ORGÜTSENİZ DÜDÜĞÜ SİZİN YERİNİZE ÖTTÜRÜRLER
Tekel işçilerinin birlik, beraberlik ve dayanışma halindeki örgütlü eylemleri sonrasında 4/C´liler hayli hakka kavuştular

Bununla da yetinmeyen Tekel işçileri, işin püf noktası ve hak verilmez alınır ilkesinin temel taşı olan yasal örgütlerini bırakmamak için direnişlerini devam ettiriyorlar. Sonunda kazanacaklarını bilerek ilerliyorlar.
Bakın, AK Parti örgütlerinin ev ev dolaşmasına karşın, Tekel işçileri arasında arkadaşlarını satanların sayısı 600’de kaldı SORU/ Sayın Tezel, iyi çalışmalar. Tekel işçilerinin haklı davalarında Türkiye 4/C diye bir şey olduğunu gördü. Benim size iki sorum olacak: 1- 4/C kapsamında yapılan iyileştirmeler (22 gün izin artı tazminat olarak yapılan ödeme) bizim gibi (kamuda veya özel sektörde) taşeronda çalışan işçilere de uygulanabilir mi? Bu resen ya da mahkemeye verilerek uygulatılabilir mi? 2- Türkiye 4/C’yi konuşuyor. Çok güzel. Peki tamamen aynı şartlarda, hatta daha kötü şartlarda taşeron firmalarda ömür çürüten yüz binleri niye kimse konuşmuyor. Mesela özel güvenlikleri. Bugün sayıları polisten fazla ve hepsi 35 aylık sözleşmelerle çalıştırılıyorlar. Bu insanlar asla örgütlenemezler. Sendikalar kesinlikle görmüyorlar bunları. Yazık değil mi? İnsanların emekleri gasp ediliyor.
Sol belediyede 11 aylık, 364 günlük sözleşmelerle çalıştırılıyorlar, en çok bu koyuyor bize. Ben de onlardan biriyim. Lütfen adım gizli kalsın. İsmi^aklıİzmir YAZI/ Herhangi bir işçi, tek başına koca bir sermayenin (patronların) karşısında tek başına pazarlık yapabilir mi? Gücü var mıdır? Veya tam tersi, tek olan sermayenin karşısına işçiler de tek bir yumruk gibi birlik olarak çıksalar pazarlık güçleri ne olur? İşte işin püf noktası örgütte. Başlıkta da belirttiğim gibi örgütlüyseniz, düdüğü siz kendinize göre öttürürsünüz, orgütsüzseniz düdüğü size istedikleri gibi öttürürler.
HÜKÜMETİN BECERİKSİZLİĞİ, İŞSİZLİĞİ ARTIRDI
Tekel’in parça parça özelleştirilmesinde de hükümetin korktuğu başına geldi. Tekel’in satılan her işletmesi sonrasında işçileri, Tekel’in diğer birimlerine doğru kaydırdılar. Sonunda en çok işçinin olduğu Yaprak Tütün İşletmesi konusunda üç ihale yapıldı. İlk iki ihale (350 milyon lira civarındaydı) iş ve istihdam garantili idi ve Tekel işçileri, işsiz kalmayacakları gibi işsizlik de artmayacaktı. Ancak, daha çok para isteriz diyen bir grup ve IMF temsilcisi gibi davranan bakan, iîk iki ihaleyi iptal ettirip yerine iş ve istihdam garantisi olmadan sadece Tekel’in arsalarını satar gibi işletmeleri işçisiz ihaleye çıkardılar ve yaklaşık 1 milyar liraya sattılar. Tekel’i işçisiz, çöpsüz üzüm gibi sattılar ama bu arada örgütlü olan işçilerden de korktular.
KORKTUKLARI BAŞİNA GELDİ
İşçisiz sattıkları Tekel arazileri sebebiyle (çok yakındıktan) işsizliği artırdıkları gibi 20 bine yakın Tekel işçisini bir anda kapının önüne koymaktan çekindikleri için 2 yıla yakın bu işçileri evlerinde oturtup aylıklarını her ay ödediler. Bu iki yıl süresince aldıkları fazla ihale parasını da çarçur ettiler. Sonunda para biterken. Tekel işçilerini kapı dışarı edip, ihbar ve kıdem tazminatlarını 31 Ocak 2010 günü bankalara yatırdılar. Kendilerine de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun kölelik çalışma şekli olan 4/C’yi teklif ettiler. Düşündüler ki bundan önceki 22 bin özelleştirme işçisinden 17 bininin eylem yapmadan tırsa tırsa kabul ettiği 4/C’yi Tekel işçileri de kabul edecek. Bu arada Tekel’in memurlarını diğer kamu kurum ve kuruluşlarına aynı haklarla devrettiklerini de hemen ekleyelim. Kalan Tekel memurları da isterlerse diğer kamu kurum ve kuruluşlarına aynı haklarla geçecekler.
TEKEL İŞÇİSİ ÖRGÜTÜNE, ÖRGÜTÜ DE İŞÇİSİNE SAHİP ÇIKTI
Örgütün, sendikanın ne olduğunu bilen ve yıllardan beri örgütleriyle birlikte hareket eden Tekel işçisi, örgütlerini bırakıp çıplak bir şekilde 4/C’li olmak istemedi. Örgütü de başta Tekgıdaİş Sendikası Başkanı Mustafa Türkel olmak üzere, işçisini bırakmadı. Bırakmak istemedi. Şimdi kenetlendiler ve bu kenetlenme karşısında hükümet çaresiz. Bakmayın şimdi Başbakan’ın ve bazı bakanların burnundan kıl aldırmaz ta vırlarına. Toplumsal muhalefetin odağı haline gelmiş olan Tekel işçilerinin eylemi, hepsinin uykularını kaçırıyor, yataklarında bir sağa bir sola dönüyorlar.
TÜRKİYE DURDUK YERDE TEKEL İŞÇİSİNİ KONUŞMUYOR
Şimdi gelelim bu kadarlık girizgâhtan sonra sizin konunuza. Türkiye durduk yerde "Hadi önümüzdeki günlerde Tekel işçilerini konuşalım, onlara destek olalım" demedi. Tekel işçileri, yandaş medyaya, (Anayasa’yı bile değiştirecek rakamsal büyüklüğe sahip, ama bunu bir türlü yapmayıp arada sırada halka mağdur rolü oynayan) güçlü hükümete karşı 60 gündür gece gündüz, soğuktaayazda eylemdeler. "Demokratik açılım" masalıyla aynı günlere denk gelmesi Tekel eylemiyle cuk oturdu. Çünkü, dağdan inen PKK’hlara bile tanınan eylem yapma hakkı, işçilere ta nmmadı. Eleştirilerden korkan hükümet, birkaç cılız polis dayağı denemesi de yaptı ama örgütlü Tekel işçileri yılmadı. Yani, Tekel işçileri gerçekten hak ettikleri için konuşuluyorlar ve gerçekten hak ettikleri için hükümet onlara durmadan haklar veriyor.
SİZ DE ÖRGÜTLENİR VE MÜCADELE EDERSENİZ HAKLARINIZI ALIRSINIZ
Siz kamudaki veya özel sektördeki ister asıl ister taşeron işçileri de örgütlenirseniz, sendikalara üye olursanız, örgütünüzle birlikte tek bir yumruk gibi hareket ederseniz haklarınızı alırsınız. Bunun başka yolu y ok. Bakın, AK Parti Hükümeti’nin ilk geldiği günlerde Türkiye’nin toplam gelirinin yüzde 32’sini alan ücretlilerin payı şimdi yüzde 17’ye düşmüş. 8 yıllık AK Parti iktidarında ücretliler (işçilermemurlar) ile emekliler yerlerde sürünüyor, çünkü örgütleri yok. Emeklilerde olduğu gibi örgüt var ama hak aramak için değil hükümetin yardakçılığını yapmak için var.
ALİ TEZEL – HABERTÜRK