SAĞLIKTAKİ SOYGUNA SENDİKALAR DA EL ATMALI
Gerçekten sağlık sorunu tüm toplumu doğrudan ilgilendiren bir konu. Sendikaların ücret ve çalışma koşullarının yanı sıra bir soygun haline dönüşen muayene parası, ilaç bedeli, katkı payı gibi somut sağlık sorunları konusunda da üyelerini ve halkı bilinçlendirip örgütlü bir tepkiyi ortaya koymalan gerekiyor.
Önce bu paralı sağlık hizmetinden somut bir örnek vermek istiyorum. Gemi adamı olan bir akrabam, kuvvetli öksürük sorunu nedeniyle evinin yakınındaki Kızılay dispanserine gitti. Kendisi yabancı gemilerde çalıştığı için işverenleri sigorta yapmıyor, o da Bağ-Kur’dan isteğe bağlı sigortalı oldu, yani Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) kayıtlı bir sigortalı. Ayda 313 TL sigorta primi ödüyor.
Kızılay, kamu yaranna çalışan bir kuruluş statüsünde. Kamu yararına bir dernek olduğu için daha insaflı davranacağını düşünüyorsunuz. Hayır, o da diğer özel sağlık kuruluşlan gibi bir tarife uyguluyor. Akrabam, öksürük sorunu olduğu için göğüs hastalıkları uzmanına başvuruyor, tabii başvuru öncesinde 29.5 TL. muayene farkı yatırıyor.
Doktor, röntgen ve kan tahlili yaptırmasını söylüyor, vezneye 66.5 TL. daha yatırıyor. Tahlil sonuçlarına göre bu kez Kulak-Burun-Boğaz uzmanına gitmesi söyleniyor. O muayene için de 29.5 TL. ödeme yapıyor. Yani bir rahatsızlık için iki muayene parası veriyor.
Oysa kendisi öksürdüğü için ister istemez ilgili hekime gidiyor, sünüzit olduğunu nereden bilebilsin… Demek ki, teşhisinizi de kendiniz koyacaksınız, yoksa doktor, doktor dolaşıp her muayene için ayn para ödersiniz.
Kimi özel sağlık kuruluşlan muayene farkı olarak 30 TL.’nin de üzerinde para alıyor ama 10 TL. de alan var, kamu yaranna demek (!) diye geçinen Kızılay’ın vizitesi de demek ki 29.5 TL imiş…
Hekim, antibiyotik, burun spreyi ve alerji ilacı yazıyor. Akrabam, eczaneye gidiyor, bu ilaçlar için 21.5 TL. fark veriyor, ayrıca SGK için de muayene farkı olarak 18 TL. ödüyor. Toplam masrafı, 165 TL. Evet, akrabam, sigortalı, her ay SGK’ya 313 lira prim ödüyor ama sadece bir hastalık için 165 lira bir masraf yapması gerekiyor…
Kuşkusuz çevremizde çok daha vahim "paralı sağlık” örnekleri vardır. Sağlığın ticari bir faaliyet olmasına karşı çıkan meslek kuruluşlannın 14 Mart Tıp Haftası kapsamında önceki gün İstanbul Taksim’de bir yürüyüşü oldu. Konuyu ilettiğimiz İstanbul Tabip Odası Genel SEKRETERİ Dr. Ali Çerkezoğlu, "Türk Tabipleri Birliği olarak tek başına her şeye yetemiyoruz. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çok ciddi sorunlan var. Eğer sendikalanmız da, üyelerinin sorunlanna daha fazla sahip çıkarlarsa birlikte daha fazla yol alabiliriz" dedi.
Gerçekten sağlık sorunu tüm toplumu doğrudan ilgilendiren bir konu. Sendikaların ücret ve çalışma koşullarının yanı sıra bir soygun haline dönüşen muayene parası, ilaç bedeli, katkı payı gibi somut sağlık sorunları konusunda da üyelerini ve halkı bilinçlendirip örgütlü bir tepkiyi ortaya koymalan gerekiyor.
Sağlıkçıların yürüyüşüne katılan hekimler, "Eskiden SSK hastanelerinde çok sıra vardı, şimdi bu azaldı ama her hasta için en fazla 5 dakika aynlıyor, eczanede de sıra yok ama çok daha fazla para ödemeye başladılar. Halkın sıkıntısı artıyor, yeter ki bunu örgütlü bir tepkiye dönüştürelim" diyorlar. Evet, tepki örgütlenmeyi bekliyor.
Hem hastanelerde vatandaşın bu sıkıntısı, tepkisi oradaki sağlık kuruluşları temsilcilerince ortaya konmalı, hem de diğer sendikalar başta katkı payı olmak üzere somut sağlık sorunlan için üyelerini ve giderek toplumu seferber etmelidir…