Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Eylül 2011
ON YIL SONRA ’11 EYLÜL’

Geçen hafta “11 Eylül”ün 10. yılı münasebetiyle yoğunlaşan tartışmaları iki başlık altında toparlayabiliriz.

ON YIL SONRA ’11 EYLÜL’

       Geçen hafta 11 Eylülün 10. yılı münasebetiyle yoğunlaşan tartışmaları iki başlık altında toparlayabiliriz. Birincisinde, 11 Eylülde ne oldu?sorusuna, ikincisinde de 11 Eylülde tarih makas mı değiştirdi yoksa yalnızca hızlandı mı?” sorusuna cevap aranıyor.

Hâlâ bilmiyoruz

       Resmi açıklamalara göre, El Kaide örgütünden teröristlerdört yolcu uçağını kaçırdılar. Bu uçaklardan ikisi New Yorktaki Dünya Ticaret Merkezi kompleksinin İkiz Kulelerine çarptı, üçüncüsü ABD ordusunun merkezi Pentagonu hedef almıştı, dördüncüsü de kırsal alana düştü.

       Böylece dünyanın süper gücü ilk kez kendi toprağında saldırıya uğramış oluyordu. Saldırılarda, Dünya Ticaret Merkezi, İkiz Kuleleriçöktü, kompleksin diğer 5 binası, Üçüncü Kuleolarak adlandıran yapı da başta olmak üzere tümüyle imha oldu, 3 bin 500den fazla insan yaşamını yitirdi.

       Akıllara önce şu soru geldi: Nasıl oldu da bir avuç terörist, CIA, FBI, NSA, MI6, MOSSAD, Deuxieme Bureau gibi dünyanın en yetkin istihbarat örgütlerini atlatarak bu saldırıyı gerçekleştirebildi? Bunu birçok başka soru izledi.

       “İkiz Kulelerin çöküş biçimi, enkazda karpit kalıntılarının bulunması, bir üçüncü kulenin daha çökmesi, enkazın kriminoloji soruşturması başlamadan, yasalara aykırı olmasına karşın temizlenmesi, Pentagonda saldırının olduğu yerde duvarda bir delik olmasına karşın tanınabilir bir uçak enkazına rastlanamaması, civardaki kimi CCTV kameralarının kayıtlarının bulunamaması, New York ve Washingtonın hava güvenliğinden sorumlu NORADın kaçırılan uçakları havada yakalamayı başaramamış olması açıklanamayan konular arasındaydı. 11 Eylül Soruşturma Komisyonubulgularını yayımlarken komisyonun başkanı, başkan yardımcısı, üst düzey hukuk danışmanının, raporu sahiplenmediklerini açıklamaları da soruları arttırdı.

       Bu soruları sormakta ısrar edenler ise komplo teorileriyle uğraşmakla suçlandılar. Ama Bush yönetiminin, El Kaideyle başlayan açıklamaları, Irakta kitle imha silahları var iddiaları da Paul Craigin Counterpunchtaki yazısında işaret ettiği gibi aslında komplo teorisi kategorisine girmiyor muydu?

       Bu sorulara bugüne kadar tatmin edici cevaplar bulunamadı. Ben kendi hesabıma bir komplodan çok, tarihte çürüyen imparatorluklarda çok sık rastlanan bir beceriksizlik, acımasız bir fırsatçılık örneğiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Birincisi, o sırada yönetimde olanlara bakınca karşıma, bu kadar büyük bir olayı planlayacak,fanatikdüzeyde inançlı, inancının getireceği riskleri kabul edecekerdemliinsanlar değil, bir sürü paragöz, oportünist görüyorum. İkincisi, bu kadar büyük bir olayı gerçekleştirmek için gerekli olanakları, personeli bir araya getirebilen bir liderliğin, 11 Eylül sayesinde gündemine alabildiği en önemli konuda tümüyle başarısız kalmış olması, bana şeytani bir zekâ ve cesaretle karşı karşıya olmadığımı düşündürüyor.

       Yine de Hannah Arendtin iblisin sıradanlığıüzerine söylediklerini aklımın bir köşesinde tutuyorum. 10 yıl önceterörizme karşı küresel savaşilan edenlerin, şu günlerde, Libyada El Kaide akımından örgütlerle işbirliği yapıyor olmasının, tarihin bir ironisi olmaktan öte, tuhaflığı da dikkatimden kaçmıyor.

10 yılın siyasi bilançosu

       11 Eylül saldırısının yarattığı şok, Bush yönetimine bir yeni savunma stratejisi açıklama fırsatı tanıdı. Bu yenistratejinin üç ayağı olduğunda artık tüm yorumcular anlaşıyor. (Örneğin: P. Stephens, Financial Times, 01/09/11)

       (1) Hegemonya (kabule, örnek alınmaya dayanan bir liderlik) olarak tanımlanabilecek bir stratejiden, imparatorluk (şiddete, dayatmaya öncelik veren) projesine yönelik bir dış politikayı benimsemek.

       (2) Soğuk savaşbittikten sonra, dağılmaya başlayan Batı Blokunu, şimdi terörizme karşı küresel savaşyoluyla yeniden ABD kanatlarının altına alarak tek kutuplu bir dünyainşa etmek.

       (3) Stratejik bir enerji bölgesi, jeopolitik alan olan Ortadoğuyu yeniden ve İsrailin güvenliğini güçlendirecek yönde yapılandırmak.

       İmparatorluk stratejisi başarılı olamadı. Terörizme karşı savaş Batı blokunu yeniden kuramadı. Ortadoğuda da bir yeniden şekillenme başladı. Ama İranın bölgedeki etkisinin artmış olması, Türkiye ile İsrailin arasındaki diplomatik-askeri, hatta ekonomik ilişkilerin kopacak noktaya gelmesi, Fastan Suriyeye Müslüman Kardeşler örgütünün yükselmesi, İsrail ordusu komuta düzeyinde Ortadoğuda kitle imha silahlarının da kullanılacağı geniş çaplı bir savaş olasılığınınkonuşuluyor olması, bu şekillenmenin, Bush yönetiminin amaçladığının aksi bir yöne doğru olduğunu düşündürüyor.

       Prof. Lefferin Council on Foreign Relationsun yayın organı, Foreign Affairesin Eylül/Ekim 2011 sayısındaki yorumunda vurguladığı gibi, yeni savunma stratejisiönüne koyduğu amaçlara ulaşamadı, Afganistan ve Irakta işgalin başarıyla gerçekleştirilememesi, bundan kaynaklanan ABD düşmanlığı ABDnin küresel üstünlüğüne zarar verdi.Artık, özellikle 11 Eylültartışmalarında, ABD hegemonyası sona erdi saptamasının egemenliği dikkat çekiyor.

Ekonomik bilanço…

       11 Eylül saldırısının yarattığı yıkım sigorta sektörüne 4.55 milyar dolar yük getirdi. 2001de ABDnin savunma harcamaları 304 milyar dolar dolayındaydı, 2008’de 616 milyar dolara çıktı, 2010’da 1 trilyon dolara ulaştı. 11 Eylülden sonra kurulan İç Güvenlik Örgütü, 10 yılda 360 milyar dolar harcadı. Washington Post geçen yıl yayımlanan bir araştırmasında, 1200 yeni güvenlik örgütünün kurulduğunu, 2000 yeni personelin işe alındığını aktarıyordu. Bu alana da 330 milyar dolar civarında kaynak aktarılmış. “Terörizme karşı küresel savaş”, Afganistan ve Irak işgallerinin maliyeti 1.2 trilyonla 4 trilyon dolar arası bir rakamdan oluşuyor. Bu verilerden hareketle, savaştan kazançlı çıkan kesimin savunma ve güvenlik endüstrisi olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, bu kesimin kazancı, borç köpüğünü büyüterek, finansal krizin zeminin oluşmasına katkıda bulundu, ABD ekonomisine, genel olarak kapitalizme pahalıya patladı.

       2001’de ABD bütçesi 128 milyar dolar fazla vermişti. 2008de bütçe 450 milyar dolar açık veriyordu. Bu yıl bütçe açığının 1.3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. ABD devlet borçlarının GSMHye oranı 2001’de yüzde 32.2ydi, 2009da 53.3e yükseldi.

       ABDnin Çinle yaptığı ticarette verdiği açık 2001 yılında 83 milyar dolar, Çine borcu 78 milyar dolardı. Geçen yıl bu açık 273 milyar dolara yükselmişti, borçlar da 1 trilyon doları geçmişti.

       Bu nedenlerden olacak, Standart Chartered Bankın baş ekonomisti Gerard Lyons Geçen on yılın en önemli üç sözcüğü terörizme karşı savaş değil, bu Çinde yapıldı idi; gelecek on yılda da bu Çin malıdırolacakdiyor. (L. Barber, Financial Times 05/09/11). (Çarşamba günü; 11 Eylülde tarih makas mı değiştirdi yoksa yalnızca hızlandı mı?”)

DİĞER HABERLER
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ

Sendikamızın kısa bir süre önce toplu iş sözleşmesi görüşmelerini anlaşma ile tamamladığı Cargill’de işveren heyetinin ve yönetim kurulumuzun katılımı ile imza töreni düzenlendi.

İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR
İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR

Koşulların ağır olması ve kaynakların amacı dışında kullanılması nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısı azılıyor.

EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ
EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ

AYM, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını engelleyen düzenlemeyi iptal etti.

YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME
YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı menkul kıymet istatistikleri seçimden sonraki haftada yabancıların hem hisse senedi, hem devlet iç borçlanma senedi alarak döviz getirdiklerini gösteriyor.