Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
20 Aralık 2016
SADE YAŞAMAK

Biri hakkınızda tazminat davası açarsa, mal bildiriminde bulunmanız gerekir.

SADE YAŞAMAK

Biri hakkınızda tazminat davası açarsa, mal bildiriminde bulunmanız gerekir. Hakkındaki gerçekleri yazdığım bir sendikacı da aleyhimde böyle bir dava açmıştı. Mal bildiriminde bulunmam gerekti. Karakola gittim. Görevli polis memuru, malvarlığım ve gelirim hakkında sorular sordu. Sorulardan biri, “arabanızın markası ne?” oldu. “Arabam yok, araba kullanmıyorum” diye yanıtladım. Görevlinin tepkisi, “nasıl yani?” oldu. Araba sahibi olmak o kadar doğal kabul ediliyordu ki, arabanız olmadı mı “nasıl yani?” sorusuyla karşılaşıyorsunuz. Kendisine, yürüdüğümü ve toplu taşım araçlarını kullandığımı anlattım. Kafasını değişik bir biçimde salladı. Belki de mal bildiriminden bir arabayı kaçırdığımı sandı. Eminim ki kendisinin ve bulunduğu salonda görev yapan diğer polis memurlarının hepsinin arabaları vardı.

 
Araba gerçekten bir ihtiyaç mı, yoksa kapitalizm çoğumuza arabayı bir ihtiyaç haline mi getirtmiş?
 
İHTİYAÇ YARATMA
 
Robert Havemann’ın Yarın, Yol Ayrımındaki Sanayi Toplumu, Eleştiri ve Gerçek Ütopya(Kaynak Yay., 2005) kitabında anlatılan güzel dünyada ancak çok acil durumlarda kullanılmak üzere arabalar vardır. Çok ileri teknolojiye sahip bu toplumda insanlar verimli toprakları asfalt yol olarak tahrip etmezler.
 
Halbuki günümüzde araba sahipliği bir çılgınlık düzeyinde.
 
Arabayı niçin alıyorsunuz?
 
Gideceğiniz yere daha hızlı gitmek için.
 
Gidebiliyor musunuz?
 
Hayır.
 
Herkes sizin gibi bencilce bir hesapla hareket ettiğinden, yollar yetmiyor ve gideceğiniz yere daha geç ve sinir küpüne dönüşmüş olarak gidiyorsunuz.
 
Trafikteki otomobil sayısı 2002 yılında 4.6 milyondu. 2016 yılında 11.1 milyon oldu. Kamyonet sayısı da 0.9 milyondan 3.4 milyona yükseldi.
 
KAPİTALİZM TÜKETTİRİR
 
Peki, bu çılgınlığın sorumlusu kim?
 
Kapitalizm. Büyük otomobil şirketleri ve onlara girdi üreten yan sanayi, sizin araba almanızı istiyor. Televizyon kanalları ve gazeteler de araba sahipliğini bir ihtiyaç haline getiriyor. Milleti birbirine imrendiriyorlar. Bankalar da verdikleri tüketici kredileriyle bu saçmalığı pompalıyor. Ortaya İstanbul’da, Bursa’da, Ankara’da ve diğer birçok ilde yaşanan trafik kargaşası, trafik kazaları ve sinir küpü insanlar çıkıyor.
 
Daha çok tüketmek itibar kaynağı, güç gösterisi oluyor.
 
İnsanlar, boğazlarına kadar borçlanarak, altlarına bir araba çekmeye çalışıyor.
 
İnsanlar arasındaki dayanışmanın yerini, birbirine hava atan, birbirinin kafasına basarak yükselmeye çalışan, birbirini kıskanan, birbirinin arkasından kuyu kazan insanlar ve ilişkiler alıyor.
 
Halbuki Anadolu’nun geleneğinde sadelik vardı.
 
1950’li, 1960’lı yılları hatırlıyorum. Evinize bir şeyler aldığınızda, onları alamayan komşular imrenip rahatsız olmasın diye, özen gösterilirdi.
 
Evinizde pişen yemekte komşuların da hakkı vardı.
 
Hava atmak ayıptı. Zenginlik gösterisi yapanlar toplumdan dışlanırdı. Zenginlerin çoğu bile haddini bilir, tevazu içinde yaşardı. Toplumsal ilişkilere dayanışma ve yardımlaşma hakimdi.
 
Kapitalizm geliştikçe bu toplumsal ilişkiler çürüdü.
 
Türkiye çok ciddi bir iktisadi krizin içinde. Piyasayı çok iyi bilen bir sigortacı, geçenlerde “bunlar daha iyi günlerimiz” dedi.
 
Böyle dönemlerde sade yaşama dönmek gerekli. Hayat, sade yaşamı ve dayanışmayı zorluyor.
 
Kapitalistler, sade yaşam önerilerine karşı çıkacaklar, daha fazla mal satmak için akla gelmedik yöntemlere başvuracaklar.
 
Boşverin onları. Anadolu’nun geleneksel sade yaşamına dönelim. Kapitalizmin ürünü bireycilikten ve bencillikten kurtulalım. Modanın, gösterişin esiri olmayalım; ürünler bizim esirimiz olsun.
DİĞER HABERLER
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI

Yıllar sonra toplanan Çalışma Meclisi’nin taslak gündemi belli oldu.

İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?
İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?

İhracattan dönen gıdaları bize mi yediriyorlar?

BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.