Türkiye İstatistik Kurumu tarafından düzenli olarak yayınlanan Hanehalkr İşgücü İstatistikleri sonuçlarına göre, Ağustos ayında işsizlik oranı resmi rakamlara göre yüzde 8,8 olarak gerçekleşirken, gerçek işsizlik yüzde 17,5 olarak hesaplandı.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından düzenli olarak yayınlanan Hanehalkı İşgücü İstatistikleri sonuçlarına göre, Ağustos ayında işsizlik oranı resmi rakamlara göre yüzde 8,8 olarak gerçekleşirken, gerçek işsizlik yüzde 17,5 olarak hesaplandı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜlK) dün açıkladığı verilere göre, Ağustos ayında işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,4 puan artışla yüzde 8,8 olarak gerçekleşirken; işgücüne katılım oranı da 0,1 puanlık düşüşle yüzde 50,7 oldu. işgücüne katılım oranı geçtiğimiz yılın aynı döneminde ise yüzde 51 olarak gerçekleşmişti. TÜlK, istihdam edilenlerin yarısından fazlasının lise altı eğitimli olduğunu; yüzde 62,6’sının ücretli, maaşlı veya yevmiyeli, yüzde 23,1’inin kendi hesabına veya işveren, yüzde 14,3’ünün ise ücretsiz aile işçisi olduğunu bildirdi. Ağustos ayı verilerine göre, çalışanların yüzde 58,2’siru 10 kişiden az çalışanı olan işyerinde çalışanlar oluştururken; kamu istihdamı ise 3 milyon 215 bin kişi olarak açıklandı.

İŞSİZLER ORDUSUNA , 122 BİN KİŞİ KATILDI

2012 yılı Ağustos ayında işsizlik oranı Temmuz ayına göre 0,4 puan artarak, yüzde 8,4’ten yüzde 8,8’e yükselirken; geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre işsizlik oranında 0,4 puanlık bir azalma gözlendi. Temmuz ayında resmi verilere göre 2 milyon 323 bin kişi olan işsiz sayısı, Ağustos ayında 122 bin kişi artarak 2 milyon 445 bin kişiye yükseldi, işsiz sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ise 76 bin azaldı. Bu dönemde tarım dışı işsizlik ise yüzde 10,7’den, yüzde 11,3’e yükseldi. Öte yandan yıllara yayılan verilere bakıldığında, işsizlik oranlannın Mayıs-Haziran’dan başlayıp Ekim ayına kadarki süreçte genelde daha düşük seyrettiği ve kış aylarında zirve yaptığı da görülüyor. Resmi işsizlerin işsizlik nedenleri arasında, yüzde 28’lik bir oranla, işini kaybetme ya da çalıştığı geçici işin bitmesi öne çıkıyor. Ağustos ayında, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların, oranı da yüzde 40,1 olarak gerçekleşti.

YA İŞGÜCÜNE DAHİL OLMAYANLAR?

Türkiye’de işgücüne katılım oranının düşüklüğünün işsizlik oranını olduğundan çok daha düşük gösterdiği biliniyor. Verilere göre, bugün Türkiye’de çalışma çağındaki her iki kişiden biri işgücü piyasasının dışında kaldı. Yapılan hesaplamalara göre, işgücüne katılım oranındaki çok küçük bir oynama dahi işsizlik oranını kayda değer oranda etkiliyor. Uzmanlar, işgücüne katılım oranının Avrupa ülkelerindeki gibi yüzde 70’lerde olması durumunda, Türkiye’de yüzde 30’un üzerine çıkacak bir işsizlik oranı ile karşı karşıya kalınacağını vurguluyor. ispanya ve Yunanistan gibi Avrupa’da ekonomik krizi en ağır boyutlarıyla yaşayan ülkelerde ise işsizlik oranları yüzde 25 düzeyinde gerçekleşiyor.

RESMİ RAKAMLAR NE KADAR GERÇEK?

TÜlK’in düzenli olarak yayınladığı veriler gerçek işsizlik oranlarını yansıtmıyor. Bunun en önemli nedeni, TÜlK’in iş bulma ümidi olmayanları ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanları işgücüne dahil etmiyor oluşu. Ayrıca yılın yalnızca birkaç ayı çalışan mevsimlik işçiler de bu kapsamda değerlendiriliyor.

GERÇEK İŞSİZLİK YÜZDE 17,5

Ümitsiz işsizler dediğimiz iş bulma ümidi olmayanlar ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanların sayısı Temmuz ayına göre 43 bin artarak, Ağustos ayında 1 milyon 943 bine yükseldi. Mevsimlik işçi olduğu için işgücüne dahil olmadığını belirtenlerin sayısı ise 54 bin. Bu kesimler ve yetersiz ve eksik istihdam da dahil edilerek gerçek işsizliğin hesaplanması durumunda, işgücü yaklaşık 30 milyona çıkarken, işsiz sayısının da 5 milyona çıktığı görülüyor. Dolayısıyla yine TÜlK verilerine dayanılarak yapılacak daha gerçek bir hesaplamaya göre Türkiye’de Ağustos ayında işsizlik oranı yüzde 17,5 olarak gerçekleşmektedir. Ekonomi Servisi Sendikaların çözümü:

Çalışma saatleri düşürülsün DİSK tarafından yayınlanan "işsizlik yükselişte" isimli raporda, işsizlikle mücadele için DİSK’in önerdiği önlemler şu şekilde sıralandı:

1. Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
2. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
3. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
4. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
5. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
6. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
7. Taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdam engellenmelidir.

Hükümetin çözümü: Daha fazla esneklik Hükümet Türkiye’de istihdam sorununu çözmek için gündeme getirdiğini iddia ettiği "Ulusal istihdam Stratejisinde de, 2013 yılı programında da, çalışma yaşamında daha fazla esneklik öneriyor. Kadın istihdamının artırılması konusunda da bu öneriler yeniden vurgulanıyor ve istihdamdaki düşüşün tek sorumlusu "katı" işgücü piyasası olarak gösteriliyor.

Türkiye’de halen sayıları 12 milyonu aşan ev kadınları işsiz olarak kabul edilmezken, kadın istihdamına çözüm önerisi, "kadının ev ve iş yaşantısının uyumlulaştırılması" kapsamında, evden çalışma gibi atipik çalışma biçimlerinin alabildiğine yaygınlaştırılması ve bunlara yönelik yasal düzenlemelerin yapılması, daha fazla esneklik gibi başlıklarla sunuluyor. Tüm bunların işçiler için daha düşük ücretler, daha kuralsız bir çalışma yaşamı ve daha yoğun sömürü anlamına geldiği açık.