KESK’E DARBE!
KESK´i direnişin gülü diye yazdım.
Kamu çalışanları adına hep öyle oldu.
Kuruluş mücadelesini adım adım izledim.
İşçi sendikalan içinde biri olarak etkinliklerine koştum.
Aliağa, Dikili panellerinde konuştum. Mitinglerine, yürüyüşlerine, kongrelerine katıldım.
Devlet ve hükümet edenler KESK´e hep karşı oldu.
KESK’i direnişin gülü diye yazdım.
Kamu çalışanları adına hep öyle oldu.
Kuruluş mücadelesini adım adım izledim.
İşçi sendikalan içinde biri olarak etkinliklerine koştum.
Aliağa, Dikili panellerinde konuştum. Mitinglerine, yürüyüşlerine, kongrelerine katıldım.
Devlet ve hükümet edenler KESK’e hep karşı oldu.
Onun mücadele kararlılığının dalga dalga yayılmasını sevmedi.
Kinle ve nefretle izledi. Önüne barikatlar kurdu. Biber gazı, tazyikli sularla karşıladı.
Yetinmeyip, karşı sendikalar kurdurdu. Gözü hep üstünde oldu. Onu yok etmek planlanndan asla vazgeçmedi.
Sürgünler, gözaltılar tutuklamalar sürdü. Toplu görüşme masalannda yetkili olmaları sarstı.
Sürekli pusuda KESK’i yok etmek için beklediler.
En insani hak arayışını cezalandırdılar.
Oysa KESK, bir emek örgütüydü. İşçi sendikalan konfederasyonlannı örnek aldı.
KESK’teki Kürtler ittifakla geldikleri için biliniyordu.
Bu açıklık avlamak isteyenlerin işlerini kolaylaştırdı.
Bir gün iki kadın sendikacı, kadın sendikacıları konuştuk.
KESK’e üye Tüm Bel Sen Başkanı Vicdan Baykara, bir kadın yöneticisinden övgüyle söz etti.
Bizim Kadın SEKRETERİmiz Güler’i tanıyıp öyküsünü yazmalısın. Güler Elveren ikinci kez seçildi.
Birkaç ay sonra da KCK operasyonunla alındı. Dört aydır Sincan F Tipi Cezaevinde yatıyor.
Öyküsünü yazamadım.
Güler ve onun gibi yüzlerce kamu çalışanı kadın var. Yüzlerce yoksulluk, özgürleşme ve direniş öyküsü var.
Önceliği Güler’in alması sadece Kürt olması ile açıklanabilir.
KESK’e ittifakla giren tüm Kürtler alınsın.
ÇALIŞMA BARIŞI BOZULSUN
Bu fotoğraf ülke genelindeki KESK üyelerini ürkütsün. Hızla KESK’ten uzaklaşsınlar. KESK’e darbe başanyla sonuçlansın.
Sendikal ve siyasal mücadele ortamının gücü, eylemlerin gülü KESK paramparça olsun.
Sokaklar sakinleşsin. Hükümete karşı eylemler, savaşa karşı verilecek ses kısılsın. Bu, bu kadar kolay mı?
"Susma sustukça sıra sana gelecek!" Sloganıyla efsaneleşen KESK. Mücadele ile kurulmuş güçlü bir örgüt.
Sosyalistlerin ve sosyal demokratların var olduğu bir üst örgüt. O kadar kolay mı, KESK’i yok etmek.
Kamu çalışanlan var oldukça KESK de var olacak.
KESK’i önce toplu görüşme, ardından toplu sözleşme masalarında yok edenlere karşın yine de bazı işkollarında yetkili olarak masalara oturdu.
Memurlara verilen zamlann yetersizliği ve hak kayıplan nedeniyle; 23 Mayıs’ta öyle ses verdi ki kamuoyunun takdirini kazanmakla kalmayıp, gerçek gündem oluşturdu.
EĞİTİM sistemine yönelik değişiklik karşısında dimdik durdu. Çağdaş eğitim anlayışını savundu.
Kamu çalışanlannın hakları için isyan türküleri söyledi. Alanlan doldurdu.
Sen misin, bunları yapan? Al sana direnişin gülü olmanın bedeli.
KESK yöneticileri tek tek başkandan başlayarak alındı.
KESK’e suikast, darbe ne dersek diyelim KESK yok edilmeye çalışılıyor. Mücadelelerden doğan KESK, küllerinden yeniden doğacaktır.