Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
13 Ağustos 2020
KRİZLERİN ÜÇÜNCÜ AŞAMASI: İSTİHDAM KRİZİ

Krizlerin aşamaları vardır. Genellikle önce finansal piyasaları vururlar; borsalar çöker; para birimleri değer kaybeder; ciddi faiz hareketleri görülür.

KRİZLERİN ÜÇÜNCÜ AŞAMASI: İSTİHDAM KRİZİ

Krizlerin aşamaları vardır. Genellikle önce finansal piyasaları vururlar; borsalar çöker; para birimleri değer kaybeder; ciddi faiz hareketleri görülür. İkinci aşamada üretimi vurur; ekonomiler hızla yavaşlar; bazı çeyreklerde büyüme yerine daralmalar görülür. Üçüncü aşaması ise istihdam krizidir. Yüksek ve inatçı işsizlik dönemidir. Hatta bazı ülkelerde krizlerin sosyal krizlere dönüşmeye başladığı andır bu. 2008’de başlayan küresel krizde bu seyri birçok ülkede aşama aşama çok net gözlemiştik. COVID-19’da ise aşamalar biraz daha içiçe geçmekle birlikte birçok ekonomide benzer bir seyir izleniyor.

TÜİK’in en son açıkladığı mayıs rakamları Türkiye’nin de yüksek ve inatçı işsizlik aşamasında olduğunun işaretlerini veriyor. Manşet rakamlara bakıp işsiz sayısının bir yıllık dönemde 4.1 milyondan 3.8 milyona gerilemiş olması görünüşte olumlu ancak aldatıcı. Detaylara inildiğinde o kadar iyimser olunamıyor. Ekonomimiz son bir yılda işsiz kategorisinin ya da tanımının dışına çıkan 331 bin kişiye iş yaratmış mı? Hayır. Çünkü istihdam edilenlerin sayısı 28.2 milyondan 25.8 milyona inmiş. Yani 2.4 milyonluk istihdam kaybı var. Durumu daha iyi anlamak için detaylara bakmakta fayda var.
 
Türkiye’nin 15 ve üzeri yaşta olan “çalışabilir nüfusu” Mayıs itibariyle sona eren son bir yılda 123 bin 763 kişi artaraka 62.4 milyona yükselmiş. Buna paralel olarak işgücünün de artmış olmasını beklersiniz ama artmamış. Toplam işgücü 2.7 milyonluk düşüş ile 32.4 milyondan 29.7 milyona inmiş. Yani nüfusumuz artmaya devam ettiği halde işgücümüz daralmış. Oysa sağlıklı bir ekonomide tersinin olması beklenirdi. Yine TÜİK açıklamasının detaylarından işgücüne dahil olmama nedenlerine baktığımızda iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan 4.7 milyon kişi olduğunu görüyoruz. Bir yıl önce bu sayı 2.3 milyondu. Yani bir yılda 2.4 kişi daha çalışmaya niyetlenmiş. Daha da detaya inince iş aramadığı halde çalışmaya hazır olanların 1.4 milyonunun iş bulma ümidini kaybettikleri için aktif olarak iş aramayı bırakanlar olduğu görülüyor. Bu durumda çalışmak istedikleri halde “ümidini yitirmişlerin” sayısı son bir yılda 800 bin kişi artmış. Ciddi bir rakam bu.
 
Bu arada işgücüne dahil olmayanların üçte birini oluşturan “ev işleri ile meşgul olanlar”ın sayısı 11.2 milyondan 10.2 milyona inmiş. Neredeyse bir milyon kişi aktif olarak iş aramasa da çalışma ihtiyacı duymaya başlamış ki bu da eve giren gelirin yetersiz kalması ile ilişkili bir gelişmedir. Hanelerin ekonomik durumundaki bozulmaya işaret eder.
 
İstihdam sorunumuz yeni bir durum değil. Geçmişte de farklı şekillerde istihdam sorunu yaşadık. Mesela istihdamda artış olmasına rağmen işsizlik oranının arttığı dönemler oldu. Ekonomistler önce sıra dışı bu durumu kavramaya sonra da açıklama getirmeye çalıştılar. Yüzde 6-7 gibi yüksek büyüme oranlarına ulaşıldığı halde istihdamın yavaş arttığı dönemleri de yaşadık. “Büyümenin yeterince istihdam yaratmadığı” bu dönemlerde “büyümenin istihdam yaratma kapasitesinin düşüklüğünü” ve imalat sanayimizin üretebilmek için dışarıdan yüksek oranda girdi ithal etmek zorunda kalmasını tartıştık. Şimdiki durum ise biraz daha farklı. Potansiyelin çok altında büyüyebilen bir ekonomi, artan nüfus, azalan işgücü ile istihdam ve gerileyen işsizlik oranı var. Bu tablo daha derin bir analizi hak ediyor.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.