Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Mart 2012
‘RÜYA’DAN ‘KÂBUS’A, AMERİKA

Eskiden “Amerikan Rüyası” konuşulurdu. Şimdilerde “Amerikan Kâbusu”ndan söz edilir oldu.

‘RÜYA’DAN ‘KÂBUS’A, AMERİKA

       Eskiden Amerikan Rüyasıkonuşulurdu. ŞimdilerdeAmerikan Kâbusundan söz edilir oldu. Bir farkla ki, Amerikan Rüyasıorada yaşayanlara ilişkindi. Amerikan Kâbusu, Amerikada yaşayanlarla dünyanın geri kalanının kaderini birleştiren bir şeye işaret ediyor…

       Amerika, kapitalist dünyanın örnek aldığı, liderliğini kabul ettiği ülkeydi. ABDnin, sıfırdan zengin olma fırsatlarının, benzersiz bireysel özgürlüklerin ülkesi olduğuna ilişkin bir inanç kapitalist dünyada yaygındı. Küreselleşme söylemi bu fanteziyidaha da güçlendirdi. Fukyamanın deyimiyle kapitalist kültürün en gelişmiş örneğini sunan Amerika modelinin dünyada yayılması doğaldı”.

Nereden nereye…

       Geçen aylarda yoğunlaşan üç tartışma şimdi başka bir noktada oluğumuzu gösteriyor. Bu tartışmalardan biri, önce mali krizde finans sektörü kurtarılırken kurtarmanın maliyetinin halkın üzerine yıkılmasıyla, buna bağlı olarak patlak veren Wall Street İşgal Et hareketiyle gündemin en önemli konuları arasına oturdu. ABD nüfusunun yüzde 99u krizden zarar görürken yüzde birinin servetine servet katmış olduğu genel kabul gören olgular listesine girdi.

       MITden Acemoğlu ve Harvarddan Robinsonun çalışmalarında gösterdikleri gibi, gelir dağılımının bozulması, geride kalan 30 yılda Amerikada toplumsal tırmanma(sınıf atlama) olasılığını belirgin biçimde azaltmış. ABDde gençlerin üniversite mezunu olma olasılığı bugün, 1960ların çok gerisine düşmüş. Ekonomik olarak güçlenenlerin siyasi gücü de hızla artmış. Artık ABD toplumu 40 yıl öncesine göre çok daha adaletsiz bir yapıya sahipmiş (Washington Post 11/03)

       Toplumsal adaletsizliklerin artması, sınıf atlamaumudunun azalması, bu sırada çok ufak bir azınlığın ekonomik ve siyasi gücüne güç katmış olmasının, o ülkenin, devletinin yapısını, iç güvenliğe ağırlık veren bir yönde değiştirmeye başlar. Bu değişimin, dış tehdit algısıyla, devletin uluslararası konumunun olumsuz bir yönde gitmekte olduğuna ilişkin kaygılarla birleşmesi halinde daha da hızlanacağını kolaylıkla söyleyebiliriz. Son aylarda yoğunlaşan tartışmalar, ABDde tam da böyle bir sürecin yaşandığını düşündürüyor.

       “Terorizmle savaş”, ABD iç güvenlik yapısında, nüfus denetlemesüreçlerinde, bireysel özgürlükleri daha önce akla gelmesi olanaksız düzeylerde sınırlayan önlemleri topluma kabul ettirmeye başlamıştı. Ancak, terorizmle savaşuluslararası alanda, hedeflenen hegemonya restorasyonunu getiremedi, bir American Emporiumu kuramadı. Buna karşılık, başarısız savaşlar, yükselen güçler, hegemonya gerilemesi algısını güçlendirdi. Bu sonuca bağlı olarak, ABD dış politika entelijansiyası arasında, ABDnin uluslararası konumu, (hegemonyası) üzerine sürmekte olan tartışmalarda, bir dış tehdit algısı yoğunlaştı.

       Geçen iki hafta içinde, Financial Timesdan Gideon Rachman, The Economist ve Washington Posttan David Ignatius bu tartışmaları değerlendiren yazılar yayımladılar. Bu bağlamda karşımızda en az on kitap var: Kagan,The World America Made; Ikenberry, “Liberal Leviathan; Kupchan, “No Ones World, Brzezinski, “America and the Crisis of Global Power”, Indyk, Lieberthal, OHanlon, “Barack Obamas Foreign Policy. Bader, “Obama and, Chinas Rise”, Byrne,How Scarcity Will Remake American Politics, Subramanian, Living In The Shadow of Chinas Economic Dominance, Steyn, “Get Ready For Armageddon, Kiernan, “Becoming Chinas Bitch”… Kaganınki hariç bunların hepsi değişen ölçülerde, bir gerileme, iktidarsızlık algısını, Çin korkusunu yansıtıyorlar. Tarih bize, imparatorluk projelerinin, ulusal iktidarsızlık algılarının çok tehlikeli toplumsal travmaları, gerici rejimleri gündeme getirebildiğini gösteriyor. Hele bir de bu algı iç güvenlik sorunlarıyla örtüşmeye başlarsa.

       ABDde bireysel özgürlüklerin hızla daralıyor olması da son aylarda yoğunlaşan bir başka tartışmanın konusu. Bu bağlamda üç gelişme dikkat çekiyor. Birincisi, polisin protesto gösterilerinde giderek daha ölçüsüz güç kullanması, çeşitli eyaletlerin polis güçlerini donanımlarını bu yönde geliştirmeleri (Stephan Salisbury, Le Monde Diplomatique, 24/3) . İkincisi devletin izleme, veri toplama etkinliklerinin, hızla yayılarak sıradan vatandaşları, muhalif siyasi etkinlikleri de kapsamaya başlaması (Los Angeles Times, 23/03). Üçüncüsü, FEMA (Federal Olağanüstü Hal Ajansı), Fusion Centres (bütün istihbarat örgütlerinin yerel birleştirilmiş eşgüdüm merkezleri) gibi son yılların ürünü olan kurumların etkinlikleri, kurulduğu iddia edilen tam teşekküllü, tutuklama kampları, ordunun iç güvenlik krizlerinde kullanılmasına ilişkin yeni yasalar büyük kaygı yaratıyor. Özetle ABDnin bir polis devletine dönüşmekte olduğuna ilişkin tartışmalar, araştırmalar giderek yoğunlaşıyor.

DİĞER HABERLER
TÜİK DUYURDU: ÜLKEDE SORUN YOK
TÜİK DUYURDU: ÜLKEDE SORUN YOK

Yoksulluk azaldı, işsizlik düştü, istihdam artıyor. TÜİK’in çektiği fotoğrafa göre ülke Norveç ile Almanya arasında bir yerde yer alıyor. Üstelik TÜİK bu tabloyu sanayi üretiminde yaşanan rekor düşüşe, durdurulamayan enflasyona rağmen kamuoyuyla paylaşıyor.

2.2 MİLYON KİŞİ DAHA İŞİNİ KAYBETTİ
2.2 MİLYON KİŞİ DAHA İŞİNİ KAYBETTİ

Üretimdeki yavaşlama ile iş bulma umudunu yitirenlerin sayısı artarken bir yılda 2.2 milyon kişi işsiz kaldı. Dar tanımlı verilerdeki düşüşe rağmen gerçek işsizlik hızlandı.

TEŞKİLATIMIZA ÜÇ YENİ ŞUBE DAHA KATILDI
TEŞKİLATIMIZA ÜÇ YENİ ŞUBE DAHA KATILDI

Sendikamız başarılı toplu iş sözleşmeleri ve örgütlü mücadelesi ile günden güne üye sayısını artırırken teşkilat yapısını da güçlendirmeye devam ediyor.

ÜCRET VE MAAŞLARDA HÜLLE
ÜCRET VE MAAŞLARDA HÜLLE

Asgari ücretin ve memur maaşlarının enflasyona göre düzeltilmesinde, TÜİK verileri kullanılarak hülle yapılıyor. Ayrıca da her sene ücret ve maaş artışları hükûmet şovuna dönüşüyor.