Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
04 Ekim 2011
PALAVRA

Önce habere inanamadım. Rakamları bir daha kontrol edelim dedim.

PALAVRA

       Önce habere inanamadım. ”Rakamları bir daha kontrol edelim" dedim. Evet, rakamlar söylendiği gibiydi, yazılışında bir hata olmamıştı.

       "Bunu açıklayan kaynaklar güvenilir mi, ona da bakalım" dedim.

       Kaynaklar da ciddiydi, bu rakamları yayınlayan İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin üyeleri arasında birçok akademisyen, işçi, avukat, iş müfettişinin yanı sıra DİSK, Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği gibi kuruluşlar da vardı.

       O zaman, nasıl büyük bir faciayı nasıl sessizce geçiştirmekte olduğumuzu daha iyi anladım.

       İş Güvenliği Meclisi, 30 günde 43 işçinin iş kazalarında öldüğünü açıklıyordu.

       Ülkenin dört bir yanında mütemadiyen işçiler ölüp duruyordu.

       Yanlış kurulmuş iskelelerden düşüyorlar, kontrol edilmeyen gaz tüpleriyle patlıyorlar, bir yerden bir yere nakledilirken trafik kazalarında can veriyorlar, ağır makinelerin altında eziliyorlar, göçüklerde kayboluyorlardı.

       Kimse de aldırmıyordu.

       Bir ayda 43 işçi ölür mü?

       O çok yakındığımız, bir an önce dursun dediğimiz savaşta bile bu kadar insan ölmüyor.

       Savaş şartlarından daha tehlikeli "çalışma" şartları olabilir mi?

       Üstelik, bu bir aylık ölü sayısı.

       2011’in ilk dokuz ayında ölen toplam işçi sayısı 419.

       Dört yüz on dokuz.

       Geçen yıla kıyasla işçi ölümleri yüzde 60 oranında artmış.

       2000-2009 yılları arasındaki işçi ölümlerine baktığımızda rakam korkunç, on binden fazla ölümüz var.

       Bu ölüm rakamlarının bir tek açıklaması olabilir ancak.

       Yaşadığımız ülkede hâlâ gerçek bir devlet yok demektir bu.

       Biz palavrayı severiz.

       Siyasetçiler ise palavra sıkmaya bayılır.

       "Büyük devletiz, Osmanlı’nın torunlarıyız, dünya bizden korkuyor, herkes bize hayran."

       Perdenin önünde söylenenler bunlar.

       Perdeyi kaldırınca ne görüyoruz, yüzlerce, binlerce işçi ölüsü.

       İndiriyorlar o perdeyi ki biz sadece palavraları duyalım, gerçekleri görmeyelim.

       "Büyük" devletin olduğu yerde bu kadar insan ölmez.

       Büyüğünü bırak, sıradan, ciddi bir devletin olduğu yerde de bu kadar insan ölmez.

       Mehmet Altan, bu anlayışa "cinayet ekonomisi" diyordu, bence çok haklı.

       Bu bir cinayet ekonomisi.

       Bizim hükümet belli ki işçilere hiç aldırmıyor.

       Bu ölümlerden para kazananların peşine düşmüyor.

       Her işçi ölüsü, ahlaksızca para kazanmak isteyen bir patronun çaldığı paraların bedelini ödüyor.

       Arazisine getirdiği işçileri doğru dürüst taşımayan patron, madenlerde yeterli önlemi almayan patron, atölyelere gerekli donanımı koymayan patron, tersanelerde güvenliği sağlamayan patron, yapması gerekenleri yapmadığı zaman biraz daha fazla para kazanıyor ama onun kasasına koyduğu paralar işçilerin hayatları pahasına konuyor oraya.

       Ve, o işçileri korumakla, patronları denetlemekle yükümlü olan devlet ve hükümet de belli ki işçileri korumak için parmağını bile kıpırdatmıyor.

       Bizim hükümetin üyeleri arasında bütün dünyayla birlikte Avrupa Birliği’ni "küçümseme" modası da var biliyorsunuz, hükümete bir sormak lazım, o küçümsediğiniz AB’de işçi ölümlerinin sayısı ne?

       Oralarda işçileri korumak için ne önlemler alınıyor?

       Siz niye işçilerinizi korumuyorsunuz?

       Bu da mı bir pazarlık konusu yoksa, "siz bizi üye alırsanız, biz de işçilerin ölmesini önleyecek tedbirleri alırız mı" diyorsunuz?

       Avrupalıların bu konuda daha önce çıkmış raporları bulunuyor, işçileri korumak için Türkiye’nin neler yapması gerektiğini söylüyorlar, biz de galiba "bizi üye yapmazsanız işçileri korumayız" diyoruz.

       Bizim ekonomik olarak Avrupa Birliği’ne ihtiyacımız yok, bu tamam, ama "insan hayatının değerini anlamak" için Avrupa Birliği’ne ihtiyacımız var, onların insanı "her şeyden önemli gören" anlayışını benimsemedikçe bu ülkede ölüm bitmez çünkü.

       Bazen savaş alanında, bazen işyerinde ölürüz.

       Bizim hikâyemiz hiç değişmez, hâlâ yedi yüz yıl öncenin Yunus Emre’sinin anlattığı zavallı ülkeyiz biz.

       "Bir garip ölmüş diyeler…"

       Garipler ölür durur, biz üç gün sonra bile duymayız.

DİĞER HABERLER
NESTLE TÜRKİYE VE CEREAL PARTNERS’TE TİS GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI
NESTLE TÜRKİYE VE CEREAL PARTNERS’TE TİS GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

Nestle Türkiye ve Cereal Partners ile yeni dönemde yapılacak zamların belirleneceği toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, bugün İstanbul’da yapılan ilk toplantıyla başladı.

28 ŞUBAT SÜRECİNDE TÜRK-İŞ – DİSK – TESK – TİSK – TOBB İŞBİRLİĞİ
28 ŞUBAT SÜRECİNDE TÜRK-İŞ – DİSK – TESK – TİSK – TOBB İŞBİRLİĞİ

Türkiye’de 28 Haziran 1996 – 30 Haziran 1997 döneminde iktidarda Refah Partisi ve DYP ittifakıyla Erbakan Hükümeti bulunuyordu. Bu hükümette, Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, başbakan; DYP Genel Başkanı Tansu Çiller Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı; Hak-İş’in eski genel başkanı Necati Çelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı.

GIDADA ARTIŞ DURDURULAMIYOR
GIDADA ARTIŞ DURDURULAMIYOR

Gıda ürünlerinde fiyat artışı martın ilk yarısında da hız kesmedi. Şubat ayında zincir marketlerde 379 TL’ye satılan bir kilogram kıyma, ayın ilk yarısında yüzde 29 zamlanarak 489 liraya çıktı.

YEMEK YARDIMI NEDEN ÖNEMLİ?
YEMEK YARDIMI NEDEN ÖNEMLİ?

Daha önce de birkaç yazıma konu ettiğim işverenlerce çalışanlarına yapılan yemek yardımlarında uygulanacak istisna tutarları belli oldu. Buna göre 2024’te uygulanacak olan gelir vergisi istisnası 170 TL + KDV olarak belirlendi.