Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Temmuz 2012
KÜRESELLEŞME VE İŞÇİ SENDİKALARI

Küreselleşme olgusunun olumsuz etkilerini en çok işçi sendikaları yaşamaktadır. Tüm dünyada işçi sendikaları küreselleşmenin getirdiği hızlı ekonomik ve sosyal değişimin endüstriyel ilişkiler düzeninde var olan kural ve düzenlemeleri, yerine yeterli hukuksal bir yapılandırma sağlamadan, zayıflattığına ya da ortadan kaldırmayı amaçladığına tanıklık etmektedir.

KÜRESELLEŞME VE İŞÇİ SENDİKALARI

       Küreselleşme olgusunun olumsuz etkilerini en çok işçi sendikaları yaşamaktadır. Tüm dünyada işçi sendikaları küreselleşmenin getirdiği hızlı ekonomik ve sosyal değişimin endüstriyel ilişkiler düzeninde var olan kural ve düzenlemeleri, yerine yeterli hukuksal bir yapılandırma sağlamadan, zayıflattığına ya da ortadan kaldırmayı amaçladığına tanıklık etmektedir. Kurulmaya çalışılan bu yeni dünya düzeni karşısında işçi sendikaları ekonomik ve sosyal adaleti gerçekleştirebilmek ve kalıcı kılabilmek için çözümsel ( analitik) becerilerini arttırmak, örgütlenme çabalarını geliştirmek, daha verimli kılmak ve sosyo-ekonomik politikaların tartışılıp karara dönüştürüldüğü ortamlarda işçi sınıfını temsil etme yeteneklerini, başka bir deyişle, siyasal yeteneklerini geliştirmek zorundadırlar.

       Uluslararası kuruluşların bu konuda yürüttüğü önemli çalışmalar vardır. 1999 tarihinde IMF ve Dünya Bankası tarafından başlatılan Poverty Reduction Strategy Paper-PRSP ( Yoksulluğu Azaltıcı Strateji Çalışması) geniş tabanlı büyümenin sağlanması ve yoksulluğun önlenmesi için ülkelerin yapması gereken makro-ekonomik, yapısal ve sosyal politikalara değinmektedir. Bu çalışmanın bir devamını ILO tarafından 2002 yılında kurulan Dünya Komisyonunun hazırladığı Küreselleşmenin Sosyal Boyutları Raporu’nda görmek mümkündür. Bu konuda çalışmalar yapan başka önemli bir kuruluş GURN’dur (www.gurn.info). GURN’nun açılımı Global Union Research Network- Küresel Sendika Araştırma Ağıdır ve küreselleşmenin yarattığı sorunları çalışanlar açısından irdeleyen işçi sendika yöneticileri ve araştırmacıların yönettiği bir platformdur. Bu platform uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu(ITUC), ILO, OECD İşçi Sorunları Tavsiye Komitesi(OECD-TUAC), Uluslar arası Çalışma Enstitüsü(IILS) gibi işçi sorunları ile ilgili uluslararası kuruluşlarca yapılandırılmıştır.
 
       GURN’nun amaçları:
 
1-     küresel sendika hareketi ve ilgili araştırma enstitülerinin yapmış oldukları araştırmalara erişimi sağlamak
 
2-     ortak araştırma konularında sendikaların ve araştırma kuruluşlarının ortak çalışmasını sağlamak
 
3-     kuzey ve güney yarımküreleri arasında bilgi ve kaynak paylaşımını sağlamak
 
4-     işçi sendikalarının ekonomik ve sosyal konularda karar oluşturan ortamlara katılımına destek vermek.
 
       Olarak sıralanabilir. GURN  Friedrich Ebert Vakfı ile ortaklaşa çalışanlar perspektifini yansıtan araştırmaların internet ortamında indirilmesine olanak sağlayan bir veritabanı hazırlamış ve isteyenlerin hizmetine sunmuştur.
 
       KÜRESELLEŞMENİN TANIMI
 
       Küreselleşme Berlin Duvarının yıkılmasından sonra Soğuk Savaş sisteminin yerini alan baskın (dominant) uluslararası sistemin adıdır (1).Küreselleşme en iyi Dünya Kapitalizmi diye anlatılabilir. Kürselleşme kavramı dünya üzerindeki tüm ekonomik, sosyal, kültürel noktaların birbirine bağlanması, dünyanın artık tek bir birim olduğu varsayımını benimseyen bir oluşumdur.20. yüzyılın sonlarında dünyada esen değişim rüzgârları yeni bir dünya düzeninin kurulmasına yol açmıştır. Küreselleşme ideolojik açıdan değerlendirildiğinde ülkelerin sahip olduğu milli ve manevi değerlerin dünya ölçeğinde yayılması, farklılıkların bir bütünlük ve uyum içinde ortadan kalkması ve dünyanın küresel bir köye dönüşmesidir. Diğer bir tanıma göre küreselleşme, uluslar üstüleşmeyi ve delokalizasyonu zorunlu bırakan bir süreç ve hedef olarak küresel işletmeler aracılığı ile zenginliklerin ortaya çıkarıldığı, yeniden değerlendirildiği, üretildiği, tüketildiği ve dağıtıldığı serbest rekabetçi bir sistemdir. Kürselleşme sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasal anlamda dünyaya açılma ve dünya ile bütünleşme olarak da tanımlanmaktadır
 
       Küreselleşme siyasalarını destekleyenler bu sistemin aksayan yönlerini ve bu siyasalar sonucu dünyada adaletsiz bir düzenin gittikçe egemen olduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar. Dünyada uygulanış biçimi ile küreselleşme zengin, gelişmiş ülkelerin yararına işleyen bir sistemdir (2)
 
       Küreselleşmenin amacı sermayenin gittiği o ülkede ki zenginliklere el koymadır. Birleşmiş Milletlerin 1998 tarihli İnsancıl Kalkınma Üstüne Genel Raporuna göre:
 
       “1960 da dünya nüfusunun en engin ülkelerde yaşayan %20’sinin geliri en yoksul ülkelerin gelirinden 30 kez fazla iken 1995 de bu fazlalık 82 katına çıkmıştır”
 
       Küreselleşme sosyal, kamusal alanları yıkmayı amaçlıyor. Piyasa ve özelleştirme yolları ile kamusal ve sosyal alanların özel kişilerin ya da şirketlerin eline geçmesini öngörüyor.
 
Günümüzde küreselleşmede iki temel öge öne çıkmaktadır.
 
1-     ulusal mal, hizmet ve finans pazarlarının serbestleşmesi
2-     uluslararası sermaye akımlarının önündeki idari ve yasal engellerin, bütünleşmesi, ulusal ekonomilerin tek bir pazara dönüştürülmesi(3).
 
       Küreselleşme süreci dünyadaki güçler dengesinin azgelişmiş ülkeler karşısında sanayileşmiş ülkelerin, genel olarak da emek karşısında sermaye kesiminin giderek güçlendiği bir çerçevede gelişmektedir. Azgelişmiş ülkelerin iktisat politikaları üzerindeki etki ve denetim alanlarını, neo-liberal küreselleşme süreci içinde daha da genişleten finans kuruluşlarının, bu dengesiz güç ilişkilerinin daha da bozulmasında etkili bir rol oynadıkları gözlenmektedir(4).
 
       KÜRESELLEŞME VE YENİ ENDÜSTRİYEL İLİŞKİLER DÜZENİ      
             
       Küreselleşme sürecinde ekonomi, toplum ve siyaset arasında kabul edilemez dengesizlikler ortaya çıkmaktadır. Ekonominin artarak küreselleştiği bir ortamda sosyal ve politik kurumlar yerel, ulusal veya bölgesel olarak kalmaya devam etmektedirler Küresel kurumlardan hiç birisi yukarıda değindiğimiz iki olguyu yani ortaya çıkan dengesizlikleri ve ulusal kurumların varlığını sürdürmesi gerçeğini yok edecek bir yapıya sahip değildir. Küresel kurumların varlığı ülkeler arasında yaşanan eşitsizlikleri yok edecek demokratik etkileşimi sağlayamamıştır.
 
       Bu eşitsizlikler ve giderek açılan yoksul ülke-varsıl ülke makası yeni çerçeve politikalarının gerekliliğine işaret etmektedir(5).
 
       Küreselleşme ancak sosyal adalet ile birlikte uygulanır ve yaygınlaşırsa anlamlı bir gelişme sağlayabilir. Küreselleşmenin çalışanları uluslararası örgütlenmeye önem vermeye, çerçeve anlaşmaları kapsamında şirketlerle küresel müzakereler yapmaya zorladığı bilinen bir gerçektir.
 
       Kürselleşmenin kalıcı bir kavram ve uygulama olduğu artık evrensel olarak kabul edilmektedir. Sorun küreselleşmenin nereye kadar çalışanlar için iyi ya da kötü olduğunun irdelenmesinde somutlaşmaktadır (6)..
 
       Günümüzde sendikalar özel sektörün, küreselleşme nedeni ile, giderek artan gücü ve etkisi ile yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Buna karşı sendikaların başvurduğu üç yöntem vardır:
 
       a-      Yasalardan doğan demokratik haklarını kullanarak çalışanların haklarını ihlal eden ulusal ve uluslararası şirketlere karşı gösteriler yapıp kamu oyunun dikkatini bu şirketlere yöneltmek.
 
       b-     Başka ülkelerin hükümet dışı kuruluşları ile ( Non- Governmental Organizations-NGO’s- Sivil Toplum Örgütleri) işbirliği yaparak o şirket veya şirket gruplarına karşı toplumsal baskı uygulamak.
 
       c-      Bu şirket veya şirket grupları ile Uluslararası Çerçeve Anlaşmaları ( International Framework Agreements) imzalayarak temel uluslararası çalışma standartlarının faaliyette bulundukları ülkelerde ki işyerlerinde uygulanmasını sağlamak. Bu anlaşmaları imzalayan şirketler sendikalara karşı önyargılı olmamak taahhüdü altına girmektedir.
 
       Bu üç yöntem içinde Çerçeve Anlaşmaları gelecekte toplu sözleşme düzeni dışında yeni endüstriyel ilişkiler kurumlarının ortaya çıkmasına neden olacak önemli gelişmeler sürecini başlatabilir. Sosyal Diyalog olgusu bu girişimin ilk ciddi sonucu olarak değerlendirilebilir.
 
       Yukarıda da değindiğimiz gibi Çerçeve Anlaşmaları (IFA) Çok Uluslu İşletmeler- Multi National Enterprises (MNE)- açısından bir sendikaya yapılmış ve imza altına alınmış “ uluslararası çalışma standarlarına uyma” taahhüdüdür. Bu bağlamda işverenler işyerlerinde iyi endüstriyel ilişkiler uygulamasını yaşama geçirmeyi ve sendikal faaliyetlere olumlu bakmayı kabul etektedirler. Bu konuda bir örnek vermek gerekirse Bulgaristan’da çalışanların ancak %20-25’i sendika üyesi olduğu halde bu oran Çok Uluslu Şirketlerin işyerlerinde %67.4’lere ulaşmaktadır (7)
 
       Şunu hemen belirtmekte yarar var; Çerçeve Anlaşmaları sonucu bir çok ülkede yaşama geçirilen sosyal diyalog sonucu işyerlerinde kurulan İşyeri İşçi Komiteleri ( Works Councils), başka bir deyişle gerçekleştirilen sosyal ortaklık, sendikal örgütlenmenin yerini alabilecek bir olgu değildir. Çerçeve Anlaşmaları dünya iş gücünün ancak küçük bir bölümünü kapsamaktadır.Buna rağmen bu anlaşmalar yeni endüstriyel ilişki modellerinin ortaya çıkmasına neden olabilirler
 
KÜRSELLEŞME SÜRECİNDE ILO
 
       Küreselleşme karşısında sendikaların yeni işlevleri konusunda Uluslar arası Çalışma Örgütünün (ILO) oynayabileceği önemle role de değinmekte yarar vardır. Genellikle küreselleşme ekonomik boyutu ile ele alınmaktadır örneğin iletişimi ve ulaşımı geliştiren yeni teknolojilerin ticaret, finans ve küresel üretim sistemlerinde yarattığı değişimler öne çıkarılmaktadır. ILO ise küreselleşmenin sosyal boyutları ile ilgilidir ve küreselleşmenin dünyanın dört bir yanında ki kadın, erkek, çocuk çalışanların yaşamını nasıl etkilediğini mercek altına almak çabasındadır.
 
       1919 yılında kabul edilen ILO Anayasası,” evrensel ve kalıcı barış eğer sosyal adalet üzerine kurulursa var olabilir” hükmünü getirmiştir(8). Bu görüş ILO’nun 1944 Philadelphia Bildirgesi ile daha da belirginleştirilmiştir (9).
 
       Buna göre:
a- Emek emtia(mal) değildir
b- Sürdürülebilir gelişme için örgütlenme ve ifade özgürlüğü mutlak zorunluluktur.
c- Bir yerde ki fakirlik tüm zenginlikler için tehlikeli olarak kabul edilmelidir.
 
Bu görüşler ILO’nun 2007 yılında toplanan 96. Konferansında bir kez daha vurgulanarak ILO’nun küreselleşme ortamında üyelerinin sosyal adaleti gerçekleştirme amaçlarına varması için her türlü çabayı göstereceği söylenmiştir.
 
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki küreselleşme kabul edilmesi zorunlu bir olgudur ve kalıcıdır. Bu olgu sürecinde fakirliğin yaygınlaşmaması ve emeğin sosyal ve ekonomik kalkınmadan hak ettiği payı alması için uluslararası kuruluşların ve sendikaların yeni endüstriyel ilişkiler modelleri oluşturması kaçınılmaz olmuştur. Türkiye açısından konuyu ele aldığımızda sendikaların artık sadece ücret sendikacılığı yapmak yerine sosyal sendikacılık alanında da düşünce üretme sorumluluğu olduğu kanısındayız.İşyerlerinde yaşama geçirilecek sosyal diyalog bu konuda atılmış çok önemli bir adım olabilir. Toplu sözleşmeler aracılığı ile kapsam içinde ki işçiler için oluşturulacak özel ihtiyarlık sigortaları, sendika üyeleri için kurulabilecek sağlık merkezleri denenmesi gereken önemli projelerdir. Sendikalar çalışanlar için birer çekim merkezi olabilmek için yeni uygulamalar sergilemek ve sendikaları üyelerine sadece ücret zammı sağlayan kurumlar olmaktan çıkarmak zorundadırlar. Eğer sendikalar kendilerini yenilemez, yeni düşünceleri gün ışığına çıkaramazlarsa, küreselleşme sürecinde, üyesiz sendikalar dönemini yaşamak zorunda kalabilirler
__________________________________________________________________.
1-   Thomas L.Friedman, The Lexus and the Olive Tree, Anchor Boks,NY,2000,s.7
2-   Suna Kili, Cumhuriyet ve Küreselleşme, Kültür Bakanlığı Yayını, s.IX
3-   Öztin Akgüç, Küreselleşme Olgusunun Türk Ekonomisine Etkisi, Cumhuriyet ve Küreselleşme, Ed.Suna Kili, Kültür Bakanlığı Yayını, s.2
4-   Fikret Şenses, Küreselleşme Kalkınma İçin Bir Fırsat mi, Engel mi? Türkiye’nin Küreselleşmesi: Fırsatlar ve Tehditler, İstanbul Ticaret Odası, 2008-1, s.64
5-   World Commission onthe Social Dimensions of Globalization, ILO, Geneva, 2004, s.25
6-   Verena Schmidth, Editorial Overview, Trade Union Response
      To Globalization,ILO, 2007, s.5
7-   Ibid. S.3
8-   ILO, 2004, Constıtution of ILO and Standing Orders of the Internatıonal Labor Conference, Geneva, s.4
9-   Ibid. S.23                                       

 

Yrd. Doç. Dr. Engin Ünsal
Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi
DİĞER HABERLER
GIDA EMTİA FİYATLARI ARTIŞINI NİSANDA DA SÜRDÜRDÜ
GIDA EMTİA FİYATLARI ARTIŞINI NİSANDA DA SÜRDÜRDÜ

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda fiyatları endeksi art arda ikinci ayda da yükselerek nisan ayında 18,8’den 119’a çıktı.

KENT GIDA VE MONDELEZ TURKEY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
KENT GIDA VE MONDELEZ TURKEY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Kent Gıda ve Mondelez Turkey Gıda arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ AİLESİ, TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ ÜYELERİ
TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ AİLESİ, TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ ÜYELERİ

Sendikamız bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinliklerini, konfederasyonumuz Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun almış olduğu karar çerçevesinde Bursa, Mustafakemalpaşa, Karacabey şubelerimiz ile birlikte Kocaeli, Eskişehir, Gebze, Tuzla ve İstanbul Avrupa Yakası şubelerimize bağlı işyerlerinden üyelerimizin yoğun katılımı ile büyük bir coşkuyla Bursa’da kutladı.

1 MAYIS’TA KAÇIRILAN FIRSAT
1 MAYIS’TA KAÇIRILAN FIRSAT

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş ilk kez 1992 yılında Ankara’da 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak bir kapalı salon toplantısında birlikte kutladı.