İki basit soruya yanıt aranıyor:

Faiz indirimi kötü sonuçlar doğuruyorsa eylül, ekim, kasım ve aralıkta hata mı yaptık?

Faiz indirmek iyiyse ocaktan sonra şubatta da niye indirime gitmedik?

Hangi yönetim döneminde yaşandığı bende kalsın. Yer Merkez Bankası’nın Ankara’daki sosyal tesisleri. Etkinliğin ne olduğunu tam hatırlamıyorum ama galiba basına bir yemek veriliyordu. Yemeğe henüz oturulmamış, insanlar kokteyl havasında grup grup sohbet ediyor. Merkez Bankası Başkanı ve diğer yetkililer de kendi aralarında bir sohbete dalmış. Sohbet konusu bayağı eğlenceli görünüyor; kahkaha atmıyorlarsa da yüzlere bir tebessüm yayılmış. Konuştukları da pek duyulsun istemiyor gibi bir havadalar. Zaten çok büyük olmayan bir salon, biraz yaklaşıyorum. Başkan şunları söylüyor:

“Yaptığımız açıklamalarda ifadeleri biraz değiştiriyor, bazı cümleleri birleştiriyor ya da bölüyoruz. Hemen bunu yorumlama çabasına girişiliyor. Hatta öyle ki mesela ‘tespit edilmiştir’ yerine ‘belirlenmiştir’ diyoruz; o bile yorumlanmaya çalışılıyor…”

İyice merak ediyorum, kastedilen hangi açıklamalar diye… Gazeteci arkadaşlarımla birlikteyim ama kulağım Merkez Bankası yöneticilerinde… Bir süre sonra anlıyorum ki Para Politikası Kurulu toplantılarından sonra yapılan açıklamalardan söz ediliyor.

Merkez Bankası yöneticileri, başkan da dahil olmak üzere bu açıklamaların yorumlanması için gösterilen gayretten dolayı anlaşılan bayağı bayağı eğleniyorlar. Bu yaklaşım daha sonra da sürdürüldü mü, hala öyle mi bilemem.

Ama bu olayı bizzat yaşamış biri olarak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu açıklamalarını okurken hep o güne giderim.

HELE ŞİMDİ!

Merkez Bankası’nın dünkü karara ilişkin açıklamasını yorumlamaya gerek var mı?

Merkez Bankası’nın faizle ilgili bir işlevi var mı ki, karara ilişkin açıklamasının bir önemi olsun, bu açıklama bir yorum gerektirsin.

Artık Merkez Bankası’na faiz ya da başka bir konuda soru sormanın da anlamı yok. Çünkü Merkez Bankası kendi kendine karar alma durumunda değil ki.

Ne yani faizlerin sabit tutulmasına dönük dünkü karar Merkez Bankası’na mı ait!

Politika faizinin üç ay boyunca sabit kalacağını örtülü biçimde Maliye Bakanı Nureddin Nebati çok önce söyledi zaten. Üstelik Nebati politika faizini önemsiz hale getirdiklerini de söylemedi mi?

Şimdi politika faizi yüzde 14’te sabit tutulmuş da Para Politikası Kurulu açıklamasında şunlar şunlar söylenmiş de…

Merkez Bankası kendi başına karar alabiliyor olsaydı yapılan açıklama dikkate değer bulunabilirdi.

Geçti o günler, çoktan geçti!

Aralık ayında faizi düşüreceksin, bir ay sonra aynı ifadelerle bu sefer faizi sabit tutacaksın.

Daha da ötesi geçen yıl enflasyonda düşüş gerçekleşene kadar faizin indirilmeyeceğini söyleyip sonra bir anda indirime başlayacaksın.

Çünkü kararı veren Merkez Bankası değil ki…

Dolayısıyla Merkez Bankası’nın faiz açıklamalarından sonra ne söylediğini öyle detaylı olarak irdelemeye çalışmanın da anlamı yok ki…

NE OLDU, ENFLASYONLA MÜCADELEDEN NİYE VAZGEÇTİK?

Ocak ayından sonra şubatta da faize dokunmadık.

Faizi düşürüp enflasyonu aşağı çekecektik ya, sahi ne oldu bu teoriye?

Enflasyonla mücadeleden vaz mı geçtik yani?

Olmaz, enflasyonla mücadeleden vazgeçilir mi…

Bakın KDV indirildi, harıl harıl fiyat ve etiket denetimi yapılıyor.

Ama daha kestirme yoldan gidip faizi indirerek yapsak ya şu mücadeleyi. Üstelik eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında bu mücadeleyi verdik. Gerçi faiz indirimi bu aylarda ters tepti ve fiyatlar arttı ama olsun, gün gelir işe yarar.

Ocak ve şubatta ne oldu da faiz indirimine ara verdik, bilen var mı?

İki basit soru:

Faiz indirimi kötü sonuçlar doğuruyorsa eylül, ekim, kasım ve aralıkta hata mı yapmış olduk?

Faiz indirimi iyi bir tercih ise ocak ve şubatta indirime gidilmemesini nasıl açıklayacağız?