Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), eylülde aylık yüzde 0.97, yıllık yüzde 11.75 artışla, AA Finans Anketi’ne katılan ekonomistlerin sırasıyla yüzde 1.38 ve yüzde 12.20 olan beklentilerinin altında kaldı. TÜFE, geçen ayki yüzde 0.97’lik artışla son 3 yılın en düşük eylül ayı rakamı olarak kayıtlara geçti.
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede eylül ayında TÜFE’nin yüzde 0.97 artışla piyasa beklentisinin altında gerçekleştiğini söyledi. Geçen yıl eylül ayında yüzde 0.99 artış olduğunu hatırlatan Bürümcekçi, 2003 yılı bazlı endeksin eylül ayları tarihsel ortalamasının ise yüzde 1.13 artışla bu yıl için baz etkisinin hafif aleyhte olduğuna işaret ettiğini belirtti.
Bürümcekçi, enflasyonun geçen yıla göre hafif gerilemiş olmasında, konut, ulaştırma hizmetlerindeki KDV indirimi ve giyim grubu fiyatlarının belirgin etkide bulunduğunu vurguladı. Buna karşılık, kura ve iç talebe hassas birçok grupta (mobilya, ev aletleri, araç satın alımı, görsel-işitsel sistemler, kişisel bakım ürünleri gibi) yine yüksek fiyat artışlarının gözlendiğini ifade eden Bürümcekçi, eylülde, enerji grubunda yüzde 0.5 ile geçen yılın çok altında artış izlendiğini, giyim fiyatlarının mevsimlik değişiminin yüzde 0.03 düşüş ile geçen yılın artışının tersi yönde olmasının ise yıllık enflasyonu aşağı çektiğini söyledi.
GIDA ENFLASYONU ARTTI
Haluk Bürümcekçi, geçen yıl eylül ayında işlenmemiş gıda fiyatlarının aylık yüzde 2 düşerken, bu yıl ise yüzde 0.2 azalış gösterdiğini belirtti. Dolayısıyla işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun yüzde 15.4 seviyesinden yüzde 17.5’e çıkarken, işlenmiş gıda fiyatlarının yıllık artışının ise yüzde 12.8’e gerilediğini kaydeden Bürümcekçi, bu nedenle, gıda fiyatlarının yıllık artış hızının yüzde 14.9’a çıkarken, Enflasyon Raporu gıda fiyatı yeni varsayımının üzerinde kaldığını dile getirdi.
Bürümcekçi, şöyle devam etti: "Endeks tarihindeki ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2020 yılındaki seyri, TCMB’nin yüzde 10.5 olarak revize ettiği gıda fiyat varsayımı altında yüzde 8.9 olarak öngördüğü yıl sonu enflasyon tahmininden sapma konusunda önemli belirleyicilerinden biri olacaktır. Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) enflasyon tahmininin yüzde 10.5’e yükseltildiği izlenmişti."
‘YÜZDE 12 SEYRİ DEVAM EDER’
Ekonomist Bürümcekçi, eylül sonunda önceki aya göre 0.02 puan azalışla yüzde 11.75’e gerileyen yıllık TÜFE’nin, Enflasyon Raporu’nda yer alan yıl sonu TCMB tahmininin (yüzde 8.9) ve enflasyon hedefi (yüzde 5) etrafındaki belirsizlik aralığının ( /-2 puan) yukarısında oluştuğuna dikkati çekti. Önümüzdeki dönem seyri açısından ise, gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamaları enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyeceğini tahmin eden Bürümcekçi, TL değer kaybının ancak daha belirgin bir kur atağına dönüşmediği durumda enflasyonun yılı yüzde 12-12.5 aralığında bitirmesinin daha olası olduğunu ifade etti. Bürümcekçi, manşet enflasyonda yüzde 12 civarında seyrin devam edeceğini dile getirdi.
"Merkez Bankası’nın likidite politikası ile ek sıkılaştırması yeterli olmazsa politika faizi tekrar artabilir" diyen Bürümcekçi, gelecek enflasyon beklentilerinin ve Türkiye’nin risk primini yansıtan CDS oranlarının yüksekliğini koruması ve TL’de değer kaybı baskısının devamı durumunda ekim ayı toplantısında politika faizinde ilave sıkılaşmanın söz konusu olabileceğini sözlerine ekledi.
EĞİTİM GUBUNDA HAFİF GERİLEME
TSKB Ekonomisti Şakir Turan enflasyon gelişmelerine ilişkin hazırladığı raporda ise eylülde TÜFE’nin, ağustosta olduğu gibi beklentilerin bir miktar altında kaldığı belirtti. Eylül ayında KDV indirimi ile eğitim grubunda fiyatların hafif gerilediği kaydeden Turan, hizmet sektöründeki fiyat ayarlamalarını geçmiş yıllar ortalamalarının altında kaldığını, mal fiyatlarında döviz kurlarındaki yükselişin etkisinin görüldüğünü ifade etti. Turan, maliyetlerdeki yüksek artışın ve yüksek gıda enflasyonunun, beklentileri ve fiyat davranışlarını olumsuz etkileyecek ikincil riskleri desteklediğini bildirdi. Bunun da orta vadede beklenen kademeli iyileşmeyi sınırlandırabileceğini tahmin eden Turan, "Önümüzdeki dönemde talep koşulları enflasyondaki yükselişi sınırlayabilecek olsa da uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarındaki oynaklıktan dolayı orta vadede yıllık enflasyonun çift haneli seviyelerde kalabileceğini tahmin ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
‘YAVAŞLAMA EYLÜLDE DAHA ETKİLİ OLDU’
Ekonomist Enver Erkan da gelen verilerin, beklentilerden daha olumlu olduğunu ifade etti. Erkan, “Döviz kurundaki artıştan gelen maliyet baskısından ziyade, özellikle giyim fiyatlarından kaynaklı düşük talep etkili yavaşlamanın eylül enflasyonunda daha etkili olduğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonda artış yönündeki tahminlerin merkezinde döviz kurlarında son dönemde yaşanan yükselişin etkisinin bulunduğunu söyleyen Erkan, şunları kaydetti: “Kur etkisinden gelen maliyet baskısı enflasyon açısından yukarı yönlü etki yapmakta iken, biraz da kur artışının sebep olduğu üzere kredilerdeki önemli yavaşlama enflasyonu talep kanalından aşağı baskılamaktadır. Eylül ayı gerçekleşmesinde de bu talep düşüşünün oluşturduğu durgunluk etkisinin biraz daha öne çıktığını görüyoruz. Buna karşın, maliyet unsurları ise geçen aylardaki ÜFE artışının bir tam geçişkenlik etkisinin görülmemesi nedeniyle halen nihai fiyatların içine tam olarak girmemiştir. Enflasyonun tarihsel döngüsü içinde normalde 2-3 aylık gecikme ile fiyatların içine giren kur geçişkenliği, son 2 yılda 1-2 ay gibi bir sürede fiyatlara etki etmektedir. ÜFE’ye yansıyan girdi maliyetleri ise yüksek bir oranda artmaya devam etmektedir. Aylık ÜFE, ağustos ve eylül aylarında sırasıyla yüzde 2.35 ve yüzde 2.65 artmıştır. Yıllık ÜFE de böylece yüzde 14.3 seviyesine yükselmiştir. MALİyetin önemli ölçüde yüklenen üreticilerin bu fiyatları tüketici fiyatlarına da yansıtmaları önümüzdeki dönemde gerçekleşecektir. Bu nedenle ekim enflasyonu da yüksek olabilir. Bu yıl dolar karşısında yüzde 23 civarında düşen Türk lirasının, ağustostan sonra hızlı bir şekilde gerçekleşen değer kaybı, kur artışı etkisiyle beraber yılın sonuna doğru fiyatları etkileyecektir.”