Türk işçisi, her demokratik ülkede olmak zorunda olan şu asgari hakları Anayasanın, yasanın ve yargının güvencesine kavuşturabilmek için, Amerikan darbeleri ve emperyalist programlarla 100 yıla yakın savaş vermek zorunda kaldı. Nelerdi bunca çilekeş yolla kazanılan asgari medeniyet ölçüleri?
İşverenle bireysel sözleşme yapabilme, karşılıklı olarak çalışma kurallarını belirleyebilme hakkı.
Haftanın günlerine eşit olarak bölünebilen 45 saat çalışabilme hakkı.
Yasal süreyi aşan çalışmada zamlı ücret alabilme hakkı…
Sendikasını özgürce seçebilme ve üye olabilme hakkı…
Bir işçi grubuna ya da bir işçi örgütüne katılarak toplusözleşme yapabilme, çalışma koşullarını, ücretini ve sosyal haklarını yeniden belirleyebilme hakkı.
Anlaşma sağlanamazsa ve ihtiyaç olursa greve gidebilme hakkı.
Ücret ödeme, gününü 20 gün geçmişse çalışmama hakkı.
Şahsi kusuru yoksa işten atıldığında kıdem tazminatı alabilme hakkı.
Suçsuz yere işten atıldığını yargı yoluyla ispatlayabilme ve işe geri dönebilme hakkı.
Sağlıklı ve güvenli iş ortamı talep etme hakkı.
KAMU EKONOMİSİNİ YIKMANIN SONUCU
2003’te yeni İş Kanunu ile patrona, işçiyi “esnek şekilde çalıştırabilme” hakkı verildi. Yarı zamanlı, uzaktan, çağrı üzerine, belirli süreli…
Dikkatler başka yerlerdeydi, turizm gibi esneklik ihtiyacı olan sektörler ve işyerleri için sanıldı.
Çok geçmeden bu çalışma biçimleri ile işçi sınıfının 100 yıl geriye götürüldüğü görüldü. Ancak Özel İstihdam Büroları ile köle ticaretini yasalaştırma, taşeron işçiliğin yayılması gibi sorunlar, hak ettiği düzeydeki ilgiyi engelledi.
Devletin ekonomiden çekilmesi, işletmelerin satılması ya da yok edilmesi ile 2008’de patlayan işsizlik, devleti yatırımdan ve üretimden uzak tutan iktidarı esnek çalışmaya yöneltti. Krizin faturası işçiye yıkılacaktı. İşsize iş için çalışanın elindekinin bir kısmı alınacaktı.
Son 40 yılda en az 10 defa tazelenen kıdem tazminatını bir şekilde ortadan kaldırma niyeti, 2010’da esnek çalışma planları ile buluştu, “Ulusal İstihdam Stratejisi” oluverdi. 2014 ve sonrası yaygın olarak uygulanan program dört maddelikti: Esnek çalışma, taşeron işçilik ve özel istihdam büroları yayılacak, kıdem tazminatı fonu kurulacaktı. Alt işverenlik, “esnek çalışma” ve kıdem tazminatını tasfiye, sadece açgözlü patronun iştahı değildi artık. Kamu ekonomini yıkanların çaresiz çırpınışı idi…
MİLLET CAN DERDİNDE ONLAR ESNEK ÇALIŞMA
Virüs patlayınca kepenkler indi, iflaslar ve işsizlik daha da tırmandı. Teşvikler işletmeleri kurtarmaya yetmiyordu. Daha önce olmayan “işten çıkarma yasağı” da yetmiyordu. İşsizlik bir yandan, can derdi öte yandan…
Çare plandı, kamu yatırımıydı. Ancak iktidar Ulusal İstihdam Stratejisi benzeri yeni bir paket ilan etti; “İstihdam Kalkanı”. İşletmelere kredi ve kısa çalışma ödeneği dışındaki niyet, “esnek çalışmayı daha da yayarak kalıcı hale getirmek, belirli süreli sözleşmeyi 25 yaş altı ve 50 yaş üstü her işçiye uygulamaktı”. Böylece işçinin kıdem tazminatı, iş güvencesi, işe iade davası açabilme hakkı, sendikalı olabilme ve toplu sözleşmeden yararlanabilme hakkı tümüyle yok edilecekti. Kıdem tazminatı fonuna kilitlenen sendikacının esnekliği ve belirli süreli sözleşme tehlikesini anlaması zaman aldı. Anlaşılınca da rafa kaldırıldı “İstihdam Kalkanı”.
KÖLELEŞTİRME ISRARI
Daha doğrusu öyle sandık, rafa kalktı sandık. Meğer alttan alta sürmüş niyet. Nereden mi anlıyoruz?
Hazine ve MALİye Bakanı Sayın Berat Albayrak’ın 29 Eylül 2020’de açıkladığı “Yeni Ekonomi Programı (YEP) – 2021-2023” başlıklı programın özetini dün bu köşede okuduk. Neredeyse her sayfasında “esnek çalışmayı yayacakları, böylelikle işsizliği azaltacakları” yazılmış.
Dahası, “25 yaş altı, 50 yaş üstü çalışanlar için… daha esnek koşullar sağlanacaktır” deniyor, işçinin bütün haklarını yok edecek olan “belirli süreli çalışma” niyeti hatırlatılıyordu.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da geçen günlerde gazetecilerle söyleşi yaptı. 25 Eylül 2020 tarihli Hürriyet’in “Yeni sürüm istihdam paketi geliyor” başlıklı haberinde Bakan şöyle demiş:
“Önümüzdeki dönemin gündemi ‘istihdam paketi’ olacak. Daha önce bir istihdam kalkanı paketi hazırladık, ancak TBMM’nin öncelikleri kapsamında sıra gelmedi. Yeni dönemde ‘yeni sürüm bir istihdam paketi’ ile esnekleşmeyle ilgili düzenlemelere yer vermek istiyoruz. Önümüzdeki günlerde karar verilecek.”
***
Hangi danışmanın aklıysa bunlar, yanlış akıldır.
Ülkemiz dört bir yandan kuşatılıyor. Milletin vatanseverliği, birliği lazım.
15 Temmuzlarda kimileri izbe deliklere kaçarak tatlı canlarını çalışırken, gözünü kırpmadan şehit olabilen işçi sınıfımız için, esnek çalışma, belirli süreli sözleşme ve kıdem tazminatı planları yapmak, hangi milli çıkar içindir?