Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Ocak 2022
OLACAK OLACAK; HEP CARİ FAZLA VERECEĞİMİZ GÜNLER DE OLACAK!

Birkaç aylık fazladan sonra cari dengenin yeniden açık vermesinde şaşılacak bir durum yok.

OLACAK OLACAK; HEP CARİ FAZLA VERECEĞİMİZ GÜNLER DE OLACAK!

Türkiye bu üretim ve ihracat yapısıyla, üretimde ithalata olan mahkumiyetle ve aynı şekilde enerjideki dışa bağımlılıkla cari denge sorununu öyle kolay kolay çözemez…

Genel eğilim olarak ihracat artıp ithalat azalınca ve bu sayede dış ticaret açığı küçülünce, hatta ödemeler dengesindeki tanıma göre ekim ayında ticaret fazlası verilince… Ek olarak turizm geliri yüz güldürünce sandık ki artık cari açık sorunumuz bitti ya da eli kulağında bitiyor! Ne oldu; kasıma geldik, turizm doğal olarak hız kesti, rekabetçi kur da biraz fos çıkıp bizi hayal kırıklığına uğrattı ve dış ticarette açık verdik, bunun sonucunda cari açıkla yine yüz yüze geldik.

Ama yine de 2020’ye göre daha iyi durumda olunduğu ortada.

Bir kere kasım ayları kıyaslamasına göre daha az açık verildi. 3.5 milyardan 2.7 milyara.

2020’nin on bir ayında 32 milyar dolar olan açık geçen yıl 11 milyar dolara çekildi.

2020’nin kasımında 35 milyar dolar olan yıllık cari açık da geçen kasımda 14 milyara indi.

Çok açık ki bir iyiye gidiş söz konusu. Ama biraz detaya inmekte de yarar var.

On bir aylık cari açıktaki iyileşme 21 milyar (32’den 11’e inilmesi) dolar. Peki bu 21 milyar doların kaynağı ne, ona bakalım.

Yaklaşık 11 milyar dolar dış ticaret açığındaki küçülmeden kaynaklanmış. İhracat 52 milyar artarken, ithalattaki artış 41 milyar olmuş.

9 milyar dolarlık katkı da turizmden gelmiş.

11 milyar dış ticaretten, 9 milyar turizmden, kalan 1 milyar da diğer kalemlerden.

Demek ki neymiş; turizmde işler düzelmeseymiş cari dengedeki iyileşmeyi büyük ölçüde görmeyecekmişiz. Ve yine demek ki neymiş; dış ticarette öyle sandığımız ölçüde bir iyileşme yokmuş.

Peki bundan sonra bu iyileşmeyi görür müyüz? Tahmin yürütmek kolay değil, çünkü ihracat pazarlarımızdaki seyrin nasıl olacağını bilmek zor. Pandeminin etkisinin ne boyutta devam edeceğini bilmek zor. Hele hele enerji fiyatlarının seyrini bilmek tümüyle zor.

Bizim Karadeniz’de keşfettiğimiz o çok büyük doğalgaz kaynakları kullanıma 2023’te gireceği(!) için de en azından bu yılı yine enerji ithalatçısı olarak geçireceğiz.

Bu dış ticaret yapısıyla, zor!

Türkiye, hani yükte hafif, pahada ağır denilen ürünler vardır ya, onları fazla üretemeyen ve dolayısıyla satamayan, ucuza ihracat yapan bir ülke. Bu tür ürünlerin ihracattaki payı da çok çok az. Dolayısıyla bizim ihracatımızı öyle her yıl yüksek oranda artırmamız bu üretim yapısıyla mümkün değil. Üretim yapısı da bugünden yarına değişmeyeceğine göre…

Kaldı ki sanayi üretimimiz ithalata bağımlı. Enerjide de öyleyiz. Bu yüzden cari denge açığını küçültebiliriz, kimi dönem fazla da verebiliriz; ama bu dış ticaret yapısı uzun soluklu bir cari fazlaya erişmemize engel.

Dolayısıyla ya başta turizm olmak üzere dış ticaret dışındaki kalemlerden çok yüklü döviz girdisi sağlayacağız ya da daha uzun yıllar cari fazlayı unutacağız.

Net hata noksan; hayırdır!

Ödemeler dengesinin net hata noksan kalemi bir gelir ya da gider kalemi değildir. Net hata noksan, bir kalıntı kalemidir. Döviz gelir ve giderleri ilgili kalemlere yazılır ve bunların toplamının sıfır olması gerekir. Eğer toplam sıfır değilse, oluşan fark ters işarette, yani denkliği sağlayacak şekilde net hata noksana kaydedilir. Buraya yazılan gelir ya da giderler, zaman içinde olması gereken kalemlere aktarılır.

Teorik olarak işleyiş böyledir. Dolayısıyla başlangıçta yüksek olan tutarlar zaman içinde revize edilir ve küçülür.

Ama son dönemde bu pek olmuyor. Net hata ve noksan kalemi, neredeyse ilk açıklandığı büyüklükte kalıyor. Bu, bir soru işaretidir.

Geçen yılın verileri de dikkat çekici bir durum yaşandığını ortaya koyuyor. On bir aydaki net hata noksan pozitif 20 milyar dolara yaklaştı. Kasım ayındaki tutar da 4.5 milyar dolar oldu.

On bir aydaki 19.7 milyar dolarlık net hata noksan ya döviz gelirinin ya finans hesabının eksik yazıldığını gösteriyor. Yani bu tutar cari dengede olması gerekirken net hata noksana kaymışsa, cari denge bu ölçüde daha iyi gelecekti. Bu da on bir ayda cari açık değil, 8.9 milyar dolar cari fazla (19.7-10.8) verilmesi anlamını taşıyacaktı.

Bu tutarın tümünün finans hesabındaki eksik kayıttan kaynaklandığını varsaysak, bu sefer de finans hesabında bu miktarda büyüme olacaktı. Ancak kuşkusuz net hatanın tümü ne cari dengeden ne finans hesabından kaynaklanıyordur.

Net hata noksanın böylesine büyük tutarlı olmasının altında yatan en büyük etkenlerden birinin Türkiye’nin ödemeler dengesi verilerini diğer ülkelere göre çok erken sayılabilecek bir zaman sonra açıklaması olduğuna da belirtelim.

Oluyor oluyor; kur korumalı mevduat yavaş yavaş oluyor!

Dilimize kur korumalı mevduat olarak yerleşen uygulamanın dövizden TL’ye geçişe ilişkin ayağı çok daha önemseniyor ve burada ciddi bir hareket olmayınca gerçek kişiyle sınırlı kapsam tüzel kişileri de içine alacak şekilde genişletildi. Bu kapsam değişikliği bile tek başına vatandaşın bu uygulamaya ilgi göstermediğinin kanıtı gibi.

Ne demişler; “Kervan yolda düzülür” … Kamuoyunda kısaca kur korumalı mevduat olarak bilinen uygulama da öyle. “Bir an önce yola çıkalım” dercesine 20 Aralık’ta gündeme getirilen ve yalnızca gerçek kişileri kapsaması öngörülen uygulama, bakıldı ki mevcut haliyle pek de olmuyor; kervan yoldayken bir revizyona tabi tutuldu.

Bu uygulamanın iki ayağı var. Biri TL yatırılarak açılan “kur korumalı mevduat”, diğeri ise döviz hesaplarından TL’ye geçilerek oluşturulan “Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşüm” uygulaması.

İşte başlangıçta yalnızca gerçek kişilere açık olan TL’ye dönüşümün desteklenmesi uygulamasına şimdi tüzel kişiler de katılabilecek. Bir kez daha vurgulayalım; tüzel kişiler doğrudan TL ile hesap açtıramayacak. Tüzel kişilere dönük uygulama yalnızca döviz ve altın hesaplarını kapsayacak, vade de yalnızca altı ay ya da bir yıl olacak.

Tüzel kişiler niye şimdi?

Tüzel kişilerin sisteme başlangıçta dahil edilmeyip şimdi kapsanmasının birkaç nedeni olabilir…

Bir olasılık başlangıçta tüzel kişiler akla gelmemiştir. Olabilir mi, pek sanmıyoruz.

Bir diğer olasılık, “Bize gerçek kişiler yeter, vatandaş zaten bu uygulamaya akın edecektir” diye düşünülmüştür. Böyle düşünülmüş ama aradan bir ay geçmeden tüzel kişilere bir anlamda ihtiyaç duyulur olmuşsa, demek ki gerçek kişiler bu uygulamaya öyle pek de ilgi göstermemiş.

Resmî açıklama yapılmalı

Peki bu uygulamaya vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği ve tutarın 100 milyar lirayı aştığı yönündeki açıklamalar ne oluyor? Kaldı ki 100 milyar gerçekten aşılmış olsa bile bu önemli bir tutar mı? Bankalarda yaklaşık 5 trilyon lira mevduat var. 100 milyar dediğiniz tutar, toplamın yalnızca yüzde 2’si! Bu mu yani yoğun ilgi!

Vatandaş bu uygulamadan yararlanmak için bankalara akın edecek; ama bu konudaki veriler ayak üstü yapılan açıklamalarla geçiştirilecek!

Ciddi bir tutar olsaydı, tören düzenlenirdi, tören!

Bir kez daha vurgulayalım:

– Resmi veriler lafla açıklanmaz. Bu tür açıklamalar ancak bilgi verme amacıyla yapılabilir, sonrasında bu verileri kayıtlarda görmemiz gerekir.

– BDDK ve Merkez Bankası’nın web sayfalarında mevduatla ilgili her tür detay var ama bu sayfalarda bugüne kadar kur korumalı mevduat ve TL’ye geçişe ilişkin tek bir sayı yer almadı. Bu veriler tüm detaylar kapsanarak web sayfalarında ilan edilmelidir.

– Hesapların ne kadarının doğrudan TL yatırılarak ne kadarının DTH’den TL’ye dönülerek açıldığı belirtilmelidir.

Oysa biz bugüne kadar bırakın bu detayları, resmi bir veriyi hiçbir yerde görmedik, okumadık; yalnızca duyduk.

KAYNAK Alaattin AKTAŞ / Dünya
DİĞER HABERLER
İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR
İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR

Koşulların ağır olması ve kaynakların amacı dışında kullanılması nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısı azılıyor.

EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ
EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ

AYM, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını engelleyen düzenlemeyi iptal etti.

YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME
YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı menkul kıymet istatistikleri seçimden sonraki haftada yabancıların hem hisse senedi, hem devlet iç borçlanma senedi alarak döviz getirdiklerini gösteriyor.     

İŞGÜCÜ KITLIĞI BÜYÜMEYE FREN OLMASIN
İŞGÜCÜ KITLIĞI BÜYÜMEYE FREN OLMASIN

Türkiye’de en fazla ‘açık iş’ sanayide, en çok aranan eleman konfeksiyon makine işçisi.