MAYISTA DEVRETTİ HAZİRANDA TERLETTİ
Mayıstaki kapanma yüzünden enflasyon beklenenden düşük çıkınca TÜİK, fiyat artışlarının hazirana devredildiğine dikkat çekmişti.
Dün açıklanan haziran enflasyonu bu etkiyle tüm tahminleri aştı. Ekonomistler yine bilindik ‘faiz artsın’ söylemini tuttururken, iş dünyası topyekûn mücadele çağrısı yaptı.
Türkiye genelinde tüketici enflasyonu haziran ayında yüzde 1.94 olarak hesaplandı. Yıllık enflasyon da yüzde 17.53’e çıktı. Enflasyon beklentileri aylık bazda yüzde 1.2 ile yüzde 1.6 arasında değişiyordu. Beklentileri aşan aylık oran sonrası Merkez Bankası’nın yıl sonu tahminlerinin riske girdiği ifade ediliyor. Bu ay sonunda açıklanacak yılın üçüncü enflasyon raporu bu anlamda merakla beklenecek. Yine ayın 14’ün toplanacak Para Politikası Kurulundan bir faiz adımı gelmesi için baskılar sürüyor. Enflasyon verisinin beklentileri aşmasının ardından birçok ekonomist sosyal medya hesaplarında faizin artırılması gerektiği şeklinde görüş belirtti. Ancak geçen hafta kurulan Finansal İstikrar Komitesinin faiz dışında atacağı adımlar da olabilir. En nihayetinde üretici enflasyonu tarafına baktığımızda da aylık yüzde 4.01 ve yıllık da yüzde 42.89’luk yüksek bir oran söz konusu. Talepten çok maliyet kaynaklı bir enflasyonun yaşandığı aşikar. Bu anlamda yapılacak bir faiz artışı işletmelerin kredi maliyetlerini artırarak arz tarafında sıkıntıya yol açabilir. Elbette TL’deki ilave değer kaybı da gerek ithalat fiyatları üzerinden gerekse enflasyon ataleti yüzünden etki ederek bu alandaki yangını besliyor.
BEKLENEN BİR DURUMDU
TÜİK’in açıkladığı tüketici fiyatları endeksine baktığımızda aylık yüzde 1.94’lük oran 2018 Haziranı’ndan bu yana en yüksek düzey olarak kayıtlara geçti. Yıllık enflasyon da 2019’un Mayıs ayındaki yüzde 18.71’lik orandan sonra en yüksek seviyeye ulaşarak, son iki yılın zirvesine çıktı. Esasen haziran ayında enflasyonun bu kadar yüksek gelmesinin nedeni mayıs ayından kalan etkiydi. Mayısta yüzde 1’in üzerinde bir oran beklenirken enflasyon yüzde 0.89 olarak açıklanınca birçok eleştiriye neden olmuştu. Bunun üzerine TÜİK yaptığı açıklamada, “Etki analizi sonucunda bulunan ve sehven veri tabanına aktarılan aylık yüzde 1.44 değeri ile haber bülteninde yer alan aylık yüzde 0.89 değeri arasındaki fark, sepette yer alan maddelerin fiyatlarında haziran ayında hiçbir değişiklik olmaması durumunda takip eden aya aktarılacak katkı tahminini ifade etmektedir” demiş ve haziranda mayıstan hazirana nispeten kuvvetli bir aktarım olacağını kaydetmişti. Reuters’in haberine göre, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da geçen günlerde, önümüzdeki iki ay enflasyonun beklenenden yüksek geleceğini not etti. Diğer yandan geçen hafta İTO’nun açıkladığı İstanbul enflasyonu, perakende fiyatlarında aylık yüzde 1.36 ve yıllık yüzde 16.12 artışa işaret etti.
AÇILMA ETKİSİ ZAM GETİRDİ
Haziran ayında açılmanın etkisiyle eğlence ve kültür grubundaki zam oranı yüzde 4.46 oldu, yine üst üste gelen düğünler sayesinde hareketlenen pazar yüzünden ev eşyası grubunda aylık fiyat artışı yüzde 4.50’yi buldu. Mutfak enflasyonu aylık düzeyde yüzde 0.88’de kalırken, yıllık oranın yüzde 19.99 olduğu görüldü. Çekirdek enflasyon da haziranda yüzde 17.47 olarak hesaplandı. Bu oran fiyat katılığını gösteriyor. Enflasyon verilerini yorumlayan Tera Yatırım Baş ekonomisti Enver Erkan, “Haziran enflasyonunda dönemsel en önemli etkiyi açılmayla gelen talep yapmış görünüyor. Tüketici sepetinin nerdeyse çeyreğini oluşturan gıda kaleminde yıllık enflasyon bir önceki ayın yüzde 17 seviyesinden yüzde 20’ye artış gösterdi. Gıda fiyatları, Merkez Bankası’nın revize edip etmeyeceği yüzde 13 yılsonu hedefinin bir hayli üzerinde kalmayı sürdürmektedir. Enerji enflasyonunda, mayıs ayındaki yüzde 17.7’ye kıyasla haziran ayında yüzde 17.3’e düşüş söz konusudur. Yurt içi benzin fiyatlarındaki büyük artış etkisi ve gelecekte de görülmesi muhtemel zam etkileri enerji fiyatlarında artış eğilimini ön planda tutmaya devam edecektir. Petrol fiyatlarında ve döviz kurlarındaki artış etkisi buna temel dayanak olacaktır” dedi.
FAİZDE İNDİRİM ŞİMDİLİK HAYAL
Enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından bir hesaplama yapan iktisatçı Zafer Yükseler, 2021 Haziran ayında beklenen reel faizin yüzde 5.97, ex-ante reel faizin ise yüzde 1.09 olduğuna işaret ederek, “Geçen yıl haziran ayında açılan bir yıl vadeli mevduatın reel getirisi ise yüzde eksi 8.29 olmuştur” dedi. Buna göre her ne kadar faiz artışını işletmeler için ilave maliyet yaratacağından riskli görsek de diğer yandan aylardır dillendirilen faiz indiriminin ise bu oranlar dikkate alındığında hayal olduğunu düşünüyoruz. Sonbaharla birlikte enflasyonda baz etkisi kaynaklı bir gerileme bekleniyor. Fakat erken bir faiz indirimi TL üzerindeki satış baskısını artırarak yeni bir kur şokunun ardından enflasyon dalgasına yol açabilir.
ALIM GÜCÜNÜN ZAYIFLAMASI BİRÇOK SIKINTI GETİRİR
Anadolu Aslanları İş adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, enflasyon verilerine ilişkin yaptığı yazılı değerlendirmede, “Vatandaşın alım gücünün zayıflaması beraberinde birçok sıkıntıyı da getirir. Enflasyon konusunda tüm paydaşlar sorumluluk alarak topyekûn mücadeleye girmelidir” dedi. “Fiyat artışlarıyla ilgili her kesimin farklı gerekçeleri olacaktır. Kimi hammaddeyi, kimi kuraklığı, kimi de pandemiyi gerekçe gösterecektir” ifadesini kullanan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yandan hammadde, pandemi, lojistik vb. giderleri gerekçe gösterip fiyat artışı yaparken, bir yandan da bu süreçte cirosuna ciro katan özellikle tekelleşen firmalar sıkı kontrol edilmelidir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı fiyat istikrarı komitesinin acilen devreye alınması gerekmektedir. Vatandaşımızın enflasyon karşısında ezilmesine hiç kimsenin gönlünün razı olabileceğini düşünemiyor, bu konuda yetki sahibi olan tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”