N’OLCAK ŞİMDİ?
Türk-İş taşeronlaşmaya karşı sokağa çıktı. 30 bin kişiyi topladı. Çoğunluğu Yol-İş üyesi karayollarının taşeron işçileriydi. Doğal olan buydu. Fakat şimdi benim anlayamadığım ya da anlatılamayan şu: Bundan sonra ne olacak? Türk-İş sessiz sedasız durur iken bir sabah kalkıp başkanlar kurulunu toplantıya çağırdı
Türk-İş taşeronlaşmaya karşı sokağa çıktı. 30 bin kişiyi topladı. Çoğunluğu Yol-İş üyesi karayollarının taşeron işçileriydi. Doğal olan buydu. Fakat şimdi benim anlayamadığım ya da anlatılamayan şu: Bundan sonra ne olacak? Türk-İş sessiz sedasız durur iken bir sabah kalkıp başkanlar kurulunu toplantıya çağırdı; üstelik daha bir hafta önce taaa Bakü’de başkanlar kurulu toplantısı yapmış ve bir karar almamışken; ne oldu da apar topar miting kararı almıştı? Ya vardır bir hikmeti diyerek bekleyeceğiz ya da, dayanamayıp soracağım.
Türk-İş’e Başkan oluncaya kadar AKP’nin Demiryol-İş Sendikası’nın binasında kurulduğundan övünerek söz eden ve hükümetle her türlü üetişimi sağlayan Ergün Atalay, şimdi hükümetin karşısına mı geçti? Buna imkan olmadığını Atalay’ı azıcık bile tanıyan herkes bilir. 17 Aralık’ın ardından sivil toplumcularla birlikte AKP hükümetine destek açıklaması yapmakta hiç sakınca görmediğini de hatırlatmakta fayda var. Eğer Atalay ve istifaların ardından oluşturduğu ekibi, samimi iseler bundan sonrası için nasıl hareket edeceklerini ve kimlerle işbirliği yapacaklarını açıklarlar.
Sendikal Güç Birliği ne oldu?
Atalay cephesinde durum belli. Ama 12 ilke açıklayarak sendikal alanda mücadeleci ve demokratik bir yapı oluşturmak için yola çıkan Sendikal Güç Birliği Platformu’nda (SGBP) durum ne? Ben ortada bir hareket veya varlık görmüyorum. Hâlâ kurumsallaşma konusunda aynı yerde sayıyor. Harekete geçmesi ve büyümesi olasılığı yüksekken, giderek küçülen ve etkisizleşen bir yapıya dönüştü. Üzgünüm ki böyle devam ederse başlayamadan biten büyük hareket olarak tarihte bir cümle ile yerini alacak. Bu Platform kurulurken ve daha sonrasında hep destek olduk. Çıkışları çok doğruydu, ilkeleri yerindeydi. En önemlisi herkesin sindiği bir süreçte çok cesur bir tavır aldı 10 genel başkan. İşçinin karşısına çıkıp her soruya yanıt verdi. Ama şimdi kendisine karşı yapılan saldırıları seyreder bir görüntü içerisinde. AKP’ye yandaş olmakla suçladıkları Türk-İş yönetimi karşısmda aynı kararlılıkta duramayan başkanlar var. Bunu koltuklarını kaybetmemek adma yaparken hem işçi sınıfına hem de sendikal örgütlülüğe neler kaybettirdiklerinin umarım farkındadırlar. Baraj altmda kalmamak için kamuoyu önünde ilan ettikleri ilkeleri yok sayarak torba yasalara maddeler ekleten sendika başkanları yarın koltuklarının altlarından alınacağının da farkındadırlar diye düşünüyorum.
DİSK ve örgütler
DİSK içinde yaşanan sorunlar ortada. Orada da bir türlü sendikal hareketi bazı örgütlerden temizleyememe sorunu yaşanıyor. DİSK solculuk yapmayı hep örgüt kuyrukçuluğuyla karıştırdı. Bunun için en tepeye smıf içindeki örgütlü gücü yüksek olan değil, siyasi örgütlerle bağı güçlü olanlar geldi. Son olağanüstü genel kurulunda yaşananlar hatta bu olağanüstü genel kurula gidilmesine sebep de bu örgütlerle bağlardı. DİSKİ devrimci bir sınıf örgütü olmaktan çıkarttığını görmek zor değil. En son Greif işçilerinin gibi gösterilmeye çalışılan ve DİSK çatısı altındaki Tekstil Sendikası’nın toplu iş sözleşmesi görüşmelerini bile sürdürmesine izin vermeyen eylem, bu örgütler tarafından yapüdı. DİSK’in 47. yıl kutlamalarını bile engellediler, yaşanan tam bir rezillik. Genelİş’te de durum farklı değil. Doğu ve Güneydoğu’da işçilerin aidatlarmm sendika üzerinden bazı örgütlere gittiği iddiaları yıllardır konuşulur. Toplumsal olayların bazılarında KESK’le kolkola olan DİSK, acaba konu uzun tutukluluğa gelince, Ergenekon operasyonlarına gelince neden ses çıkarmaz? İçine yuvalanan örgütçükler ve koluna girdikleri mi izin vermez? Bence DİSK içerisinde sınıfsal duruşu ortada olan ve bu durumdan rahatsız olan sendikalar ve başkanları seslerini yükseltmeliler. Yoksa onlar içinde tarih sadece sessizdiler yazacak! Herkese de çok mu vurduk? Sadece sendikal tabloyu ortaya koymayı istedim. Taktir sizin…