PATRONLARIN DEĞİLSE KİMİN HÜKÜMETİ
BAŞBAKANIN Biz patronların hükümeti değiliz, biz işçisiyle emekçisiyle, patronuyla, yetmiş beş milyonun hükümetiyiz sözlerine Billur Tuz işçilerinden yalanlama geldi. Sendikalaştikları için işten atıldıklarını anlatan işçiler, AKP´nin yanlarmda olmadığını belirttiler.
PATRONLARIN HÜKÜMETİ OLMADIĞINI SÖYLEYEN BAŞBAKANA İŞÇİLERDEN YANIT:
AKP Hükümetinin 12 yıllık kesintisiz eğitimi kademelendiren, basında 4 4 4 eğitim yasası olarak duyurulan yasa teklifine birçok kesimden tepki geldi. Tepki gösteren kurumlardan biri de patronların örgütlülüğünü temsil eden TÜSİAD oldu. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi ve her kurumu düşman ve bölücü ilan eden Başbakan Erdoğan bu eleştiriye de beklenildiği gibi sert tepki vererek kimseyi şaşırtmadı. TÜSİAD’dan gelen 4 4 4 eğitim yasasına tepkiye Başbakan "Biz patronların hükümeti değiliz, biz işçisiyle emekçisiyle, patronuyla, yetmiş beş milyonun hükümetiyiz" dedi. Biz de işçilerin de hükümeti olduğunu söyleyen Başbakanın gerçekten öyle olup olmadığını, sendikaya üye oldukları için işten atılan ve 65 gündür fabrika önünde direnişte bulunan Billur Tuz işçilerine sorduk.
Başbakanın sözlerini sorduğumuz Billur Tuz işçisi Ömer Görgüç, AKP’nin hiçbir zaman işçilerin yanında olmadığını söyledi. Görgüç, "AKP hep kendi yandaşlarının hükümeti oldu. Göreve geldiği günden beri işçiler için herhangi birşey yapmamıştır. Bizi kandıramaz, asgari ücret ortada, işçinin yanında olsaydı bizim 65 gündür kapının önünde ne işimiz var" dedi. Görgüç, "İşçilerin de hükümeti olduğunu söyleyen Başbakan kendini kandırır ama bizi kandıramaz" diye konuştu.
İŞÇİLERDEN OY ALDI AMA BİR ŞEY VERMEDİ
Sabri Taş da "Göreve geldiği günden beri bir faydasını görmediğimiz bir hükümet nasıl bizim hükümetimiz de oluyormuş anlamadım. Asgari ücrete yüzde 3 zam yapıp elektriğe yüzde yirmi zam yapılıyorsa bu nasıl işçiden yana tutumdur. Bir de üç çocuk yapın diyorlar. Ben bir faydasını görmedim AKP hükümetinin görsem onu da söylerdim. Bence Başbakan bana oy verenlerin içinde işçiler var demek istemiştir. Belki AKP hükümeti işçilerden de oy aldı ama onlara hiçbir şey vermedi" diye konuştu.
Aykut Hızlı ise AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren işçiler lehine bir şey yapmadığını söyledi. "Bize iki sendikaya üye olma hakkını verdiklerini söylüyorlardı. Biz burada bir sendikaya üye olduk başımıza neler geldi. Tam 65 gündür burada direniyoruz. Ve bugüne kadar AKP’den bir tek kişi bile gelip bizi burada ziyaret etmedi. Buradan bile Başbakanın gerçeği söylemediğini görebiliriz" diyen Hızlı, hükümetin kapı önündeki işçileri görmediğini dile getirdi.
İŞÇİNİN GÖZÜNDE KOCA BİR YALAN!
65 gündür direnişte olan Billur Tuz işçileriyle birlikte olan Tek Gıda-İş Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse ise Başbakanın böyle bir sözü söylemeden önce dönüp sokağa bakması gerektiğini söyledi.
"Başbakan bunu diyor ama sokak ne diyor buna bakmak lazım" diyen Köse, AKP’den önce ve AKP’den sonraki işçi kıyımlarına dikkat çekti. Köse, "AKP 2002’de iş başına geldiğinde henüz kamu fabrikaları çalışıyordu. AKP iktidarı döneminde işçi ve emekçilere saldırılar hat safhaya ulaştı. Ve kamuya bağlı iş yerleri, yabancı menşeili, çok uluslu şirketlere peşkeş çekilerek, kapılarına kilit vuruldu" diye konuştu.
AKP iktidarı döneminde işçi ve emekçilere yapılan saldırıların hiç olmadığı kadar acımasız olduğunu belirten Köse, sendikal örgütlenmeler önündeki engelleri kaldırmadığı sürece, saldın yasalanm geri çekmediği sürece, Billur Tuz ve Savranoğlu’nda olduğu gibi işçilerin kapı önüne koyulması engellenmediği sürece Başbakanm sözlerinin yalandan ibaret olacağını kaydettti.
Tek Gıda-İş 7 No’lu Şube SEKRETERİ İbrahim Bircan da "Başbakan kendisine karşı kim varsa onlara baskı kuran bir tutum sergiliyor. Makamlar bakidir yöneticiler geçici. Asıl olan sokak gücüdür. AKP’nin işçilerden yana bir tutumunu bu güne kadar görmedik. Yeni anayasa tartışmalarında da bunu daha net görecek ve izleyeceğiz, yine işçiler için hiçbir maddeyi koymayacaklar oraya" diye konuştu.