yani İstanbul halkına ait olan binayı iş adamı İnan Kıraç, “Ekspertiz değeri neyse öderim ve içinde çok modern bir konser salonu, tiyatro salonu olan kültür merkezi yaparım” diyor.
İşte ölçü!
Ekspertiz değeri!
Kıyaslama bu ölçüye göre yapılmalı, “ekspertiz değeri” neyse o değere kiralanmalı!
İki bina da halkın.
İki binayı da özel sektör alıp, biri üniversite rektörlük binası, diğeri kültür merkezi yapmak istiyor. İnan Kıraç’ı iktidardan yana değil diye üç yıldır oyalıyorsun, diğerine iktidara yandaş diye sessiz sedasız “rayiç bedel üzerinden 49 yıllığına tahsis” ediyorsun.
Sanki ben garip Necati!
Allah’ın iyi kuluyum.
Önüme örnek çıkardı.
Kıyasla diyor!
Siz de kıyaslayın.