Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
24 Haziran 2021
PARANIN DEĞERİNİ KORUMAK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

Paranın değerini kim ya da kimler korur? Şahıslar mı, kurumlar mı ve ne yaparak?

PARANIN DEĞERİNİ KORUMAK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

Madem birilerinin elinde böyle bir güç var, yıllardır bu gücü niye kullanmıyorlar? Yoksa paranın değerini koruyan çok başka bir güç mü var?

Çocukluğum Kayseri’de Bahçebaşı diye de bilinen Tavukçu Mahallesi’nde geçti. Klasik bir mahalle; bakkalı, fırını, manavı… Plastik poşet kavramı tabii ki yok, herkesin cebinde bir file ve bakkala, fırına o fileyle gidilirdi. Oturma denilen toplantılar düzenlenir; belli akşamlar erkekler bir evde toplanır ve sohbet edilirdi. Getir götür işleri de biz erkek çocuklara kalırdı.

60’ların sonu, 70’lerin başı… Enflasyon kavramı belli ki ta o zamandan vardı. Sohbet konularından biri de haliyle fiyatlardaki artış olurdu. Gelecekte ekonomi alanında çalışacağımın işareti miydi acaba, o günlerde sıkça duyduğum bir görüş bana hep yanlış gelirdi. Büyüklerimiz, fiyatların çok hızlı artışından yakınırken “Gün gelecek alışverişe bu fileyi parayla doldurup öyle gideceğiz” derlerdi. Ben de bunun çok yanlış olduğunu düşünürdüm. Parayı artırmak için adedi artırmak gerekmezdi ki, örneğin iki 5 liralık yerine bir 10 liralık basılır ve adet artırılmazdı. Bunu söyleyemezdim de tabii ki, hem söylesem kim dinlerdi ki beni! Eminim gülüp geçerlerdi.

Alışverişe giderken fileleri parayla doldurmak hiç gerekmedi. Çünkü aynı kağıda 5 lira değil 10 lira yazıldı, sonra 20 yazıldı, sorun çözüldü!

Aradan neredeyse yarım yüzyıl geçti. Artık hiç kimse ne file kullanıyor, ne de alışverişe giderken file dolusu para taşıyacağını düşünüyor.

Çözümün daha büyük kupürlü para basmak olduğunu çoktan öğrendik. Ve kupür büyüdükçe aslında enflasyona yenik düştüğümüzü de…

Domates-ceviz dengesi

Henüz paranın icat edilmediği dönemde bulunsaydık, örneğin domatesle cevizi takas etmeye kalkışsaydık, yine örneğin iki domates bir avuç cevize eşit olsaydı…

İki domatese bir avuç ceviz dengesi, iklim şartlarından dolayı domates üretiminde sıkıntı yaşanmıyorsa ve cevizde hasat normal gidiyorsa herhalde yıllar içinde pek bir değişiklik göstermezdi.

Bu denge, domates üreticileri bir avuç cevizin geldiği pazara daha fazla ceviz almak için dört domatesle gidinceye kadar bozulmazdı. Pazara bir avuç ceviz karşılığında bu sefer dört domates gelmişse, denge bir anda “iki domates-bir avuç ceviz” olmaktan çıkar, “dört domates-bir avuç ceviz” oluverirdi.

Domatesin yerine TL’yi koyun! İki TL ile bir avuç ceviz alabiliyorken, artık dört TL ile bir avuç ceviz alabiliyorsunuz.

İşte size yüzde 100 enflasyon!

Ama domates sayısını dörde, cevizi iki avuca çıkarabiliyorsak, enflasyon, sıfır!

ÇAĞRIŞTIRAN NE OLDU?

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu önceki gün Türkiye Bankalar Birliği’ni ziyaret etmiş ve orada Türk parasının değerinin korunması için gerekli adımların atılacağını ve gerekirse bunun için bazı politikaların değiştirileceğini söylemiş ya… İşte bu açıklamayı okuyunca aklımıza “Türk parasının değerini yıllardır bir türlü koruyamadık, haydi hayırlısı, belki bundan sonra” düşüncesi geldi de…

OSMAN ALTUĞ HOCAMIN ŞAHANE YUMURTA HESABI

Prof. Osman Altuğ Hocamın enflasyonun ne olduğunu ve paranın değerinin nasıl korunabileceğini anlatan çok güzel bir açıklaması var. İnternette araştırıp dinlemenizi öneririm. Bakın neler söylüyor Hocam bu açıklamasında:

“Bir ülke düşünün 100 tane yumurta üretiyor. 100 yumurtaya karşı 100 lira basıyor, demir ya da kağıt. Bir yumurtanın fiyatı kaç lira, bir lira. Yumurta üretimini daha artırmak için ne yapmak lazım; tavuklara, yani üreticilere ve horozlara, yani yatırımcılara iyi bakmak lazım. Tavuklara iyi bakarsan, horozların yani yatırımcıların yatırım şevkini yüksek tutarsan yumurta üretimi 100’den 200’e çıkarsa bir yumurtanın fiyatı ne kadar olur, 50 kuruş olur. Yok tavuklara iyi bakmazsan, horozların moralini düzgün tutmazsan yumurta üretimi 100’den 50’ye düşerse ne olur, yumurta 2 lira olur.

Fiyatı belirleyen neymiş, daha doğrusu paranın değerini belirleyen neymiş, ülkenin üretim gücüymüş.

Hangi şekilde gelmiş olursanız olun, ister demokratik yolla yüzde 100 oy alarak iktidara gelin, ister başka yollarla gelin, siz paranın değerini belirleyemezsiniz.

Paranın değerini ne Cumhurbaşkanı belirleyebilir, ne Meclis belirleyebilir, ne Merkez Bankası belirleyebilir, ne de TÜİK belirleyebilir.

Paranın değerinin belirleyicisi kimmiş; üretim gücü. Sen şimdi üretim gücünü kırmışsın, üreticinin kolunu kanadını kırmışsın, üretici üretemiyor. Sen mecburen ne yapıyorsun, dışarıdan borca mal alıyorsun, borca hizmet alıyorsun, kime çalışıyorsun, borca çalışıyorsun, kimin bu yük, üreten kesimin. Üreten kesimi çok çeşitli yöntemlerle yoksullaştırıyorsun, o çöktükçe çöküyor, battıkça batıyor, paranın değeri de düştükçe düşüyor.

Paranın değerini ne belirliyor, üretim gücü. Söylem gücü belirlemiyor. Şarkılarla, türkülerle, ilahilerle, sözüm ona çok büyük din adamlarının beyanlarıyla paranın değeri artmıyor. Lafla hiçbir yere varılamıyor.”

KAYNAK Alaattin AKTAŞ / Dünya
DİĞER HABERLER
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI

Fazla çalışma ücreti, kanunun veya sözleşmelerin öngördüğü haftalık çalışma süresinin üzerindeki çalışmalar için ödenecek ücreti ifade etmektedir.

GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE
GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE

İktidarın neoliberal politikaları gelir dağılımı adaletsizliğinde ülkeyi Avrupa’nın zirvesine taşıdı. En zengin %1’lik kesim ülkedeki servetin %40’ına sahip oldu. Halkın %71’inin 10 bin dolardan az serveti bulunuyor.

MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisi sürdürülürken, işçi tarafından yapılan devamsızlıkların geçerli bir mazerete dayanması gerekmektedir.

BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI
BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI

Bedelli askerlik ve tazminat hakkı.