ONLARA BAYRAM YOK
DISK-AR´ın araştırmasına göre Türkiye´de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49´a ulaştı.
Çocuk işçiliği, insani gelişim açısından ciddi bir sorun olarak görünürken, istatistikler çalışan çocukların önemli oranda eğitim hakkının gasp edildiğini ortaya koyuyor.
* Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün (DlSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu Çocuk işçiliği İstatistikleri 1994,1999,2007 ve Uluslararası Çalışma Örgütü 20002004 ve 2004-2008 eğilim araştırması sonuçlarını kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, ev içi çalışan çocuk sayısındaki devasa artış çocuk emeğinin azalmadığını, aksine ev içine çekilerek artışını sürdürdüğünü ortaya koydu. En körü şartlarda çalışan çocukların, toplam çocuk istihdamındaki payı arttı. Çocuk istihdamındaki düşüş bir önceki döneme göre hız kesti. Araştırmada şu tespitlere yer verildi:
* Türkiye istihdamdaki çocuk işçiliği ile mücadelede ivmesini kaybediyor. 19941999 arasında istihdamdan çekilen çocuk işçi sayısı yıllık ortalamada 128 bin iken, 1999-2006 arasında yıllık ortalama 74 bin olarak gerçekleşti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuk işçiliğinin Türkiye’de ulaştığı tablo içler acısı. En kötü şartlarda çalışan çocukların, toplam çocuk istihdamındaki payı artıyor. Dünyada her 5 çocuktan biri çalışmak zorunda bırakılırken bu çocuklar temel özgürlüklerden de mahrum kalıyor, fiziksel, sosyal, duygusal ve eğitsel gelişime zarar veren koşullarda çalıştırılıyor.
* Türkiye’de ev işlerinde çalışan çocukların sayısmda olağanüstü artış var. istihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999’da 4 milyon 447 bin iken, 2006’da bu sayı 7 milyona ulaştı. Böylelikle 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) oranı yüzde 49 oldu.
* Çocuk emeği ev içine kayarken, çalışma yaşamındaki çocuk istihdamı tarımdaki çözülmeye bağlı olarak sanayi ve ticaret alanlarına yöneliyor. Çocuk istihdamında sanayinin payı 1994’te yüzde 16 iken bu oran 2006’da yüzde 28’e yükseldi. 6-14 yaş grubu için bu oran yüzde 16. Ticaretin payı ise yüzde 8’den yüzde 22’ye çıktı. Istihdamm sanayi gibi ağır ve ticaret gibi informel ilişkilerin yaygın olduğu iki alana kayması en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin arttığına dair bir işaret olarak görülebilir.
* Geçen günlerde yasalaşan 4 4 4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiş durumda. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı çocuk işçilik yaşını fiilen 13’e düşürecek. Bunun olumsuz sonuçlan yakın dönemde görülecektir. Yine esneklik başlığı altında evden ve uzaktan çalışmayı yasal hale getirme çabası ev içinde çalışan 7 milyon çocuğu ilgilendiriyor.
* Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i, doğu illerini Türkiye’nin Çin’i yapma çabası, çocuk işçiliği açısından, çıraklık, stajyerlik gibi uygulamalar ile kuralsızlık, güvencesizlik ekseninde ağır sonuçlar yaratacak.
* Çocuk işçiler ücretsiz işçi ya da ucuz işgücü olarak en çok sömürülen kesimi oluşturmaya devam ediyor. Kalıcı adımların atılması için emekten yana programlara ihtiyaç duyuluyor.
* Dünya genelinde 2008 itibaryla 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken çalışan çocuk sayısı (5-17 yaş) 306 milyon düzeyinde. 15-17 yaşındaki her 100 erkek çocuktan 16’sı istihdamda sayıldı.
* Çocuk emeğinin en kötü biçimleri için ise istihdam 2008’de 115 milyon oldu. Erkek çocuklarının 74 milyonu, kız çocuklarının 41 milyonu bu tip çalışma biçimlerine muhatap kaldı. Bu tip çalışma biçimlerinde 15-17 yaş i için artış oldu. Bu yaş grubu için en kötü çalışma koşullarında çalışan çocuk sayısı 4 yılda 52 milyondan 62 milyona çıktı.