SANAYİ ÜRETİMİNİ SEKTEYE UĞRATAN DA DEPREM, CANLANDIRACAK OLAN DA…
Sanayi üretimi, şubat ayında deprem etkisiyle yaşanan çöküşün ardından martta kendine gelir gibi oldu. Şubatta takvim etkisinden arındırılmış hesaplamaya göre geçen yılın yüzde 8.2 altında kalan üretim, martta geçen yılla neredeyse aynı düzeyde gerçekleşti. Bu yılın mart ayındaki üretim, geçen yılki üretimin yalnızca yüzde 0.1 altında kaldı.
Mart ayındaki sanayi üretimi, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış hesaplamaya göre ise şubattaki üretimden yüzde 5.5 daha fazla gerçekleşti.
Hep vurguluyoruz; aydan aya olan değişimler kuşkusuz önemli bir gösterge ama olabildiğince büyük fotoğrafa bakmak gerekir. Şubattaki dalgalanmanın böylesine keskin olmasının nedeni de belli zaten, deprem felaketi. Ne var ki, deprem felaketi ve ondan kaynaklanan üretim düşüşü bir istatistiki veri olarak geride kalmış değil. Bunun etkileri devam edecek.
İlk çeyrekteki durum
Deprem yüzünden şubatta ve şubat baz alınarak hesaplanan martta çok keskin dalgalanma gördük. O yüzden ilk çeyreğe bakmakta yarar var.
Sanayi üretimi herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış endekse göre bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın yüzde 0.5 altında kaldı. Aynı dönemler itibarıyla takvim etkisinden arındırılmış endekse göre gerileme ise yüzde 1.3 oldu.
Bu oranlar ilk çeyrek büyümesine ilişkin belirgin bir olumsuzluğa işaret ediyor. Her ne kadar sanayi üretimindeki değişim GSYH kapsamındaki sanayi sektörüne bire bir yansımıyorsa da arada sağlam bir bağ kuşkusuz var. Dolayısıyla ilk çeyrekte sanayiden GSYH’ye pek katkı geleceği beklenmemeli.
Bir de son bir yıldaki üretim değişimine bakalım…
Bu yılın mart ayı itibarıyla son bir yılda gerçekleşen sanayi üretimi, önceki bir yıldaki üretime göre yüzde 3.5 arttı. Bu oran herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan ham endekse göre yapılan hesaplamayı gösteriyor.
Takvim etkisinden arındırılmış hesaplamaya göre ise son bir yıldaki üretim önceki bir yıldaki üretime göre yüzde 2.8 artış gösterdi.
Yıllık büyüme temposu yüzde 5
TÜİK sanayi üretimine ilişkin verileri 2015 yılını 100 kabul ederek hesaplıyor. Dün yapılan açıklamaya göre bu yılın mart ayında oluşan takvim etkisinden arındırılmış endeks 146. Yani yaklaşık sekiz yıllık dönemde sanayi üretimi yüzde 46 artış göstermiş.
Buna göre sanayi üretiminde kaydedilen yıllık artış temposu yüzde 5 düzeyinde bulunuyor.
Sanayi üretiminin her yıl yüzde 5 artması Türkiye için ne kadar yeterlidir, elbette tartışılır.
Deprem üretimi olumlu etkileyecek
Depremde çok büyük bir yıkım yaşadık. Şimdi imar vakti. Bu kısmen başladı da… Ancak daha yapılacak çok iş var.
Deprem bölgesi adeta tümüyle yeniden inşa edilecek. Bir dizi yatırım yapılacak. Binlerce konut ve işyeri inşaatı, bunlarla ilgili milyarlarca liralık altyapı yatırımı söz konusu.
İşte bu durum ister istemez sanayi üretimini de etkileyecek, üretim artacak. Hatırlanacaktır; depremden hemen sonra tepki de çeken bir gelişme olmuş ve borsada işlem gören çimento şirketlerinin hisse senetlerinde çok hızlı bir artış yaşanmıştı. Sanki depremin üstünden üç beş gün geçtikten sonra inşaatlar başlayacakmış gibi bir algı oluşmuştu.
Bölge yeniden ayağa kaldırılırken tabii ki yalnızca çimentoya ihtiyaç duyulmayacak. Bir inşaatın, bir altyapı yatırımının neleri gerektirdiği ortada. Bu yatırımlar sanayinin hemen hemen tüm alanlarını olumlu yönde etkileyecek ve üretimde artış görülecek.
İşsizlik verileri anlamını yitirdi
TÜİK, işgücü istatistikleriyle ilgili olarak şubat verileri için olduğu gibi mart verileri için de deprem felaketi yüzünden sağlıklı bir çalışma yürütemedi.
TÜİK mart ayı işgücü istatistiklerini açıklarken bu duruma yine vurgu yaptı ve hanehalkı işgücü araştırmasının mart ayı anket uygulamasının Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de yapılamadığını belirtti. Şubat ayı için bu illere ek olarak Gaziantep, Kilis ve Malatya’da da anket yapılamamıştı. Anket çalışması biraz olsun oturtuldu ve üç ilde mart ayı için anket gerçekleştirilebildi.
Ancak yine de bu bölgede sağlıklı bir anket yürütülmesi ve sağlıklı bir sonuç elde edilmesi kabul etmek gerekir ki, zor.
İşgücü istatistiklerinin sonuçlarında ise kayda değer bir değişiklik yok. Şubat için yüzde 10 olarak ölçülen işsizlik oranı aynı düzeyde kaldı. 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun işsizlik oranı ise yüzde 19.4’ten yüzde 20.1’e çıktı.