KREDİ KARTI BORCU 40 KAT ARTTI
AKP döneminde kredi kartı kullananların borçları 40 kat arttı. AKP´nin iktidara geldiği 2002 Aralık´ta 6 milyar 360 milyon lira olan kredi kartı borcu, 2012 Temmuz´da 238 milyar 302 milyon liraya ulaştı. 10 yılda kredi kartı borç oranı yüzde 3900´e yakın. Sadece son yıldaki artış oranı ise yüzde 30.
AKP döneminde kredi kartı kullananların borçları 40 kat arttı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 Aralık’ta 6 milyar 360 milyon lira olan kredi kartı borcu, 2012 Temmuz’da 238 milyar 302 milyon liraya ulaştı. 10 yılda kredi kartı borç oranı yüzde 3900’e yakın. Sadece son yıldaki artış oranı ise yüzde 30.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) "kredi ve kredi kartı boçlarına" ilişkin araştırmasında, halkın borç batağına sürüklendiğine dikkat çekildi. Araştırmada şu değerlendirmelere yer verildi:
Kredi kartları geçim kaynağı oldu: Kamu emekçilerine, emeklilere ve asgari ücretli işçiye reva görülen ücret zamları, sürekli artan hayat pahalılığı karşısında oldukça yetersiz kalmakta, halka tamamlayıcı geçim kaynağı olarak kredi ve kredi kartlan işaret edilmektedir.
Borçlandırma Özendiriliyor: Serbest piyasaya açılan gıda, eğitim, sağlık, ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında dahi yetersiz kalan ve enflasyona karşı yenik düşen ücretlerde telafiye gitmek yerine, ekonominin lokomotif güçlerine dönüştürülen ve o yönde desteklenen bankalar kanalı ile borçlandırma özendirilmektedir.
Sürekli artıyor: 2008’de 117 milyar 133 milyon TL olan bireysel kredi toplam tutan, 2011 ‘de 223 milyar 893 milyona ulaşmış, 2012’nin 3 aylık dönemi sonucunda toplam borç miktan 229 milyar 943 milyona yükselmiştir.
KESK’e göre, emekçinin tüketim harcamaları için kullandığı kredi miktarları arttıkça, üstlendiği faiz yükü ağırlaşıyor. Bu da sürekli artan borç anlamına geliyor. Borçlanma detayları incelendiğinde borçlanmanın sadece yüzde 50’sinin ihtiyaç ve geçim için yapılıyor olması, gittikçe genişleyen bir nüfusun yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamada borçlanmaktan başka çözüm bulamadığını gösteriyor.
Borçlanmaktan başka çözüm yok: Bireylerin tüketim harcamalan için kullandıklan kredi miktarlan arttıkça, üstlendikleri ağır faiz yükü ile daha ağır bir borç yükü altına girmektedirler. Borçlanma detaylan incelendiğinde ise, borçlanmanın sadece yüzde 50’sinin ihtiyaç ve geçim için yapılıyor olması, gittikçe genişleyen bir nüfusun yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamada borçlanmaktan başka çözüm bulamadığını göstermektedir.
Borçlar 40 kat arttı: AKP ile kredi kartı borçlan 40 kat arttı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılının Aralık ayında 6 milyar 360 milyon lira olan kredi kartı borcu, 2012 yılının Temmuz ayında 238 milyar 302 milyon liraya ulaşmıştır. 10 yılda artan kredi kartı borç oranı yüzde 3900’e yakındır. Sadece son yıldaki artış oranı ise yüzde 30’dur.
Kart kullanımı artıyor: Kredi kartlarının kullanım oranı, hanehalkı tüketim harcamalarının çok üzerinde bir artış sergilemektedir. 2006 yılından itibaren hanehalkı tüketim harcamalarındaki artış azalsa da, kredi kartı kullanım oranı artışını sürdürmektedir.
Borç borçla kapatılıyor: Borç yükü arttıkça, enflasyon karşısında eriyen ücretler borçlan ödeyemez hale gelmekte, bu kez borcu kapatmak için tekrar borçlanmaya başvurulmaktadır. Borcu borç ile kapatma adeta zorunlu bir alışkanlık olarak halka dayatılmış, bu kısır süreç sonucu ödenemeyen borçlarda da kronik bir artış meydana gelmiştir.
Borçlar intihara sürüklüyor: Borçların büyümesi ile gelen iflaslar, hacizler vatandaşları yaşamlanna son verme noktasına kadar sürükleyebilmekte, borçlann ödenememe noktasının getirdiği bu çaresizlik karşısında ailelerin birliğinde bozulmalar meydana gelmektedir. Tüketici Dernekleri Federasyonu’nun 2011 raporuna göre, 2000’den sonra her 10 evli çiftten 7’si kredi kartları yüzünden boşanmış, basına yansıyan haberlere göre 7 yıl içinde 200 kişi kart borçlannı ödeyemedikleri için intihara teşebbüs etmiştir.
Hükümet yoksullaştırıyor: Hükümetin seçtiği iktisadi politika tercihleri kapsamında uyguladığı ücret politikalarının giderek halkı yoksullaştırdığı, temel yaşamsal faaliyetlerini ve ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getirdiği açıktır. Hak ettiği ücretten yoksun bırakarak, halka tek çözüm yolu olarak işaret ettiği borçlanma yöntemi ise bu yoksullaşmayı hızlandırmakta ve pekiştirmektedir.