Madenlerdeki özelleştirme, rödovans ve taşeron uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte artan iş cinayetlerinde denetimler sıkça tartışılmıştı. Uzmanların, meslek odalarının ve işçilerin madenlerin tümüyle kamulaştırılması talebine kulak tıkayan hükümet, şimdi de denetimi piyasanın emrine veriyor. İşverenlere gönderilen yeni yasa taslağında teknik nezaretçiliğin kaldırılması ve denetimin özel firmalar aracılığıyla yapılması öngörülüyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün (MİGEM) çeşitli işverenlere gönderdiği yeni maden yasa taslağını Evrensel’e değerlendiren Maden Mühendisleri Odası Genel SEKRETERİ Necmi Ergin, bu taslağın teknik nezaretçiliği tümüyle ortadan kaldırdığını söyledi. Teknik nezaretçilerin maden sahasındaki işin teknik ve bilimsel yönünü, iş güvenliği açısından sahadaki olumsuzlukları işverene bildiren ve bu konuda işverene önlemler aldıracak çalışmalar yaptığını belirten Ergin, bunun yerine “Yetkilendirilmiş tüzel kişiler”ce kurulacak yeni bir oluşum planlandığını ifade etti.
‘MİGEM SORUMLULUKTAN KAÇIYOR’
Taslağın en dikkat çekici sonuçlarından biri de sorumluluğun özele devredilecek olması. Ergin, “Taslakta bu kurumlara proje, denetleme ve izleme yetkisi verilmiş. Bunun sonucunda teknik nezaretçilik hizmeti veren arkadaşlarımız işsiz kalacak. İkincisi, bu yetkilendirilen kuruluşlar MİGEM’in yaptığı işleri yapar hale gelecek. MİGEM de bu firmaları denetleyecek” dedi.
Bunun aynı zamanda istihdam sorunu yaratacağını da belirten Ergin, maden mühendislerinin üniversiteden mezun olduklarında aldıkları “altın bileziğin” de ellerinden alınacağını söyledi.
Çünkü mühendislerin yaptıkları işi bu firmalar üzerinden sürdüreceklerini ifade eden Ergin, mühendislerin ya yetkilendirilmiş firmalarda ya da maden işletmelerinde çalışacaklarını kaydetti. Ergün, “Mühendislerin istihdamında sorun çıkacak. Çünkü çalışma koşulları iyi olmayan firmalar mühendis bulmakta zorlanıyorlar” dedi.
‘SOMA’DAN ÖNCE BAŞLAMIŞLARDI’
Taslak aslında yeni değil. Sürecin bu noktaya nasıl geldiğini anlatan Ergin, daha geçen yıl bazı planların olduğunu ancak Soma ve Ermenek madenlerinde yaşanan faciaların bazı değişikliklere neden olduğunu ifade etti. Ermenek madenindeki işçi katliamından sonra çalışmaların hızlandırıldığını kaydeden Ergin, Soma’dan önce planlarda teknik nezaretçiliğin eğitimi ve harçlarla ilgili konuların zaten gündemde olduğunu söyledi. Ancak gelinen aşamada yeni yasa taslağında teknik nezaretçinin görevine son verilmek istendiğini dile getiren Ergin, “Rödovansın da özelde kaldırılması ama kamuda devam etmesi planlanıyor. Ruhsat bedellerinin harçları arttırılıyor. Zaten şu anda ruhsat bedelleri ve ruhsat devir işlemleri Başbakanlık tarafından yapılıyor. Bu da son derece sıkıntılı bir durum” diye konuştu.
BÜTÜNLÜKLÜ DÜŞÜNÜLMELİ
Madenlerdeki diğer tehlike ve sorunlara da dikkat çeken Ergin, önceki dönemlerde taşeronlaştırmanın ve özelleştirmenin sonucunda maden havzalarının bölünüp parçalandığını söyledi. Bölünen sahalarda çalışan firmaların da eş güdümlü olmadığını belirten Ergin, firmaların daha önce çalışılan sahalardan bilgi edinmediklerini ifade etti. “Bu noktada biz havza madenciliğini öneriyoruz. Yani o bölgedeki maden sahasının tamamının projelendirilmesi, havalandırma, nakliyat, galeri gibi unsurların birlikte planlanmasını. Bu hem iş güvenliği yararına olacak, hem de o sahadaki maden rezervinin kaybını azaltacaktır” diyen Ergin, sadece taşeronlaştırma ve özelleştirmenin değil, çalışma yaşamının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. İşçi sağlığı ve güvenliğinin diğer çalışma koşullarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Ergin, mesai saatinden, ulaşıma, ücretlere, örgütlülük durumuna, yıllık izinlerine kadar çalışma yaşamının tamamının ele alınmasının önemine işaret etti.