Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
25 Kasım 2015
KÜRESEL BORÇLANMA

Krizin sekizinci yılını tamamlamak üzereyiz. Kapitalizmin “1930 Büyük Buhranı’ndan” bu yana en uzun süreli ve sistemik nitelikli krizi aşama aşama evriliyor.

KÜRESEL BORÇLANMA

Krizin sekizinci yılını tamamlamak üzereyiz. Kapitalizmin “1930 Büyük Buhranı’ndan” bu yana en uzun süreli ve sistemik nitelikli krizi aşama aşama evriliyor. Bildiğimiz üzere krizin ilk aşaması 2008 Eylül ayında Amerika’da konut kredileri piyasasında “eşik altı – vasıfsız” varlıklara dayalı fonlama balonunun çözülmesi ile patlak vermiş; daha sonra da Avrupa kamu borç krizi ile derinleşmişti. Şimdi ise krizin üçüncü evresini yaşamaktayız: yükselen piyasa ekonomilerinde durgunluk ve yavaşlama… 

Sanki üç ayrı süreçte evrilmiş gibi gözüken küresel krizin ortak bir noktası var: küresel borçlanma. Kapitalizmin finansallaşması ile ortaya dökülen ucuz ve bol kredinin hane halkları, şirketler ve devletler arasında deyim neredeyse kapışılmasına dayalı borç sarmalı, küresel bir salgına dönüşmüş durumda. 

Borç sarmalına dayalı krizler elbette yeni bir olgu değil. Ancak tam da ana akım neoliberal iktisat yaklaşımının her türlü sorunun yanıtının bulunulduğuna inandığı bir dönemde -ve işler de tam istenildiği gibi düzene girmiş; küreselleşme denilen neoemperyalist yeni paylaşım süreci meyvelerini vermeye başlamış iken- kapitalizmin merkezlerinden çevre ekonomilerine borçlandırma yoluyla yayılan bu salgının çözümü yakın gelecekte gözükmüyor. 

Her üç evrede de özel sektörün borçlanma iştahı önemli bir açıklayıcı değişken olarak öne çıkmakta. İlk dönemde Amerikan konut piyasasına aktarılan küresel tasarruf fazlasının yarattığı köpükler, ikinci evrede Avrupa’nın Yunanistan, İspanya, Portekiz, İrlanda gibi çevre ekonomilerinde “siesta” öyküleriyle birleşerek büyük durgunluğa dönüşmekteydi. Durgunluğu aşmak için sürdürülen QE -miktar kolaylaştırması operasyonlarıyla varılan noktada da küresel faizler sıfır alt sınırına dayanmış; para piyasalarının yarattığı aşırı likidite bolluğu ise yükselen piyasa ekonomilerinde tasarruf,– yatırım dengesini tahrip etmişti. 

Bu süreçte iki grup ayrışma gözlendi: Birinci grupta cari işlemler fazlaları veren ve yüksek boyutta uluslararası rezerve sahip olan ekonomiler yer aldı. Çin ve Kore’nin başını çektiği bu grup, süregelen krizi düşük büyüme hızları ve yurtiçi talep odaklı büyümeyle aşma çabasında. Bu ülkeler küresel krizi, “durgunluk ve yavaşlayan büyüme” üzerinden yaşamakta.

İkinci grupta ise sermaye akımlarına aşırı bağımlı, yüksek cari işlemler açığı sergileyen ve cari işlemler açığını da ya mevcut rezervleri eriterek ya da kayıtdışı sermaye (net hata noksan) akımlarını uyararak karşılamaya çabalayan ülkeler var. Brezilya, Malezya ve elbette Türkiye, bu ülkeler grubu içerisinde. Görece yüksek enflasyon, düşük tasarruflar ve yüksek işsizlik ile söz konusu ekonomiler krizi daha sert bir çöküş yaşamadan, en iyi şartlarda “uzayan durgunluk” koşullarında aşma çabasında. 

Sermaye girişlerine aşırı bağımlılık bu ülkelerin ortak yazgısı olarak gözleniyor; Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed’in) artık bir yılan hikâyesine dönen faiz artırımı kararını da süregelen bir tehdit olarak algılamaktalar. 

Fed gerçekten beklenen faiz artırımına giderse ve Amerikan ekonomisi yeniden küresel tasarruf fazlasının merkez adresine dönüşürse, dünya ekonomisinin dengeleri 2008 başına geri döner mi? Amerika kaynaklı yeni bir borç-köpük sarmalı küresel krizi dördüncü bir evreye sürükler mi? Her ne kadar “aynı suda iki kez yıkanılmaz” denilmiş ise de…

DİĞER HABERLER
BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.

İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’
İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’

İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), çocuk işçiliğe, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına ve iş cinayetlerine son talebiyle İstanbul Kadıköy’de eylem yaptı.

TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI
TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI

Asgari ücret masasında işçileri temsil eden Türk-İş, asgari ücrete ara zam yapılmayacağı açıklamalarıyla ilgili olarak “Enflasyonu durdurmadan verilen paranın hükmü kalmıyor” değerlendirmesini yaptı.