SANAYİCİ KÂR EDİYOR ÜCRETLER DÜŞÜYOR
Özellikle bizim ülkemiz gibi gelişme yolundaki ülkelerde ben ekonomi politikalarının başarısını istihdam ve ücret durumuna bakarak ölçerim. Eğer işçi ücretleri artış trendinde değilse diğer ölçüler ne olursa olsun ülkenin ekonomisi yanlış yoldadır.

Özellikle bizim ülkemiz gibi gelişme yolundaki ülkelerde ben ekonomi politikalarının başarısını istihdam ve ücret durumuna bakarak ölçerim. Eğer işçi ücretleri artış trendinde değilse diğer ölçüler ne olursa olsun ülkenin ekonomisi yanlış yoldadır.
Çünkü Milli Hasıladan işçiler gereği gibi yararlanamıyorsa diğer sınıf ve tabakalar -tüccar ve sanayiciler dışında- daha da zor durumda olurlar. Çiftçiler, emekliler, esnaf ekonomi içinde işçilerden daha korumasızdır.
Bu nedenle onların durumu işçilerden de beterdir. İşçilerle birlikte bu sınıf ya da tabakalar iyi durumda değilse sadece kâr ve rantların geliştiği bir gelişmeden ülkeye pek hayır gelmez. O gelişme sadece Milli Gelir hesaplarında "fakirleşen büyüme"nin yer aldığı bir gelişmedir. Türkiye’de ekonomide rant ve kârlar büyürken ücretlerin düştüğüne en iyi örnek 2008 ile 2009 yıllarındaki gelişmelerdir. 2008’e göre 2009’da Milli Gelir gerilediği halde özellikle kârların azaldığı en büyük 500 en büyük firmanın bilânçolarının incelenmesinden belli olmaktadır.
İstanbul Sanayi Odasının hazırladığı, 500 en büyük kuruluşunu durumunu değerlendiren Türk-İş Genel SEKRETERİ ve Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak, "Bu listede yer alan kuruluşların, krizin devam ettiği 2009 yılında ortalama olarak kârlarında artış görülüyor 500 büyük kuruluşun kârlılığı özel sektör bazında yüzde 5,2’ye kamuda yüzde 14,7’ye çıkmış durumda."
2009’da 500 büyük kuruluşta çalışan sayısının, bir önceki yıla göre 516 bin düşüşle yüzde 5,1 oranında azaldığını belirten Kavlak, kuruluş kârlarıyla ücretler arasında ”yaman bir çelişki" bulunduğuna dikkat çekmiştir.
500 büyük kuruluşun artmış bulunan bu 7 performansının daha az sayıda işçi tarafından yaratılması 2008’den 2009’a iş verimliliğinde epeyce önemli bir artışı ortaya koymaktadır. Yani her işçi 2009’da 2008’deki göre daha çok değer yarattığı halde, aldıkları ücretlerde önemli düşüşler yaşanmıştır. Yapılan hesaplara göre 2008 yılı sonunda 1.000 lira ücret alan bir işçinin ücreti 2009 yılında 870 liraya gerilemiştir. Sayıları azalan işçiler işverenler tarafından daha yoğun biçimde çalıştırılmışlar, ama ücretleri artış yerine düşüş kaydetmiştir.
2008 yılı sonunda başlayan, 2009 ve 2010 yılının ilk çeyreğini kapsayan süreçte bir yandan işçi çıkartmalarıyla birlikte çalışan sayısı azalırken, öte yandan reel ücretler düşmüş, ama buna rağmen çalışanlar daha fazla (birim mal) üretmişlerdir. Buna rağmen kendilerine ortalama yüzde 13 daha düşük ücret ödenmiştir.
YABANCI FİRMA SAYISI DA ARTIYOR
Kavlak bu tesbitinin yanında en büyük 500 firma içinde yabancı firma sayısının artışına da parmak basmaktadır… 500 en büyük firma arasında yabancı kuruluş sayısı 2007 yılında 143 iken 2008’de 148”e, 2009’da ise 153’e yükselmiştir.
Ne var ki bu olumsuzluklar iktidar yandaşlarınca, "Emek verimliliği artıyor" ya da "Yabancıların ülkeye ilgisi artıyor " şeklinde övgülerle yorumlanıyor.