MECLİS’TE YENİ BİR DARBE HAZIRLIĞI
Birgün Gazetesi yazarı Aziz Çelik´in bugünkü köşe yazısı..
1 Haziran 2006 tarihli BirGün’de "Borsa’da darbe-i sendika sanatı" başlıklı bir yazı yazmıştım. Tez Koop-İş Sendikasının İMKB’de örgütlenme çalışmalarının işverence engellenmesini eleştirmiştim. Sendikalaşmaya karşı dava açan dönemin İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Başkanı Osman Birsen, borsa çalışanlarının memur olduğunu ve bu nedenle işçi sendikasına üye olamayacaklarını iddia etmişti. Elbette bu saçma iddia tutmamış ve sendika İMKB’de örgütlenmişti. Halen İMKB çalışanlarının yüzde 99’u Tez Koop-İş üyesi ve sendika yıllardır İMKB’de toplusözleşme bağıtlıyor.
Fakat anlaşılan sermaye piyasasının, hükümetin ve Meclis’in sendika ve grev fobisi bitmemiş. Biliyoruz, sermaye grevi sevmez, piyasa grevi sevmez, sermaye piyasası ise hiç sevmez. Ama bu kadarına da pes doğrusu. Borsa çalışanlarının sendikalaşmasını engelleyemediler bu kez grev hakkını ortadan kaldırmak istiyorlar.
AKP hükümeti tarafından 18.6.2012 tarihinde TBMM’ye sunulan, komisyonda görüşülen ve Genel Kurul gündeminde olan Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı’nın 137. Maddesi’nin 2. fıkrasında "Bu Kanun uyarınca kurulan ve faaliyet gösteren borsalar ve teşkilatlanmış diğer Pazar yerleri, merkezi takas kuruluşları, merkezi saklama kuruluşları ile MKK tarafından yürütülen hizmetlerde grev ve lokavt yapılamaz" hükmüne yer veriliyor. Böylece tüm borsa hizmetlerinde grev yasağı getirilmek isteniyor.
Yasak sadece İMKB’yi değil tüm borsaları, teşkilatlanmış pazaryerlerini ve takas kuruluşlarını kapsıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında THY işvereninin siparişi ile TBMM hava taşımacılığı işkolunda grevi yasaklayınca "bu kadarı da olmaz" demiştik. Ancak şaşırmanın sonu yok, hukuksuzluğun sonu yok çünkü piyasaperestliğin sınırı yok bu ülkede. Borsada grev yasağının dünyanın demokratik hiçbir ülkesinde olmadığını yazmak nafile! Borsada grev yasağının ILO sözleşmelerine aykırı olduğunu yazmak nafile! ILO’nun, borsa ve bankacığı grevin sınırlanabileceği temel hizmetler arasında görmediğini yazmak nafile!
Borsada grev yasağının anayasanın eşitlik ilkesine, temel hak ve özgürlüklerinin sınırlanmasına ilişkin hükümlerine, 54. maddede yer alan grev hakkına ve 90. maddesine aykırı olduğunu yazmak nafile! Çünkü artık akıl ve izan sınırlarını zorlayan bir keyfilik, hukuksuzluk ve vurdumduymazlıkla karşı karşıyayız. Daha birkaç hafta önce Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kabul edildi. Bu kanunda yer alan grev yasakları arasında borsaya yer verilmedi. Şimdi bir başka kanunda "çeşitli maddeler" başlığı altındaki bir hükümle temel bir hak yasaklanmak isteniyor. Dahası temel bir hak ortadan kaldırılırken gerekçe yazmaya bile tenezzül edilmemiş. Tasarıda yasağın gerekçesi yok.
Bu kadar keyfiyiz yani! Böylesi bir yasak 12 Eylül darbecilerinin dahi aklına gelmemişti. Darbe ürünü 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasasında böyle bir yasak yoktu. Darbeleri araştırma komisyonları kuran Meclis, grev hakkına darbecilerin bile vurmadığı bir darbeyi vurmaya hazırlanıyor. Hadi AKP’yi anladık, grevi sevmiyor. Peki muhalefete ne demeli! 337 sıra sayılı komisyon raporuna bakınca CHP’nin ve MHP’nin de itirazına rastlanmıyor. Bu iki partinin milletvekilleri tarafından yazılan muhalefet şerhleri arasında grev yasağı yok.
Yoksa Meclis borsayla grev yasağı konusunda milli mutabık içinde mi? TBMM genel kurulu başkanlık kürsüsünün hemen arkasında "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadesi yazılı. Eğer Meclis bu yasağı kabul ederse oraya "egemenlik kayıtsız şartsız piyasanındır" yazın. Yazın ki, yanlış anlaşılma olmasın!
Kişisel Bir Not: BirGün’de yazıyorum, çünkü biliyorum ki, bu yazıyı yolladığımda yazı işlerindeki arkadaşlar beni arayıp yazıma ilişkin bazı hassasiyetler iletmeyecek. Biliyorum ki, piyasanın, hükümetin ve muktedirin eli bu yazıya uzanamayacak. Bu fevkalade mühim bir duygu