NEDEN TÜRK-İŞ YAZI DİZİSİ
Çünkü Aydınlık, büyüyen, haklarını geliştiren, toplumsal dinamiklerin öncüsü örgütlü işçi sınıfına inanıyor ve bunu yayıncılığının başına yazıyor.
Çünkü Aydınlık, büyüyen, haklarını geliştiren, toplumsal dinamiklerin öncüsü örgütlü işçi sınıfına inanıyor ve bunu yayıncılığının başına yazıyor.
Çünkü Aydınlık çöken, yok olan değil; büyüyen, haklarını geliştiren, toplumsal dinamiklerin öncüsü örgütlü işçi sınıfına inanıyor ve bunu yayıncılığının başına yazıyor. Emek örgütlü olursa sömürüye direnir. Emek örgütleri hele de işçi örgütleri, sadece sendika üyesi olan işçi için değil, toplum için de önemli bir rol oynar. İlk bakışta toplu sözleşme imzalayan ekonomik örgütler gibi gözükse de aslında toplumsal ve siyasal rolleri, ekonomik rollerinin önüne geçer.
Tıpkı özelleştirmelerde olduğu gibi. Tüpraş, Petkim, Tekel, Türk Telekom, Sümerbank ekonomik bir değerden öte, Türkiye’nin bağımsızlığı, cumhuriyeti ve aydınlık geleceğidir. İşte sendikalar bu fabrikaların satışlarına ya da kapanmalarına karşı dururken, tüm bu değerlere de sarılırlar. Şimdi giden gitti ama her şey bitmedi. O yüzden "Türklş Nerede?" Yeniden cumhuriyeti kurmak, bağımsızlığı kazanmak, aydınlık, başı dik, kendi üreten, ürettiğini eşit paylaşan bir Türkiye için örgütlü işçi sınıfına çok ihtiyaç var.
Bu örgütlülüğün en büyük gücü Türk-lş ise sanki bir engele takılmış, hareket edemiyor. Türkiye’de halk ayağa kalkarken Türk-lş’in reflekslerini yitirmiş hali hem çatısı altındaki sendikaları saldırılara açık hale getirdi, hem de sendikal örgütlülük, işçi hakları çok zarar gördü. Bu zarar çoğunlukla yapılan yasal değişikliklerle oldu. Bu yasal saldırılar karşısında Türk-lş yönetimi mücadele yerine yazılı açıklamalarla yetindi. Oysa yasal değişiklikler, kâğıt üzerinde gibi görünse de yaşamın kendisini değiştirir. Koskoca Türk-lş yazılı açıklamayla, kazanılmış hakları koruyacağını düşünemeyeceğine göre, hesap başka olmalı! Hükümetin yolundaki tüm engeller bir bir temizlendi. Türk-lş pasif bir çatı örgütü yapıldı.
Biz bu yapıyı değiştirecek işçi sınıfını uyarma ve harekete geçirme görevimizi yerine getiriyoruz. Türk-lş’in bu pasif, AKP hükümetinin arka bahçesi olmuş halini işçinin önüne koyuyor ve süregiden dedikoduyu sağlıklı bir tartışma ortamına çeviriyoruz. İşçi kendi Türk-lş’ini tarif etsin, onun için yapılması gerekenleri belirleyip hayata geçirsin diye yazıyoruz. AKP’nin dümen suyundaki Türk-lş yönetiminin hem ülkeye hem işçi sınıfına verdiği zararları tarih yazdı; Aydınlık sayfalarına taşıyarak görevini yapıyor. Türk-lş yönetiminin bundan rahatsız olmasından daha doğal ne olabilir ki?.. İşbirliği halindeyken yaptıkları bir bir ortaya dökülmeye başlarsa kim paniklemez ki?.. Onun için bize tekzip yolladılar.
Metin "Şecaat arz ederken merd-i kipti sirkatin söyler" sözünü aklımıza getirdi. Fazla söze ne hacet? Türk-lş yönetimine bir kere daha işimizi kolaylaştırdığı için teşekkür ederiz. Biz hiçbir şey yapılmadığını anlatmak için sayfalarca yazdık; onlar bir buçuk sayfalık sözde tekziple her şeyi kısaca anlattılar.