Kasaplar Federasyonu Başkanı Yalçındağ, et fiyatlarında artış beklenmediğini söyledi. Kurban Bayramı’nda küçük baş hayvan kesilmesi önerisinde bulunan Yalçındağ, ‘Ne ucuz ki et olsun’ dedi.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala, besi tesislerinde hazırlıklar devam ediyor. Besiciler geçen yıl bin 250 lira olan kurbanlık koçu, bu yıl bin 500 liradan, 13 bin liradan satılan büyükbaş kurbanlığı ise 15 bin liradan satmaya başladı.
Ülkemizin yüzde 10-15 et açığı var. Yıllardır ithal et, meraları terk eden üreticiler ve et fiyatlarındaki yükselişi konuşuyoruz. Son olarak Sırbistan’dan gümrüksüz et ithalatı yapılacağının açıklanması, üreticinin belini iyice büktü. Kurban Bayramı’yla üreticiler bir nebze de olsa nefes alacak. Kurbanda yaklaşık 950 bin civarında büyükbaş, 3 milyon civarında küçükbaş hayvan kesilecek.
UCUZ ET ZARAR ETTİRDİ
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, yüzde 15’lik küçük baş hayvan tüketiminin yüzde 30’lara taşınmasıyla et sorununun çözülebileceğini söyledi. Yalçındağ, Et ve Süt Kurumu’nun (ESK), 2018 yılında 491 milyon lira net zarar etmesinin Hükümet’in yanlış politikasından kaynaklandığını söyledi. Zararın büyük kısmı ESK üzerinden üç market zincirine sağlanan ucuz etten oluşuyor.
‘ÜRETİME KATKISI YOK’
Yalçındağ, ucuz et politikasının, talep görmediğini söyledi: “2019 yılında da aynı zarının olacağı belli. 500 milyon liralık bir görev zararına Hükümet kaynak aktardı. Ucuz et talep görmedi.
Türkiye’deki üretime olumlu bir katkısı var mı? Yok.”
‘FİYATLAR YÜKSEK DEĞİL ALIM GÜCÜ DÜŞÜK’
Yalçındağ, et fiyatlarının yüksek olmadığını, vatandaşın alım gücünün düşük olduğuna dikkat çekti: “Türk halkının aile olarak ete verdiği yıllık para aşağı yukarı bir aylık asgari ücret. Kişi başı yılda 15 kilo et tüketiyoruz. Günlük fiyatlandırıldığında et için harcanan para iki buçuk lira civarında. Ucuz et neye göre ucuz? Baklavaya mı, ayakkabıya mı… Etin bir maliyeti var. Üretici, umduğu parayı kazanamazsa bu işi nasıl yapacak. İthalat nereye kadar?”
YÜZDE 70 İTHAL
Yalçındağ, üretim artışının şart olduğunu vurguladı. Besi ve yemin ham maddesinin yüzde 70’inin ithal olduğunu söyleyen Yalçındağ, “Buna bağlı olarak fiyatlar da yükseliyor” dedi.
Türkiye’de et tüketiminde büyük baş tercih ediliyor. Ancak Yalçındağ, küçük baş hayvanın hem üretim hem tüketimdeki payının artması gerektiğini belirtti. Ortalama karkas ağırlığımızın (hayvanın kesildikten sonraki kilosu) 270-280 kilo olduğunu hatırlatan Yalçındağ, şöyle devam etti:
“Bizim hayvanlar geç doğuruyor. Doğum aralığı 500-550 gün. Ama bizim hayvan aldığımız ülkelerde 400 gün dolayında. Yarım senelik üretim kaybımız var. Bu konunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Bir de hayvanlarımızın daha fazla karkas ağırlığı sağlayacak, hayvanlarla döllenmesi lazım. Karkas ağırlığını yüzde 25-30 artırırsak bu problem çözeriz.”
ET, SÜT VE OT ZİNCİRİ
Türkiye’nin tek probleminin et olmadığını, "et, süt ve ot" olduğunu söyleyen Yalçındağ, “Bu üçünü bir düşünmek lazım. Süt tüketiminin artırılması gerekiyor. Üretim de düşüyor… Demek ki insanlar sahadan uzaklaşıyor. Ürettiğinin karşılığını alamayan ne yapsın” dedi.
KESİM YAPACAKLAR DİKKAT!
Kurban Bayramı’nda kesim yapacakların halk sağlığını tehdit eden unsurlardan uzak durması gerektiğini söyleyen Yalçındağ, “Kurban sabahı alakasız insanlar kömürlükten çıkardığı paslı kıyma makinasını bir masa üzerine koyup, kıyma çekiyor. Vatandaşın bunlara güvenmemesi gerek” dedi. Kesimin ardından yapılması gerekenlere ilişkin Yalçındağ, şunları söyledi: “En önemlisi de kesim yapılmasının ardından etler hemen naylon poşet ya da kovalara konulmamalı. Soğuma beklenmeli. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir genelgesi var. Kurban etlerinin onaylı ya da kayıtlı işletmelerce işlenmesi talimatı verildi. Bu konuya yerel yönetimlerin de çözüm bulması şart. Ehliyetsiz bir insan nasıl araç kullanırsa, bilmeyen biri de öyle eti işler.”
DOĞURABİLEN SAYISI AÇIKLANSIN
TÜİK, ülkemizdeki hayvan sayısını dönemsel olarak açıklıyor. Yalçındağ, hayvan sayıları yerine doğurma kabiliyetine sahip hayvan sayısının açıklanması gerektiğini söyledi.