Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Temmuz 2013
MERKEZ MEDYADAKİ GAZETECİLERE ÇAĞRI!

Gezi eylemleri, medyanın sermaye yapısını, egemenlik ilişkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

MERKEZ MEDYADAKİ GAZETECİLERE ÇAĞRI!

Gezi eylemleri, medyanın sermaye yapısını, egemenlik ilişkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Merkez medya denilen, doğrudan AKP yandaşı olmayan ancak haber, yorum ve yayın politikalanyla genelde AKP iktidannı destekleyen görsel ve yazılı basın organlan, Haziran Direnişi’nde "üç maymunu" oynayınca tam anlamıyla açığa düştü.

Gezi direnişinin başlangıcında Penguen belgeseli, yemek programlan ya da olayları çarpıtan, küçük gören, çakma haberler veren bir yayın politikasını izleyince halkın protestosuyla karşılaştı. Merkez medya, hem sansür, hem de otosansür uygulamalanyla medya tarihinin "utanç" sayfalanndaki yerini aldı. Bu televizyonlann reyting oranlannda ciddi düşüşler olduğu gibi yazılı basını da önemli bir tiraj kaybına uğradı. Peki merkez medya kuruluşlannda çalışan gazeteciler ne durumda? Bu arkadaşlanmız, gazeteciliğin evrensel kurallanna bağlı kalarak haber yapmak istemiş olsalar da yönetim bu girişimleri engelleyip sansür yapmış olabilir veya medya çalışanları otosansür anlayışını içselleştirip gerçekleri göstermek ya da yazmaktan kaçınmış olabilirler.

Sonuç halkın haber alma hakkının engellenmesidir. Merkez medyanın itibarsızlaştığı bu ortamda, orada çalışanlar da bu durumdan etkilenmektedir. Keza bu medya kuruluşlannda çalışanlar, ücret düzeyinin düşüklüğü, çalışma koşullanılın ağırlığı gibi temel çalışma sorunlanyla da karşı karşıyadır. Gerek itibar kazanmak, gerekse çalışma koşullannı iyileştirmek için örgütlenmekten başka çare gözükmemektedir. Kuşkusuz işten atılma korkusu, sendikalaşmayı engellemekte ancak düşük maaş ve çalışma koşullannın zorluğu, sendikalaşma ihtiyacını da gündeme getirmektedir.

Gazetecilerin sendikalaşmasına karşı işverenin işten çıkarma girişimi, Gezi direnişinde olduğu gibi halkın desteği sağlanarak bir anlamda püskürtülebilir. Bu arada merkez medyada köşe yazan, televizyon programcısı olarak çalışanlar da bulunmaktadır. Bunlann ekonomik durumlan, muhabirlere, gazetecilere göre daha avantajlıdır, işsiz kalsalar bile uzun süre geçimlerini sağlayabilecek konumdadırlar. Televizyon programcılan, köşe yazarları, merkez medyada çalışma konumlarını sürdürdükleri sürece işverenin yayın politikasını da meşrulaştırmaktadırlar. Medya kuruluşunun sansür ve otosansür "suçuna" ortaklık etmektedirler.

Öncelikle bu arkadaşlar, sadece kendi köşelerinde birkaç eleştirel yazı yazmakla bu "günahlanndan" annamazlar, aynı zamanda gazetenin genel yayın politikasındaki gerçek dışı, çarpıtma ya da haberi görmezden gelen anlayışına itiraz etmeli, bunu köşelerinde açıkça yazabilme cesaretini gösterebilmelidirler. Yine bu arkadaşlar, sendikalaşmadan yana tavır koymalıdırlar, köşe yazan, televizyon programcısı sendikalı olmaz diye bir kural mı vardır? Sonuç onurlu olmak meselesidir.

Gezi eylemcileri güvenlik güçlerine "Polis simit sat, onurlu yaşa" diye slogan atıyorlar. Peki gazeteciler ne yapmalı? Hem muhabir düzeyindeki gazeteciler, hem de köşe yazarlan, televizyon çalışanlan onurlu yaşayabilmek için bir bedel ödemeyi de göze alabilmelidirler. Bu saürlann yazan, 40 yılı aşkın çalışma yaşamında 8 kez işsiz kaldı. 40 yılın 25 yılı bir fiil gazetecilikle geçti ve bu sürede de 5 kez işinden oldu. Siyasi görüşleri nedeniyle 2.5 yıl hapis yatması da, ayn bir fasıldır… Onurlu yaşamakla ilgili son sözü işçi sınıfı ideolojisinin kuramcısı Kari Marx’a bırakalım.

Marx diyor ki, "PROLETERYANIN EKMEKTEN ÇOK ONURA İHTİYACI VARDIR"… 

DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.