METAL İŞKOLUNDAKİ GELİŞMELER BİR ÇEŞİT MİLATTIR!
Geride bıraktığımız haftanın son günlerinden bugüne, metal iş kolunda nasıl ve ne zaman biteceği kestirilemeyen bir kaynama yaşanıyor. Bir otomobil fabrikasında başlayan üretimi durdurmak yolu ile hak arama eylemi, metal iş kolunda genişleme eğilimi sergiliyor.

Geride bıraktığımız haftanın son günlerinden bugüne, metal iş kolunda nasıl ve ne zaman biteceği kestirilemeyen bir kaynama yaşanıyor. Bir otomobil fabrikasında başlayan üretimi durdurmak yolu ile hak arama eylemi, metal iş kolunda genişleme eğilimi sergiliyor. İşçiler ve işverenler arasındaki toplu sözleşmelerden sorumlu olan sendikaların, bu gelişmeleri önleyemediği ve etkisiz kalmaya başladığı dikkat çekiyor. Konunun dışındaki kesimler, yaşanan fiili durumun önemini kavrayamıyor! İhracatımızın yaklaşık yüzde 40’ını gerçekleştiren bu işkolunda, iş barışının tehlikeye girmiş olabileceğini dikkate almak gerekiyor.
MEYDAN OKUYOLAR
Bağlı oldukları sendikadan bağımsız olarak işçiler tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, sabır sınırlarının çatlamaya başladığını düşündürüyor; bir çeşit isyan veya hak arama yolunda sivil itaatsizlik özelliklerini bünyesinde taşıyor. Bir anlamda kendilerini yoksulluk sınırının altında mucize yaratmaya zorlayan, küreselleşme denilen kuralsızlığa ve işbirlikçilerine meydan okuyorlar. 40 yıllık bir aradan sonra, artık güvenmedikleri aracıları devre dışı bırakarak işverenle doğrudan görüşmek istiyor ve taleplerinin karşılanmasını bekliyorlar. İşçiler tarafından yaratılan fiili durum işverenlerini panikletiyor, işçi ve işveren sendikalarını işlevsiz hale getiriyor; seçim hazırlıklarına yoğunlaşan siyasi irade ise ne yapacağını kestiremiyor ve işçiler nezdinde haksızlıklan destekleyen konumuna düşmek istemiyor. Sistemden aldığı çok boyutlu desteğe ve deneyim birikimine rağmen, etkili ve yetkili kesimler ne yapacağını bilemiyor! Acil çözüm üretilememesi durumda nelerin yaşanabileceğini, kimse düşünmek bile istemiyor! Yaşananlar, çalışanlara ölümü göstererek sıtmaya razı etme konusunda yolun sonuna gelinmiş olabileceğini düşündürüyor! Metal iş kolunun rekabet koşullan, yaklaşık yirmi yıldır dalgalı bir şekilde bozuluyor; olumsuzlaşan küresel koşullardan aşırıya kaçan oranda etkilendi. Faaliyet gelirleri ve yaratılan katma değer pastası küçüldü; borçlar büyüdü. Otomasyon yatırımları arttıkça, daha az sayıda genç ve vasıflı emekçi ile daha büyük üretim ve satışlar gerçekleştirerek ayakta kalınmaya çalışıldı. İçeride üretenleri kaderine terk eden yanlış ekonomi politikaları ise, sorunların ağırlaşması ve işçiler nezdinde sabır sınırlarının zorlanmasında etkili oldu. Hemen yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız koşullar, en çok emekçileri yıprattı ve onları giderek azalan satın alma gücü karşılığında olağandışı verimlilik artışları yaratmaya zorladı.
NEGATİF AYRIMCILIK
Bu durum kesinlikle sürdürülebilir değildi; en azından daha iyi durumdaki işletmelerde çalışanları kısmen de olsa memnun edebilmek adına iş kolu genelinde tek tip sözleşmeden uzaklaşıldi; bu yaklaşımın zaman içinde yaratacağı negatif aynmcılık şeklindeki sorunlar görmezden gelindi ve olumsuzluktan giderecek makro çözümler konusunda pek bir çaba harcanmadı. Günü kurtaran ve durumu idare eden yaklaşımlar iflas etmeye başladı. Muhtemelen işçiler sıkıntılarını bir şekilde yetkililere ileterek, bu duruma yönelmeden çözüm aramaya çalışmışlardır. İşletme yöneticileri ise yeni toplu sözleşmeye kadar sabretmelerini söyleyerek onları sakinleştirmek ve emekçi aleyhine çalışan düzeni korumaya yoğunlaşmışlardır. Yaşanan ve yayılan üretimi durdurma eylemleri, eski düzenin çok yıprandığı ve dökülmeye başladığı anlamındadır. İş barışının yeniden ve nasıl tesis edilebileceği belli değildir. Görünmez eller, işvereni taviz vermemeye zorlarken işçinin öfkesini artırmakta ve olası çözümlerin engeli haline gelmektedir. Bu yazımıza konu olan gelişmeler, önemsiz sayılabilecek türden işveren ile işçi uzlaşmazlığı değildir. Sonuçlan nedeniyle hepimizin geleceği ile ilgilidir. Küreselleşme denilen kuralsızlık ve bu anlayışın işbirlikçisi olan kesimler ise, adaletli bir çözümün engeli niteliğindedir. Metal iş kolunda yaşanmakta olan sivil itaatsizlik, bundan sonrası için bir çeşit milattır.
GELECEĞİ ETKİLEYECEK
İş barışı ve istikrar isteği konusunda samimi isek, adaletsizlikleri asgariye indirecek ve her şeyin değişmesini gerektirecek yeni bir düzeni tartışmaya başlamak zorundayız. Piyasa dostu küreselci yaklaşımlar ile mevcut sorunların çözülemeyeceği gerçeğini kabul ederek gereğini yapmak durumundayız. Korku duvarlarını güçlendirerek ve kul hakkı yemeye devam ederek bu açmazın içinden çıkamaz ve mutlu sona ulaşamayız. Eğer işçilerin hak arayışını destekliyor ve de oyunuzu Meclis’te temsil edilen siyasi partilerden birine vermeyi düşünüyorsanız, yaşananlardan gereken dersi alamamışınız demektir! Bir zahmet, gaflet uykusundan sıyrılmaya çalışın!